Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


>diyanet nereye.........?

Diyanet işleri Başkanlığı yeni bir ilke imza atmış bulunuyor.

Alınan karara göre Avrupa Birliğinin başkenti Brüksel’de Diyanet temsilcilik açacak Eylül 2008’de de resmi açılış yapılacak.

İlk etapta bu temsilcilikte 2.’si idari olmak üzere 7 personel görevlendirilecek. Bu personel AB ülkelerinin en az bir veya ikisinin dilini bilen seçme ilahiyatçılardan oluşacak, bunun için personel taraması yapıldığı bildiriliyor.
Bu temsilcilik, ilgili personel ile Türkiye – AB ilişkilerine katkıda bulunacak, Dinlerarası Diyalog çalışması yapacak ve Avrupadaki din işleriyle uğraşan görevlilerin eğitimiyle ilgilenecek.

Uzmanlara göre bu açıkça dini, siyasete alet etmektir. Zira, ABD – Türkiye ilişkileri siyasi faaliyettir. Buna aktif katılım Diyanetin kuruluş kanuna aykırı olduğu gibi aynı zamanda Laikliği de ihlaldir.

Öte yandan Dinlerarası Diyaloğun bir Hristiyan – Katolik projesi olduğu ve Vatikan’dan kaynaklandığı bilinmektedir.

Kuruluş kanunununda, “İslam Dinini doğru olarak öğretmek ve tatbik ettirmekle” yükümlü bulunan Diyanetin, Hıristiyanlığı yayma projesi olan Dinlerarası Diyaloğu faaliyet kapsamına alması, hem hukuk yönünden faaliyet sahası dışına çıkıyor, görev ve yetkisini kötüye kullanıyor demektir –ki bu suçtur– hem de milletimizin dini ve inanç değerlerini tahrif – bozmak anlamına gelmektedir.

Esasen Diyanet, bir modern misyonerlik olan Dinlerarası diyaloğu ikinci din şurasında faaliyet alanına aldı. O günlerde imamların Vatikan tarzı eğitileceği konuşuluyordu. Arkasından imamlara “Dinler arasında ayrım yapmayın” tamimleri gitmeye başladı. Sonra da hutbelerden “Tek, hak Din İslamdır” ayet–i kerimesinin çıkarılması istendi.

Bütün bunlar, “AB’ye Dini ve kültürel uyum” projesi çerçevesinde gündeme geldi.

Hatta, ‘semavi Dinler’in eşitlediği gündem edilerek Kelime–i Tevhid’in ikinci aslı “Muhammedurresulullah”ın şart olmadığı fikri yayıldı. Dinler Bahçesi adı altında “cami, kilise ve havra yanyana getirilerek açılışı siyasilere yaptırıldı.

Öte yandan ABD menşeyli “ılımlı İslam” projesi adı altında Ankara’da bazı ilahiyatçılara “Hadisleri tarama ve ayıklama” görevi verildi.

ABD’de çıkan News – Week Gazetesi ılımlı İslam projesinin Ankara’da şekillendiğini duyurarak Başbakanın şu sözüne atıfta bulundu: “Dinin kuralları aynı, ancak insanın dine ilişkin tavırları değişiyor.”

Bu yaklaşım, ılımlı İslam ve dinde reform gibi kavramlara mesnet teşkil ediyor.

İnsanlar dine bağlanır ve itaat ederler. Din karşısında aktif tavır belirleme ve alternatif yaklaşım getirme sonu isyana varan tehlikeli bir durumdur.

Diyanetin Brüksel’de temsilcilik açması egemenlik ve bağımsızlığın AB’ye teslimine paralel olarak Diyanetin merkezinin Brüksel’e taşınması söz konusu olur mu? sorusunu gündeme taşıyor.

Herhalukarda İslam’ın Diyanet eliyle zarar gördüğü belki anlam itibariyle tahrif edildiği gerçeği ile karşı karşıyayız.

Bu bir “inkültürasyon” olayıdır.

İslamın Hıristiyanlık bünyesinde monte edilmesi, daha açıkçası Müslüman Türk milletinin Hıristiyanlaştırılması olayıdır.

Tabiatıyla bu durum milli kimliğimizin temellerini sarsacak belki ülkemizdeki toprak – vatan hakimiyetimizi batılı müstevlilere teslim etmenin kapısını açacaktır.

Diyanet yetkililerinden ve iktidardan tavsiyemiz, bu yanlış ve tehlikeli gidişattan dönmeleri, inanç ve kültürümüze sahip çıkmalarıdır.


alıntı

evet kardesim malesef diyalog diye birsey baslattilar bizde kuzu kuzu dinliyoruz malesef ama türkiyeden önce avrupada yasayan bizler cilesini cekiyoruz önceden pasaportunu belediyeye gidip uzatiyordun simdi yapmiyorlar basi acik istiyorlar Allah razi olsun bizlere gurbette 40 sene bize sahip cikan hocalarimiz yazili kagit veriyorlarda öyle aliyoruz veya oturma musademizi uzatiyorlar.bizim bizden baska dostumuz olmaz

bizim bizden başka dostumuz kardeşiminde dediği gibi yok malesef :'(

olsun HZ ALLAHIMIZ BİZE YETER ;)

ya bunlar varya bunlara Allah rahmet etsin bunlar işte İslamı moderleştirmeye çalışan modern islam diyen itikadı zayıf insanlar


Güncel Haberler

MollaCami.Com