Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


BAŞÖRTÜSÜ PROBLEMİ EDEBİYATA GİRDİ: ÜÇ SİYAH DARBE

BAŞÖRTÜSÜ PROBLEMİ EDEBİYATA GİRDİ

ÜÇ SİYAH DARBE


Yazar ve şairler çağının şahididir. Yaşadıkları toplumun sosyal, kültürel, psikolojik ve sosyolojik problemlerini, dönüşüm ve değişimlerini gelecek nesillere onlar aktarır.

Ülkemizin son 150 yıldan beri yaşadığı sosyolojik ve kültürel değişim mücadelesinin kırılma noktalarından biri, üniversitelerde halen devam eden başörtüsü krizidir.

Başörtüsüne karşı çıkanlar, siyasi simge olduğu gerekçesiyle karşı çıktıklarını iddia ederlerken, aslında İslam dininin bir emrine karşı çıktıklarının da bilincindeler. Ancak, topyekün dine karşı çıkmaya cesaret edemedikleri için, “siyasi simge” diyerek başörtüsüne karşı çıkmaya cesaret edebiliyorlar.

Başlarını örten genç insanlar ise daima inançlarının gereği örtündüklerini söylemeye devam ediyorlar. Onların bu sözlerini kabul etmekten başka bir seçeneğimiz bulunmuyor. Zira bu toplumda başörtüsü takmanın yüzyıllardan beri devam eden bir geleneği var. Bu geleneğin tek kaynağı da İslam dininin açık emri… Başlarını örten her yaştaki kadın ve kız, yalnız bu emir gereği başlarını örter.

Yazar ve Şair Ekrem Kaftan, yıllarca süren araştırma ve çevresinde şahit olduğu hadiseleri bir araya getirerek, başörtülü genç kızların dünyasını romanlaştırdı.

Üniversitede Fizik eğitimi alan bir genç kızın, aynı zamanda yüzyıllar boyunca medeniyetimizin taşıyıcısı olan eski yazıyı güzel yazmak için öğrenme gayreti sırasında yaşadığı acı hadiseler, Ekrem Kaftan’ın romanının ana temasını oluşturuyor.

28 Şubat sürecinde son sınıfa kadar başörtülü olduğu halde üniversiteye devam eden Gülümser’in bir sabah polislerle yüz yüze gelmesi ve derslere alınmaması, ruh dünyasını alt üst eder.

Aylarca uğraştıkları ve eylemler yaptıkları halde, sadece başları örtülü olduğu için üniversitelere sokulmamaları, yaşadıkları ülkenin değerlerini sorgulamalarına sebep olur. Bütün hayalleri ve idealleri, başörtüsü engeline takılan genç kızların sorgulamaları roman boyunca devam eder.

Üniversite kapılarına dikilen polislerin de kendi inançlarıyla çatışmaları romanda tahlil ediliyor. Annesi, eşi veya kız kardeşi başörtülü bir polis memurunun, başörtülü üniversite öğrencisini copla kovalaması veya dövmesi, yürek paralayan sahneler olarak anlatılıyor.

Hat sanatını öğrenerek, yüzyıllarca dünyaya hükmeden bir medeniyetin dayandığı gücü araştırmaya yönelen Gülümser, içinde yaşadığı toplumla, devletin değerlerinin, eski medeniyetimizle çatışmasının sebeplerini bulmaya çalışır.

Aile ve dost çevresinin kültür ve medeniyet birikimine bağlılığının aksine, üniversitede yaşadığı başörtüsü yasağının hiçbir hukuki dayanağını bulamayan Gülümser, idealindeki dünyayı kurmasının ancak gönülden inanmış nesiller yetiştirmekle mümkün olacağına karar verir. Peruk takarak son sınıftan mezun olduktan sonra öğretmenliğe başlar ve öğrencilerini kendi ideallerinin gelecekteki sahipleri olarak yetiştirme derdine düşer.

Bir yandan da Osmanlı- İslam medeniyetinin taşıyıcısı ve ifade vasıtası olan Hat Sanatını öğrenmeye çalışan Gülümser, hattatların dünyasındaki zıtlıkları, sanatkâr olmanın zorluklarını bizzat hocalarında gördükleriyle öğrenir.

Sanatın bir ruh terbiyesi ve medeniyetin taşıyıcısı olduğuna inanan Gülümser yazdıklarıyla yaşadıkları uyuşmayan insanların, toplumu çürüttüğü sonucuna ulaşır.

Hac için gittiği Mekke ve Medine’de gördüğü manzara ise başörtüsü mücadelesinden yıldığı ülkesinde yaşadıkları ile kutsal topraklarda gördükleri arasındaki benzerliği ortaya çıkarmaktadır.

Mutluluk Çağı’nın güzelliklerini bulmak için gitti Mekke ve Medine’de, Allah’ın Sevgilisi Hazret-i Muhammed’in zamanından günümüze kalan hiçbir güzellik bulamayınca yeni bir darbeyle sarsılır.

Üç Siyah Darbe, harf İnkılabı, Başörtüsü karşıtlığı ve Kutsal Toprakların oteller diyarı haline getirilmesinin, genç ve idealist bir üniversite öğrencisinin ruhundaki yaraları anlatan romandır.

Üç Siyah darbe, aynı zamanda, üniversiteli başörtülülerin aşkı, sanatı ve inancı için verdikleri mücadelenin, idealleri ile inançlarını bütünleştirme mücadelesinin romanıdır.

Eylül Yayınları
[email]info@eyluliletisim.com[/email]

Tel: 0212 487 15 60

Tavsiyeniz için sağolun Halisece hocam bu kitap bizi anlatıyor. Allah'ın izniyle en kısa zamanda okuyacağım.

paylaşım için teşekkürler..

İlginiz için ben teşekkür ederim sevgili gözyaşı ve deli_prof... Allah razı olsun.
Selam ve dualarımla...


Tavsiyeniz için sağolun Halisece hocam bu kitap bizi anlatıyor. Allah'ın izniyle en kısa zamanda okuyacağım.

inşallah ben de bir an önce alıp okumayı düşünüyorum teşekürler hocam bilgilendirdiğiniz için..

Kitap için ilgine teşekkürler sevgili AHMER...
Selam ve dualarımla mukabil dualarınızı beklerim.

Saygıdeğer hocam,konuyu daha yeni fark ettiğim için anca yorum yapabiliyorum.

Kitaptan haberdar ettiğiniz için teşekkürler.Ayrıca Dücane Cündioğlu'na ait olan "Phılo-Sophıa-Loren" isimli kitabı okuduysanız eğer, yorum ve tahlillerinizi öğrenmek isterim.Konu ile nisbeten alakalı olsada 'modern' müslüman kadınının sorunları işlendiği için tesbitlerinizi merak ediyorum eğer lütfedip bilgilendirirseniz çok sevinirim.Saygı ve hürmetlerimle...

Sevgili ahuzar;

Yorumun için teşekkürler... Bahismevzuu kitap olduğu için gecikme de söz konusu olmaz. Sağolasın, ellerine sağlık...

Dücane Cündioğlu'nun, adını zikrettiğiniz kitabını okumadım. Kütüphanem de dolu ve dışa taştığı için yeni kitap da alamıyorum. Dolayısiyle değerlendirme yapma imkanım yok. Özür dilerim. Ama kitapta kafanıza-gönlünüze takılan hususlar varsa görüşebilir, konuşabilir, dolayısiyle değerlendirmede bulunabiliriz MSN'de... [email]halis.ece@hotmail.com[/email]

Selam ve dualarımla...

Muhterem hocam,cevabınız için ve beni fikir sofranıza buyur ettiğiniz için ben çok teşekkür ederim.Şu fakiri talebeniz olarak addederseniz ziyadasiyle memnun olurum.Zira sizin düşünce ve önerileriniz benim için oldukça önemli..

Ayrıca okuyup istifade ettiğiniz ve okumaya değer bulduğunuz kitapları bizimle de paylaşabilir misiniz?

Saygı ve hürmetlerimle...

Sevgili ahuzar;

Samimi düşüncelerenizi çok güzel dillendirdiğiniz bu kısa-öz mesajınız için öncelikle tebrik etmek isterim. Sonra da yüklediğiniz haddim olmayan değerler için, mealmahcubiyye elimden geldiğince yardımcı olmaya gayret edeceğimin bilinmesini...

"Kitaplar" meselesi, bildiğiniz üzere oldukça geniş ve etraflıca konuşulması gereken bir mevzu. İnş. o hususta da fikir teatisinde bulunuruz.

Selam ve dualarımla...

İnşaallah hocam,kitap hususunda fikir alışverişinde bulunmak benim içinde çok iyi olur.Zira bazen yanlış seçimler hem vakit kaybına hem de düşünce israfına neden olabiliyor.Çoğu zaman da zor şartlarda kitaplara ulaşabiliyorum...

Bir kez daha ilgi ve alakanız için teşekkür ederim,saygılarımla...

tesekkurler...

teşekkürler hocam...o süreci bire bir yaşayan kişlerden olduğumuz için galiba pek şaşırmayacağım......bir çok ihlaslı bacımız elbette sıkıntı çekti.. bu yola baş koyanlar kıyamete kadar hazırlıklı olmalı....mücadele bitmez.küfür küfrünü müslümanlar DA İSLAM ını son nefese kadar savunacak... ..KÜFRE DÜNYADA RAHATLIK OLMAYACAK.


Tavsiye Kitaplar

MollaCami.Com