Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Güllerin ve Gönüllerin Efendisine

GÜLLERİN ve GÖNÜLLERİN EFENDİSİNE



Sana [b]“gel” diyemiyoruz Efendim, “doğ gecelerimize” diyemiyoruz. Ama n’olur sen kabul et de senden gayrı neyimiz varsa hepsini geride bırakıp sana gelmek istiyoruz. Bize yüzünü çevirme n’olursun.
Asrın günahkârları adına, Efendiler Efendisine (s.a.v)…

Sana “gel” demeye yüzümüz yok Efendim. Sen kabul buyur bizi, sen davet et de biz varalım o ravzay-ı pâkine yalınayak. Gerekirse yollarında emekleye emekleye hatta sürünerek, yüzüstü gelelim huzuruna. Sen kabul et ki biz senin uğruna her türlü ezâya, cefâya razıyız.

Sümeyye’ler (r.a) misali bizi de ayaklarımızdan bağlayıp develeri ters istikamete sürsünler. Bedenlerimiz iki parça olsun. Vücudumuz tek parça olarak kapına gelmekten utanıyoruz. Bir değil bin parça olsun bedenlerimiz de yeter ki kabul et bizi. Kabul et ki Bilâl (r.a) gibi bizi de kızgın kumlara yatırsınlar ve diyebilelim Allah’ın huzuruna çıkarken, o gün, Senin ve dinin için bütün meşakkatlere katlandık diye. Kabul et ki Habbab bin Eret (r.a) gibi bizi de bir hasıra sarmalasınlar ve sonra da yaksınlar. Senin yolunda feda edilmemiş bir can olarak huzuruna gelmekten utanıyoruz Efendim. Yeter ki Sen “ümmetim” diye kabul et bu asrın günahkarlarını Efendim.

Bizi de “liva-ül hamd” sancağının altında toplar mısın o dehşetli günde... O gün öyle dehşetli gün ki bütün beşeriyet hatta peygamberler dahi “nefsî, nefsî…” dediği gündür. Sadece senin “ümmetî, ümmetî...” diyeceğin o günde, bizi yani bu âcizleri, bu günahkâr ümmetini bir hâlimizle perişan bırakma Efendim.

Öyle bir hâle düştük ki gündüzlerimiz bile siyaha boyandı. Sen kokmayan gülleri büyüttük bahçelerimizde. Senin için olmayan neyimiz varsa hep renksiz, neyimiz varsa hep yağmalandı çâresiz. En kutsal hediyesiydin Yaradan’ın bize. Heyhat ki koruyamadık tam manasıyla Seni. Asır, sinede ateş misali oldu... İman elde kor... Sevgili diye yılanlar atıldı koynumuza.

Ey Güllerin Sultanı! Sana gel demeye yüzümüz yok. Sen davet buyur bize. Biz gelelim alemlere rahmet olan Sen’in nurlu eşiğine. Davet et ki bütün meşakkatler kabulümüzdür. Tek temennimiz bu asrın biz çâresizlerini de “Ey rabbim! Bunlar da benim ümmetimdendir” demendir. Toprak olup aslımıza döneceğimiz günler elbette uzak değildir. Bir tebessüm buyur ki gittiğimiz yerler nurunla aydınlansın.

Amellerimiz bizi cennetin yanına bile götürmez ki sana muhabbetimiz olmadan. Bizi “ümmetim” diye kabul et ki asırlardır hep dünyaya bel bağlamış şu günahkarların artık Sen’in muhabbetinle yürekleri taşsın cihandan, cûş-u hurûşa gelsin yüreklerimiz sana olan aşkla.

On dört asır evvelinden “Ümmetim yağmur misalidir. Evveli mi âhiri mi hayırlıdır bilinmez” buyurmuştun. Ama Efendim, biz haramlarla günahlarla hemhâl olduk daim. İçimiz dışımıza bir çevrilse ne kadar acınacak halde olduğumuz görülecek. Allah ise bu hâlimiz mahşere sakladı. Bu yüzden başımız önümüzde eğik, bu yüzden sana “Gel Ey Efendim” diyemiyoruz. Çünkü sana gel demekten utanıyoruz Ey Gönüllerin Şehremini. Öyle ise biz gelelim kapına. Kapına gelip Kıtmir’in olalım Sen’in dâima.

Kabul et n’olur. Yoksa başımıza dağlardan daha büyük taşların yağacağı gün yakındır. O gün kaçacak yer olmayacak. Azığımız olan sâlih amelleri boynumuzda gerdanlık yapamadık bu dünya zindanında. Kalplerimiz taş kesildi Ey Gönüllerin Sultanı! Ummanlar çekilip kurudu birer birer. Hayat çöl ortasında kaldı çâresiz.

Sana “gel” diyemiyoruz Efendim, “doğ gecelerimize” diyemiyoruz. Ama n’olur sen kabul et de senden gayrı neyimiz varsa hepsini geride bırakıp sana gelmek istiyoruz. Bize yüzünü çevirme n’olursun.

Efendim! Sana salât olsun… selamlar olsun…

Bizleri sana ümmet yapana hamdler olsun…

Zafer ŞIK

paylaşım için teşekkürler ALLAH razı olsun..

Sana “gel” diyemiyoruz Efendim, “doğ gecelerimize” diyemiyoruz. Ama n’olur sen kabul et de senden gayrı neyimiz varsa hepsini geride bırakıp sana gelmek istiyoruz. Bize yüzünü çevirme n’olursun.

teşekkürler firdevs kardeşim herzamanki gibi çok güzel bir paylaşımdı


Sevgili Peygamberimiz

MollaCami.Com