Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Bendeniz Nasıl bir Müslümanım?

Bendeniz bir Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanıyım.

İtikatta imamlarım İmamı Eşâ€™arî ve İmamı Mâturîdir. Usûlde, temelde, esasta aralarında fark ve ihtilaf yoktur.

Bu iki muhterem zat Kur’an ve Sünnetteki inanç ile ilgili bilgileri toplamışlar, sistemleştirmişlerdir.

Ehl-i Sünnetin dört hak fıkıh mezhebi vardır. Bendeniz Hanefîyim. Diğer üç mezheb de haktır. Bu dördü usûlde, esasta, temelde birdir.

Tarikatim Tarikat-i Muhammediyedir.

Ehl-i Sünnetin Fırka-ı Nâciye olduğuna inanırım.

Kendimi kesin olarak mü’min ve Müslüman bilirim ama iyi bir Müslüman olduğumu iddia etmem.

Yedi ana değeri esas kabul ederim. Bunlar İman… İslam… Kur’an… Sünnet… Şeriat… Ümmet… Hilafet ve İslam Ahlakıdır.

Sahih itikadın ve Şeriatin sınırlarının içinde kalmak şartıyla teferruatta=ayrıntılarda çeşitliliğin geniş bir rahmet olduğunu bilirim.

İyi olsunlar, kötü olsunlar bütün mü’minleri kardeş bilirim.

Meşreb farklılakları yüzünden din ve iman kardeşlerime soğuk bakmam, hele hiç düşmanlık etmem

Müslümanların tek bir Ümmet çatısı ve şemsiyesi altında birlik olmalarını isterim.

Ümmet olabilmek için ehliyetli, vasıflı, liyakatli, muktedir, dirayetli, kiyasetli, hür bir İmam-ı Kebire biat ve itaat edilmesi gerektiğine inanırım.

İslamda, imandan sonra en büyük emrin=farzın beş vakit namaz olduğunu bilirim.

Hür ve mukim erkeklerin farz namazları cemaatle kılmalarının isteğe-tercihe kalmış bir şey değil, mecburiyet olduğunu bilirim.

Erkek kadın her Müslümanın öğrenmesi farz olan ilmin ilmihal olduğunu iyi bilirim.

İslamın bir ahlak boyutu olduğunu ve ahlaksız bir Müslümanın iyi değil, kötü bir Müslüman olduğunu bilirim.

Din, inanç, fıkıh, ahlak bilgilerinin; Resulullah Efendimize (Salat ve selam olsun ona) sahih icazetlerle irtibatlı gerçek, muhlis, muttaqi ve râsih ulema ve fukahadan, gerçek meşayihten öğrenileceğini bilirim.

Hayat yolculuğunda bir rehberin yönlendirmesine muhtaç olup da böyle bir rehberi bulunmayanın kılavuzunun şeytan olduğunu bilirim.

Yalanın, zinanın, ribanın, israfın, gıybetin, iftiranın haram ve büyük günah olduğunu, bunları helal bilenin dinden çıkacağını bilirim.

Müslümanların, işlerini alim, fazıl, fakih, muhlis, muttaqi, firasetli, mu’temen= güvenilir, müeyyed, tecrübeli, birikimli kimselerle istişare etmelerinin gerektiğini, istişare etmeyenlerin sonunda nâdim=pişman olacaklarını bilirim.

Bir toplumun, ne halde ise o şekilde idare edileceğini bilirim.

Müslümanların gizli günahlarının, ayıplarının, kusurlarının araştırılmasının yasak olduğunu bilirim.

Müslümanın en büyük ve korkunç düşmanının kendi nefs-i emmaresi olduğunu bilirim.

Güçlü Müslümanın zayıf Müslümandan hayırlı olduğunu bilirim. Gücün ilim, irfan, hikmet, şecaat, iffet, Kur’anda ve Sünnette bildirilen öteki faziletler ve hasletler olduğunu da bilirim.

Veren elin alan elden hayırlı olduğunu bilirim.

En kötü ticaretin din, iman, Kur’an ticareti olduğunu, böyle bir ticaret yapanın karı satandan daha alçak olduğunu bilirim.

Dalalet fırkalarıyla Ehl-i Sünnet arasında ne kadar ihtilaflı konu ve mesele varsa bunların hepsinde Ehl-i Sünnetin haklı olduğunu aynelyakîn bilirim.

İlmi, ehliyeti, liyakati olmadığı halde kendi re’yi ve hevası ile Kur’anı yorumlayanların ya küfre düşeceklerini, yahut büyük bir küfran-ı nimette bulunduklarını bilirim,

M. Kemalin ölümünden sonra çıkartılmış Kemalizm ideolojisinin İslamla ve imanla bağdaşmadığını bilirim.

Evrim teorisinin ilmî bir gerçek olmadığını bilir ve evrime inanmanın İslamla bağdaşmadığını bilirim.

Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak Allah katında tek hak, makbul, doğru dinin İslam olduğuna inanır, başka İbrahimî hak dinler olduğu inancını batıl kabul ederim.

Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer Peygamberlerin hepsinin (aleyhimüsselam) inancının ve dininin İslam olduğuna inanırım.

Dinde reformun, dinde değişimin, dinde yeniliğin sapıklık olduğuna inanırım.

Kur’anın üç yüz küsur kesin ayetinin tarihsel olduğunu, bunların hükümlerinin bugün geçerli olmadığını iddia edenlerin vahim bir sapıklık içinde olduklarına inanırım.

Velhasıl Selef-i Sâlihîn efendilerimiz ve onlardan sonra her asırda gelip geçen gerçek ve muttaki ulema, fukaha din konusunda ne demişlerse onlara inanırım.

Teferruata ait ihtilaflı meselelerde cumhur-i ulemaya, Sevad-ı âzama tabi olurum.

Efendimizin Ehl-i Beytini sevmenin farz olduğuna inanır ve onları severim.

Efendimizin dostları, ensarı=yardımcıları, askeri, yârânı, şâhidleri olan Ashab-ı Kiram hazeratını radiyallahu ecmain severim, onlara dil uzatmam, aralarındaki ihtilafatı ictihad meselesi olarak görürüm.

Bir mü’minin en büyük endişesinin hüsn-i hâtime olması gerektiğini bilirim.

Haqqa Müslüman olduğumu, lakin iyi bir Müslüman olmadığımı bildiğimi tekrarlarım.

Mehmet Şevket Eygi


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com