Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Fransızca bilmeden gitti, rektör oldu

Gaziantep Lisesini bitirdikten sonra hiç Fransızca bilmeden, bursla Fransa'ya gelip Rouen Üniversitesi Rektörlüğüne kadar yükselen Prof.Dr. Özkul: "Başarımın arkasındaki enerji kaynağım Türkiye oldu."



Türkiye'de 1970 yılında Gaziantep Lisesini bitirdikten sonra hiç Fransızca bilmeden, bursla Fransa'ya gelip Rouen Üniversitesi Rektörlüğüne kadar yükselen 56 yaşındaki Malatyalı Prof.Dr. Cafer Özkul, "başarı öyküsünün arkasındaki enerji kaynağının Türkiye olduğunu" söyledi. Rouen kentinde A.A muhabirinin sorularını yanıtlayan Özkul, hiçbir zaman Türkiye'den ve Türk kültüründen kopmadığını belirterek, Türkiye'deki insan ilişkilerini özlediğini belirtti. Rektörlüğünü yaptığı üniversite ile ilgili bilgi veren Özkul, gelecek dönemde Türk üniversiteleri ile öğrenci değişimine gideceklerini kaydetti.



1970'de Gaziantep'de liseyi bitirdikten sonra yurt dışında okumak için burs sınavlarına girdiğini ve kazandıktan sonra Fransa'ya elektrik mühendisliği tahsili yapmak için gönderildiğini belirten Özkul, kendisini rektörlüğe götüren başarı öyküsünü şöyle anlattı: "Hiç Fransızca bilmeden önce Besancon şehrine gittim. Orada bir sene dil öğrendim. Fransa'da üniversite okullarına giriş sınavlı. İki yıl hazırlık yaptıktan sonra sınava giriyorsunuz. Üç sene içerisinde mühendislik okuluna gidiyorsunuz, sonra da mühendislik diploması alıyorsunuz. 1976'da bu süreci bitirdik sonra Türkiye'ye dönmek yerine burada doktora tezimle akademik kariyere başladım. Fransa'da üniversitelerde doğrudan doçent ya da profesör olunmuyordu özellikle yabancı olanlar için. 1988'de Fransa'da bir yasayla yabancılara üniversitelerde doçent olma hakkı verildikten sonra bulunduğum Rouen üniversitesinde doçent kadrosuyla göreve başladım. Bu süre içerisinde çok çalışarak bir optik laboratuvar kurdum, çeşitli yayınlara imzamı attım. Çok hızlı şekilde 1991'de profesör oldum. Bu arada, bilimsel çalışmalara devam ederken 1996'dan itibaren üniversitedeki çevrelerde benim idari aktivitelere yönelmemi tavsiye edenler oldu. Önce fen fakültesinin fizik bölümü başkanlığını yaptım, sonra aynı fakültenin araştırmadan sorumlu dekan yardımcılığını, ardından da dekanlığını yaptım.



Dekanlık süreci bittikten sonra 1999'da görev başındaki rektör, benim üniversitede yine araştırmadan sorumlu rektör yardımcısı olmamı istedi ve onun ekibine katıldım. Bu görev sürem 4 yıl sürdü. Bu sürem dolduktan sonra rektörlüğe adaylığımı koymuştum 2002'de. O zaman az farkla seçimi ikinci olarak kaybetmiştim. Tekrar fen fakültesindeki dekanlık görevime geri döndüm yine seçimle tabii. Geçtiğimiz haziran ayında yapılan rektörlük seçimlerini, 4 aylık sıkı bir lobi çalışmasıyla ilk turda 126 oyun 80'ini alarak kazandım."



ROUEN ÜNİVERSİTESİ



Fransa'da 85 üniversitenin faaliyet gösterdiğini kaydeden Özkul, Rouen Üniversitesi'nin Fransa genelinde eğitim ve bilgi sıralamasında şu anda 18'inci sırada bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Özkul, Rouen Üniversitesi'nin 26 bin öğrencisi bulunduğunu ve üniversitede, aralarında profesör, doçent, araştırma görevlilerinin yer aldığı toplam 1400 akademik kadrolu eğitim görevlisinin ders verdiğini, ayrıca 800'e yakın idari ve teknik kadrosuyla toplam 2200'den fazla çalışanı bulunduğunu kaydetti.



"TÜRK OLDUĞUM İÇİN ZORLUKLA KARŞILAŞMADIM"-

Görevleri sırasında Türk olduğu için herhangi bir zorlukla karşılaşmadığını ifade eden Özkul, "Türkiye'nin imajı periyodik dönemlerde bir iyi bir kötü olabilir ama bence kendimiz olmaktan başka bir çaremiz yok" dedi. Hiçbir zaman Türkiye'den ve Türk kültüründen kopmadığını kaydeden Özkul, "Her zaman içinde olduğum bir ortam. Sık sık doğup büyüdüğüm, kökenimin olduğu Malatya'ya gitmek benim için bir enerji kaynağı. Ama bu arada içinde bulunduğunuz ortama da ayak uydurmak zorundasınız. Özellikle de koca bir üniversitenin başında bulunan benim için bu daha çok önemli. Yapmış olduğunuz işi severek yapmak ve böyle olunca da içinde bulunduğunuz çevre bu bakımdan bakarak size güvenip oy veriyor" diye konuştu.



Haziran başından bu yana rektör olduğu için, her yıl gittiği memleketine bu yıl gidemediğini belirten Özkul, okullarında tatil dönemi olması ve yoğun işler sebebiyle yabancı ülke üniversiteleriyle bir ilişki kurma fırsatını da bulamadığını söyledi. Fen fakültesi dekanıyken, Türkiye ve diğer ülke üniversiteleriyle ilişki kurduğunu ve Türkiye'de özellikle Hacettepe, Marmara, ve İstanbul üniversiteleri ile yakın işbirliği içinde olduklarını hatırlatan Özkul, "Bu ilişkiler öğrenci alışverişi içerisinde gelişiyor. Şu anda Fransa'daki üniversitelerde bir reform çalışması sürecindeyiz.





Bu süre bittiğinde yine uluslararası ilişkilerde aktif olmayı düşünüyorum ve tekrar ERASMUS programı çerçevesinde Türkiye, Afrika, Amerika, Kanada ve Çin gibi ülkelerle öğrenci ve bilgi alış verişi yapmayı planlıyorum" dedi. Eşi ve çocuklarının dışında diğer aile fertlerinin Türkiye'de olduğunu anlatan Özkul, "Türkiye'de özellikle köy hayatını çok seviyorum. Malatya'ya aile fertlerimi görmek için, fırsat bulduğumda birkaç kez Türkiye'ye gidiyorum. Türkiye'de özlemimi duyduğum ortam insan ilişkileri. Bu arada iki yıl önce, 35 yıl aradan sonra ilk kez Gaziantep Lisesine gitmiştik ailemle birlikte. Şehirde gördüğüm değişiklik bende gerçekten bir şok etkisi yarattı. Gaziantep'i epey bir gelişmiş olarak buldum" dedi.



En büyük şansının eşinin Türk olması olduğunu söyleyen Özkul, "O mutfakta çok başarılı. Kendisi Trakyalı olması sebebiyle daha ziyade Trakya yemekleri yiyoruz. Doğrusu çalışmaktan çocuklarımın büyüdüğünü çok fazla göremedim. Onları büyüten, eğiten eşime minnettarım" diye konuştu.




Kaynak:Haber7

teşekkürler...emeğine sağlık..


teşekkürler...emeğine sağlık..

ben tşk ederim...


Başarı Hikayeleri

MollaCami.Com