Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Senin ile 12 Saat

Bayanlarımızın Aradıkları Evlilik Yaşantısından 12 Saatı

Beraber Okuyalım ve Düşünelim.



Gençlerimiz evliliğe adım atarken lütfen iyi düşünün, evlenmek için evlenmeyin!!!

Evliliğinizle evinizi cennet bahçesine çevirin,Allah'ın rızasını kazanın.

islamı yaşamaya çalışan bayanın,

aradığı evlilik nasıl olur hiç düşündünüz mü?





Bayanların Hayalinde ki Evlilik.







“ SENİN İLE 12 SAAT”



Bir akşam saati ki içinde SEN ve BEN olsak .Senin işten gelişini beklerken sıcak yuvamıza huzur ve bereket dolması için dua etsem.



Yorgun ve bitkin olarak gelecek olan seni rahatlatmanınyollarınıdüşünsem.Düşünürken dilimde Rabbimin zikri olsa.Kapının çalışıyla kalbim duracak, seni ilk defa görmenin heyecanını yaşasam.Gönlüm aşk ve muhabbetle dolsa.



Senin yalnız geldiğini bilmeme rağmen yanında EHLİ BEYTEN gelenler varmış gibi düşünüp sevinçten gözlerim dolsa. Buyur etsem heyecanla, gözlerinin içine baksam ve o gözlerde kaybolsam.

“SEN ve BEN” Bir buseyle geri dönsem.



Akşamın karanlığı evimize iyice çöktüğü bu saatte evimize muhabbet ve aşk kapıları açılsa . Sen elini yüzünü yıkarken soframız hazırlansa, O sofra ki bir tabak, bir kaşık,bir çatal baş köşeye fazladan konsa PEYGAMBER efendimizi(s.a.v) beklermiş gibi.Besmele ile başladığımız yemeğimizi sevgi ikramlarıyla süsleyip, şükür ile bitirsek.Sevgi dolu gözlerle bakışıp, bana seni;Sana beni veren ALLAH’a şükretsek.

“SEN ve BEN”





Yemekten sonra kahveler hazırlansa hatta ben kahve fincanlarını hazırlarken sen kahve yapsan . Gününün nasıl geçtiğini ,eve gelmeyi nasıl beklediğini anlatsan. Kahvelerimizi alıp salona geçsek…..

“SEN ve BEN”



Senin elinden zehirde olsa içilir derdin ya işte zehirde olsa bal gibi içiliyor. Çünkü aşkla yapılan her şey bal olur. Kahvelerimizi içerken dilinden ilahiler dökülmeye başlasa .O ilahiler ok gibi saplansa yüreğime.Rahmet kapıları açılsa,aşk ile gözlerimiz kavuşsa.Kalplerimiz HAKK dese gecenin sessizliğinde. “SEN ve BEN”



Peygamber efendimiz(s.a.v)eşinin dizine başını koyar, sevgi ile muhabbet edermiş .Sende dizlerime başını koysan, ellerim sevgiyle saçlarında gezse.Günün yorgunluğu yavaş yavaş üzerinden gitse. Çayımız demlenirken Yatsı Namazlarına hazırlansak. Öyle aşk ile hazırlansak ki abdestlerimizi Beytullah’ta zemzem ile alacakmışız gibi heyecanlansak. Aldığın abdestin her damlası yüzüne nur olsa, .”

İçim huzurla dolsa.





Namazlarımızı Mescidi Nebevide kılar gibi edep ile seccadelerimize dursak .Ufak bir kaçamak yapar gibi mutluluk tebessümü yollasan sen değil gözlerin anlatsa içindekileri. “SEN ve BEN”





Dualarımızı etsek. Ümmeti MUHAMMED için ,zülüm gören kardeşlerimiz için,vatanımız,milletimiz için,manevi yolların açılması, insanlığın bekası için demet demet dua etsen ve ben gözyaşlarıyla amin desem.” SEN ve BEN”



Namazlarımızı kılmanın huzuruyla seccadelerimizden kalkıp sevgiyle sarılsak salavatlaşsak, melekler bile imrense . Çaylarımızı içerken asr-ı saadetten bahsetsek, kitap okusak ilahi ile süslesek. Arada tartışsak,inatlaşsak. SEN desen ki, bizim inatlığımız sevgimizdendir. Gözlerinin içi gülse yaramaz çocuklar gibi. O gözlerin içindeki derin okyanusa dalsam, gönül evini seyretsem içim huzurla dolsa.



Nikahımızdan bahsetsek, ben biraz kızdırsam seni gıcıklık olsun diye. SEN yumuşak bir kızgınlık tonu ile haykırsan “nikahlımsan istediğini yapamazsın, benim istediğimi yapmak zorundasın. Bir yerde tek baş olur ,iki başlılık ayrılık demektir ”desen.Beni sahiplenmenin verdiği mutlulukla boynuna sarılsam ve desem ki;

Ben o nikahı verirken baş seni bildim .. Gözlerinin içi gülse gıcıksınnnn desen. “SEN ve BEN “ Bütün bunlar aşkın cilvesi olsa.



“Sensiz geçen saatlerde,

Kanıyor yüreğim.

Sensiz geçen saatlerde

Akıyor gözyaşlarım.

Sensiz geçen saatlerde,

Yanıyor bedenim.

Sensiz geçen saatlerde,

Gönül bağında

Bir can ağlıyor”



Böyle anlatsak hasretimizi birbirimize. Gözlerimizin muhabbeti dudaklarımızda noktalansa. SEVDA demek ölümüne sevmek ,SEVDA demek bir beden olmak, SEVDA demek gözlerinden gönlüne süzülmek, SEVDA demek yokluğunda yanmak, varlığında yine yanmak uğrunda ölmektir. “SEN ve BEN “



Huzurlu bir akşamdan sonra abdestlerimizi alıp odamıza çekilsek. Sevgini söylediğin yolladığın güllerin süslediği odamız ,mumlar ,

SEN ve BEN ALLAH katında nikahlı iki çift.



“ALLAH’ın aşkıyla,

Aşk ile sarılan iki beden

Nura dönüşmez mi?

Melekler onlara dua etmez mi? “



Geceninin bir yarısı sıcacık kocaman bir buseyle uyansam, kulaklarımı senin sesin okşasa.



---ALLAH’ın huzuruna duralım,rahmetini, bereketini,rızasını alalım deyip uykumu tatlı tatlı dağıtsan.Aşkla yataktan kalksak abdestlerimizi alsak.

“SEN ve BEN “







Namazlarımızı Beytullahta kılacak gibi coşsak,



Yönümüzü Kabe’ye dönsek, içimiz huzurla seccadeye dursak, Allah’a el açsak maddi ve manevi isteklerimizi , dualarımızı dile getirsek, gönlümüzdeki aşk ve muhabbetin artmasını istesek.Seccadelerimizde ALLAH’ı zikretsek öyle bir hal olsaki…..Allah’ın rahmeti, nuru üzerimize yağsa.

SEN ve BEN “Allah’a olan görevlerimizi yerine getirmenin huzuruyla yatağımıza dönsek.Sevgiyle sarılıp uykuya dalsak.” SEN ve BEN “



Derin ve huzur dolu uykumuzu sabah ezanı bölse. Beraber edep ile seccadelere koşsak. Seher saatinde gözyaşlarımızla, dualarımızı, salavatlarımızı , zikirlerimizi göğe yükselterek Rahmet deryasına dalsak, marifet pınarından içsek, muhabbet sırrına ersek. “ SEN ve BEN “



Artık gün ışığı odamıza yansıyor .Kahvaltı hazırlıkları ve işe gitme telaşı ile koştursak.Gecenin karını almış iki nikahlı olarak huzur ve mutlulukla kahvaltımızı yapsak.Seni uğurlarken sevgi, hasret ve hüzün çökse içime. Seni Allah’a emanet edip arkandan dua etsem. Akşam eve geliş saatine kadar evimi, kendimi ve ruhumu sana hazırlasam. İşte tam 12 saat yaşadığım

“SEN ve BEN “



Evet , SEN ve BEN dedim ya aslında yalan. Sen ve ben derken, yanımda hep O vardı. Gözlerine her baktığımda, adını her andığımda, sana olan muhabbetimde, aşkımda, düşüncelerimde, duygularımda, gözyaşlarımda, hasretimde, zikrimde ,yanında yatarken, seni sararken hep üçümüz vardık.

SEN ve BEN



yalan.





“O ,SEN ve BEN”

varmışız.

Eğer onun aşkı ve sevgisi gönlüme böyle doğmasa ben seni yüce bir sevgiyle sevemezmişim. Sana olan sevgimin yüceliği beni rabbime yaklaştırıyormuş.Her bakışın, her sözün, tebessümün , gülüşün, merhametin bana rabbimi hatırlatıyor.



Şimdi soruyorum size böyle eşlere sahip olsak hallerimiz değişmez mi? Kainat değişmez mi? Bakışlarımız ilaç, gönüllerimiz derya olmaz mı ? Eşlerimiz ve aşkımız nefsi emareye diz çöktürmez mi?



Böyle nikahlı eşlere can verilmez mi? Size Allah’ı hatırlatan, manevi destek olan, gönül pınarınızı coşturan, rahmet deryasına daldıran bir eşi ALLAH katında nikahlı eşinizi kaybederseniz ne hissedersiniz? Allah kaybedenlere sabır versin, yine Allah’ın izni ve rızasıyla geri döndürsün.



İnşallah sizler böyle eşlere sahipsiniz. Sahip olamayanlar için dualarımızı eksik etmeyelim, onlarda bu aşkı yakalasınlar ki nikahın anlamını öğrensinler. YOKSA sokakta ki hayvanlardan ne farkımız olur. Onlarda yiyor ,içiyor, çiftleşiyor



Aşk ve sevgi yürekten olmalı. Bir insan Allah’ı sevmedikçe ona gönül bağlamadıkça, eşinide gerçekten sevemez. Hem kendini hem eşini kandırır. Gönüllerimizi Rabbimize verirsek baktığımız , tuttuğumuz her şeyde onun sevgisini yaşarız. O sevgiyi yakalayan nikahlılar, beraber olmaya doyamaz, bitmesin gitmesin isterler.

Yasemin ATAMAN

İyi de hayalleri süsleyen evlilikte erkek namazları evde kılarsa, camiiler cemaatsiz kalmaz mı ? Birde unutulan bir sünnet olan tek tabaktan birbirine ikram ederek yemek muhabbeti artırmaz mı ? Eliyle yemek yiyen Peygamberimize ayrı bir tabak yanına çatal kaşık bırakmak tuhaf değil mi ? ;)

İyi de hayalleri süsleyen evlilikte erkek namazları evde kılarsa, camiiler cemaatsiz kalmaz mı ?
Yusuf kardeşim tabiki erkek camiye de gidecek fakat düşünün kü evinde örnek olmayıp camiye koşan ailesi ile seccade de namaz kılmayan bir baba camiye koşsa ne olur?
Bugün çevrenize bir bakın bakalım,

haydı yavrum, eşim diye seccadeyi alıp omuz omuza Rabbinin huzuruna davet eden kaç eş var.

Evet erkek camıye gidecek fakat erkekler her konuda aile bireylerine örnek olacaktır. Yeri gelecek bir vakıt gıtmeyıp o sevinci eşi ve çocuklarıylada yaşayacak.

Bahane aramak kolay ama aile içinde birbirimize örnek olup muhabbet yollarını açmak, huzuru yakalamak ve başkalarınada onla örnek olmak zor.
Rabbim kendinizi ateşten koruyun demıyor dikkat edin!!! eşinizi ve çocuklarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun diyor.



">Birde unutulan bir sünnet olan tek tabaktan birbirine ikram ederek yemek muhabbeti artırmaz mı ? Eliyle yemek yiyen Peygamberimize ayrı bir tabak yanına çatal kaşık bırakmak tuhaf değil mi ? ;)

Ben buna yok demiyorum ama acaba günümüzde bu gün kaç evde bu yapılıyor.Kaç evde yer sofrası kuruluyor.

Tabiki aynı tabak .. Eğer bugün müslümanların evinde bu uygulama varsa hay hay yazıyı değişelim ama ben derim ki eğer farklı tabaklardan yıyorsakta biz imanın ve islamın tadını alalım. Siz yazıda anlatılmak istenenden çok kusur aramışsınız gibi geldi. Hakkınızı helal edin ama burda birlikte aile bireylerinin beraberce Rablerine dönmeleri ve yapılan ibadetlerde eşlerin ruh halı anlatılmak isteniyor. İslamı bir yazı gibi görünsede edebiyat bölümünde dikkat ederseniz. Yani edebiyat ağırlıklı davet yazısı.






Açıklamamla hata ettim kalbinizi kırdımsa helal edin bu benim düşüncem.

"Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir. "(İbrahim Suresi, 24)




Açıklamamla hata ettim kalbinizi kırdımsa helal edin bu benim düşüncem.

"Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir. "(İbrahim Suresi, 24)


Rümeysa Hanım yazı çok güzel anlatılan çifte inanın imrendim. Yalnız "Sürüden ayrılanı kurt kapar" malum insanın kurdu şeytandır. Evlenen çiftlerde aşırı muhabbetten erkekler hanımının yanından ayrılmıyor. sonra Cemaatten ayrılan erkeği şeytanın kandırması çok kolay. Evinde mazeretsiz namaz kılanların evini yakmayı düşünen bir Peygamberin ümmetiyiz. Kaldı ki nafileler evde kılınarak ev halkı teşvik edilebilir. Eleştirmek için yazmadım sadece konuya dikkat çekmek istedim. Çünkü anlatılan çift İDEAL bir çifte benziyor. Katkıda bulunmak istedim. Allah Razı Olsun Teşekkür ederim.

Ben tşk ederim Allah razı olsun. İnanıyorum ki anlatmak istediğim aileyi anlamışsınız ve vurguları almışsınız.

Benim düşüncem erkek veya kadın fark etmez herhangi biri islam yolunda eşine rehber olmalı sadece kendini değil aile fertlerinide o yolda götürmeli. Eğer sadece ben deyıp aile fertlerini dil ile uyarıyor ve arkasını getirmiyorsa o kişi bu cihadı kaybeder.
Evde atılan islam muhabbeti sevgisi tohumları inanın cemaatlerde filizlenıyor.

Bugün eğer bu toplum bu haldeyse sebebi mümin sıfatını bilmeyen taşıyamayan islamı kuranı hakkıyla anlamayanların suçudur.

Kısa bir örnek vermek isterim, bir komşum var beş vakıt namaz kılan bir abimiz hemde camilere koşan hani ne kadar adım atılırsa sevap diye yol yürüyenlerden. Fakat inanır mısınız ailesini namaza davet etmıyor bir kere dediğimde ise bana şunu dedi her koyun kendi bacağından asılacak.

işte böyle insanlara kızıyorum. Ailesini cennet bahçesine çevirmeden sadece kendini düşünen kadın veya erkeklere kızıyorum. Rabbim hiçbir kuluna eşini seccadeye davet için islamı cihad için ailesine islamı yaşatan yaşatmak isteyen kuluna darılmaz.

İnşaallah bilinçli müminler olarak camilere ailelerimizle eşimiz akrabalarımızla koşalım. Vahdet yolundada yarışalım.

Ben tşk ederim Allah razı olsun. İnanıyorum ki anlatmak istediğim aileyi anlamışsınız ve vurguları almışsınız.

Benim düşüncem erkek veya kadın fark etmez herhangi biri islam yolunda eşine rehber olmalı sadece kendini değil aile fertlerinide o yolda götürmeli. Eğer sadece ben deyıp aile fertlerini dil ile uyarıyor ve arkasını getirmiyorsa o kişi bu cihadı kaybeder.
Evde atılan islam muhabbeti sevgisi tohumları inanın cemaatlerde filizlenıyor.

Bugün eğer bu toplum bu haldeyse sebebi mümin sıfatını bilmeyen taşıyamayan islamı kuranı hakkıyla anlamayanların suçudur.

Kısa bir örnek vermek isterim, bir komşum var beş vakıt namaz kılan bir abimiz hemde camilere koşan hani ne kadar adım atılırsa sevap diye yol yürüyenlerden. Fakat inanır mısınız ailesini namaza davet etmıyor bir kere dediğimde ise bana şunu dedi her koyun kendi bacağından asılacak.

işte böyle insanlara kızıyorum. Ailesini cennet bahçesine çevirmeden sadece kendini düşünen kadın veya erkeklere kızıyorum. Rabbim hiçbir kuluna eşini seccadeye davet için islamı cihad için ailesine islamı yaşatan yaşatmak isteyen kuluna darılmaz.

İnşaallah bilinçli müminler olarak camilere ailelerimizle eşimiz akrabalarımızla koşalım. Vahdet yolundada yarışalım.


Size katılıyorum. Aslında Her erkek ailesini Allah'a itaat hususunda teşvik vermeli ve korkutmalı. Aslında yukardaki mutlu yuva tablosuna mutlaka şunu da eklemeli ; Her aile evine sofra kurar gibi oturup ayet ve hadis halkaları oluşturmalı. Günümüzde midemizi yeterince doyuruyoruz fakat ruhumuz manevi gıdalara aç kalıyor. Ayet ve hadislerde NUR var ve biz ayet ve hadisleri konuşturursak bunun nuru evdeki her bireye tesir eder. Bugün ümmetin amellere karşı iştahı kapalı, yani namaz kılarsa ne kazanır, kuran okumanın mükaffatı nedir ve diğer amellerle ilgili müjdeli hadisleri evimizde tekrar teekrar okumalıyız ki amellere karşı bize istek ve şevk gelsin. Cep telefonu bile sarj etmeden işe yaramıyor. Her erkek ailesini şarjetmeli Böylece evin reisi mesuliyetten kurtulur.

Rabbim razı olsun bu yazdıklaınızdan ve ecrini vesin inşallah.

Peki yusufix tatışmaya açık bir üye olduğunuz ve değişik düşüncelere faklı pencereden açıklama yatığınızı gördüm. Bu paylaşımın içeriği olan bir soru ile düşüncelerinizi alsak ve hayatımızda eksik hatalı olan açıklarımıza düşüncelerinizi oturtsak yadımcı olur musunuz?

* Neden günümüzün evliliklerinde islami bir hayat yok? (açıklama olarak önce yaranın iltihaplı kısmını beklıyorum, bakalım düşüncelerimiz aynı mı faklı mı ben mı toplumu yalnış gözlemlıyorum?)

Aslında islami bir evlilik hayatı için tarafların dindar olması lazım. Dindar bir ortamda yetişen bireyler islami ve huzurlu bir evlilik hayatı yaşayabilirler. Bazen taraflar birbirlerine dindarmış gibi gözüküyorlar, sahte izlenimler veriyorlar. Veya kişi dindar olmasa bile karşı tarafı dindar tercih ediyor ki kendini düzeltsin fakat herzaman olumlu netice vermiyor bu durum. Bence her iki taraf ahiret merkezli bir dünya hayatı yaşarsa gerçekten samanlık seyran olur.

Adamın biri oğluna kız istemeye gitmiş. Kahveler içilirken ballandıra ballandıra anlatmış oğlunu;
- Benim oğlum; içki içmez, kumar oynamaz, kahveye gitmez, kimseye zarar vermez, hovardalık yapmaz. Sadece NAMAZI yok. demiş.
-"Desene senin oğlanın BAŞI YOK" demiş kızın babası. Ve kabul etmemiş.:)

Karşı tarafta NAMAZ mutlaka aranmalı çünkü Hadiste geçtiği üzere "VÜCUTTA BAŞ GİBİ" Ama karşı tarafa şirin gözükmek için başlanan namaz, hem yanıltıcı oluyor hem arkası gelmiyor. Bence SONRA KILAR, Sonra başlar dememeli. Zaten dindar bir aile yetişen bireylerin evlilik tercihi yaparken OLMAZSA OLMAZLARI farklı. Bu olmazsa olmazlara göre yapılan evliliklere göre şekilleniyor evlilikler.

Açıklama güzel hocam elinize sağlık,
Peki bende düşüncemi yazsam yorumlar mısınız?


Benim gözlemim şu,
atadini üzerinden yaşanan bir islam var toplumun çoğu bu sınıfta .. atadan görüp yalnış mı doğrumu dıye araştırmadan hayatlarına aldıkları islam modelini yaşıyolar.
Evliliktede günümüzde adayların islamı hayatı düşüncesi ön planda değil. Malesef aileler ki bu aileler içinde mümin kardeşlerimizde yer alıyor, öncelikle mala dünya nimetlerine yer veriyorlar. Yuvalar dünya malı, makamı üzeine




EVLENDİRİLİYORUM

Yakışıklı pensim gelmiş,
Bana talipmiş.
Paası malı çokmuş,
Malesef gönlü boşmuş.
Ailem karar vermiş,
Dört dörtlük adaymış.

Çeyizim taşındı, düğünüm yapıldı
Ailem mutlu, ben mutlu
Hiç bi eksiğim yoktu.
Dünya dostlaımız çoktu,
Kur'an, Allah kelamı yoktu

Akşamlaı uğradığı bayan,
Eşimin tuttuğu dostu
Evimizde içki, kuma çoktu
Zaman geldi,
Ailemin mal mülk dediği
Kumar, alem masalarında,
Birer birer eridi

Şimdi perişanız
Bir dilim ekmeğe muhtacız
Ah anneciğim, ah babacığım
Beni yakan sizlersiniz!
Ben cahildim toydum,
Ya sizler...
Bakın ne mal kaldı ne mülk,
Yavrularının boynu bükük,
Beni yakan sizlesiniz...

Yasemin ATAMAN



[LEFT]Günümüzün evliliğinin çoğu, makam mal mülk üzerine kuruluyor ne dersiniz?[/LEFT]

Peygamberimiz S.A.V. "Sade hayat imandandır, Sade hayat imandandır" buyurmasına rağmen yapılan evlilikler israflarla dolu. İsraf ki, haramdır ; kurulan yuvaların temelide haramlarla dolu olduğu gibi, maalesef evlerdeki eşyalarda sadelikten uzak lükslerle dolu. Kapitalizmin oyununa gelen evli çiftler medyanın sunduğu hayatı yaşayabilmek adına dinden taviz verip dünyaya yamamaya başlamış, annelik gibi en kutsal mesleği bırakan kadın çalışma hayatına sürüklenerek hem kendini hem yuvasını perişan etmiştir. Kadının kocasından başkasına süslenmemesi gerekirken, mütedeyyin kesimin kadınları bile çeyrek tesettürle veya makyajla dışarı çıktığını üzülerek görmekteyiz. Oysa tesettür aynı zamanda dikkat çekmemektir. Şimdi sözde tesettürlü bacılarımız, dikkat çekmek için elinden geleni yapmaktadır. Bir diğer konu haremlik-selamlığa dikkat etmemek yuvaların taşların yerinden oynatmaktadır.
Sizin de belirttiğiniz gibi atalarından ve çevreden kazanılan din bilinci bizi çöküşe doğru götürmektedir. Kuran ve Hadislere göre yaşanan bir din bizim için hem dünyada huzur ve rahatlık, hem ahirette kurtuluştur.


Edebiyat

MollaCami.Com