Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Ölür müsün öldürür müsün?
aktiyle köylünün biri hacca gitmiş. Tabii dönüşte eşe dosta, hısım akrabaya hediye getirmek âdetten... Herkese miktarınca hediyeler aldıktan sonra köyün ağasını da hatırlamış. Hediye konusunda uzun müddet karar verememişse de "Ağamız, başımızın tacıdır, efendimizdir; ona götüreceğim hediye kendime alacağımdan aşağı olmamalıdır." diye düşünerek hacılar âdetince bir şişe Zemzem doldurup bir faniye yetecek kefenlik bez kestirmiş. Dönüşte yol yordamınca hediyelerini sunmak için ağanın eşiğine yüz sürmüş. Gelin görün ki ağanın kâhyası, bu durumdan hoşlanmayarak hediyeleri adamın suratına fırlatmış:
- Be adam! Hiç böyle hediye olur mu?! Ben böyle bir hediyeyi şimdi ağaya nasıl takdim ederim? Köylü hulûs-ı kalble ısrar etmiş:
- Canım kâhya, elçiye zeval olmaz; sen heman bunları odasına götür. Ben bunları bin bir emekle ta Hicaz'dan getirdim.
Biraz tartışmadan sonra kâhya razı olmuş ve elinde hediye bohçası ile ağanın huzuruna girip meramını şöylece arz etmiş:
- Ağam! Sersemin biri Hicaz'dan size kefenlik bez ile gasil suyunuza katılmak üzere Zemzem getirmiş. Şimdi ölür müsünüz; öldürür müsünüz?!..İşte bu deyim zamanla günümüze kadar ulaşmış
Çok hoştu :D
Teşekkürler paylaşım için..
:D teşk.ler
ben teşekkür ederim sağolasınız.
teşekkürler güzelmiş.. :)
ben teşekkür ederim sağolasınız.
Teşekkürler paylaşım için... ;D