Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Modern Türkiye Batarmış!

Modern Türkiye Batarmış!

ABD'li yazar ve tarihçi Webster Griffin Tarpley, birtakım kehanetlerde bulunmuş, muhtemel bir Suriye savaşı modern Türkiye'nin sonu olur mealinde laflar etmiş. Bizim modernist/çağdaş medya da buna bozulmuş.

Modern Türkiye ile neyi kasd etmiş?

Kemalist Türkiye'yi mi?

Vesayet rejimini mi?

Millî kimlik ve kültüre savaş açan tek parti faşizmini mi?

Halkın 1928'den önce basılmış ve yazılmış Türkçe kitapları ve atalarının mezar taşlarındaki kitabeleri okuyamamasını mı?

Zinanın suç sayılmamasını mı?

Çoğunluğun din, inanç, vicdan, inandığı gibi yaşamak, çocuklarına istediği gibi din eğitimi verebilmek hürriyetlerin ayaklar altına alınmasını mı?

Gerçek din alimi yetiştirilen İslam Medreselerinin kapatılmış olmasını mı?

Modern kılıfı altında Türkiye'de bir Dönme hegemonyasının hakim olmasını mı?

Devletin genelev sermayelerine TC'li vesikalar vererek yasal, KDV'li, gelir vergili, polis korumalı fuhuş yaptırtarak kadın satışına izin vermesini mi?

Türkiyenin teknikte, bilimde, endüstride, oto ve elektronik sanayinde Ortadoğu'nun Japonya'sı olamamasını mı?

Dünya temizlik ve şeffaflık anketlerinde notunun 10 üzerinden 5'in altında olmasını mı?

500 milyar dolar olduğu söylenen (Böyle şeylerin belgesi olmaz!) kara ve haram para birikimini mi?

Ailenin yapısına uymayan gayr-i millî Medenî Kanun ve toplumun yapısına aykırı Ceza Kanunu ile sosyal yapının çökertilmesini mi?

On beş yaşındaki kızların sokakta doğurmasını mı?

Eğitimin çökmesini mi?

A'dan Z'ye kadar her şeyin bozuk olmasını mı?

İç barışın ve toplumsal muvafakatin çökertilerek ülkenin terörün pençesine düşürülmesini mi?

Sözde laik denilen rejimin umum müdürlük seviyesinde resmî bir Diyanet İşleri Başkanlığı olmasını mı?

Diyanet Başkanını Tapu ve Kadastro müdürü gibi siyasî iktidar tarafından tayin ve azlini mi?

Paşa'nın ölümünden sonra çıkartılmış resmî ideoloji heyûlâsını mı?

27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat darbelerini mi?

Adnan Menderes'in ve iki bakanının asılmasını mı?

Halkın seçtiği iktidarların, ordu tarafından alaşağı edilmesini mi?

Orduevlerine başörtülü ve sakallı Müslüman vatandaşların alınmamasını mı?

İstiklal Terör Mahkemelerini mi?

İskilipli Âtıf Efendi'nin ve nice ulema ve meşayihin idam edilmesini mi?

Nuri Demirağ'in uçak fabrikasının faşist rejim tarafından batırılmasını mı?

Şapka devrimi yapılmasını, halkın birçok yerde bunu protesto etmesini, edenlerin bir kısmının idam edilmesini mi?

On binden fazla tarihî caminin, medresenin, tekke binasının, taş mektebin, imarethanenin kapatılmasını, satılmasını, kiraya verilmesini, harap edilmesini mi?

Amerikalı yazar ve tarihçi modern Türkiye denilince bunları mı anlıyor acaba?

Ben Türkiyeli bir Müslüman olarak bu modernliklere karşıyım.

Türkiyemin ilimde, araştırmada, eğitim ve üniversitede, sanayide, ihracatta Japonya gibi olmasını, hattâ onu geçmesini istiyorum ama dinsizlik, ahlaksızlık, çözülme, dağılma, kokuşma istemiyorum.

Modern kelimesi aldatıcı ve yuvarlak bir laftır.

Güney Kore Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Meclis Başkanı, bakanları, elçileri, valileri millî ve yerli güzel otomobillere biniyorlar da modern Türkiye'nin büyük adamları, protokol ricali niçin yüzde yüz millî ve yerli Türk otolarına binmiyorlar?

Japonlar, yüzlerce yıl önce yazılmış Japonca kitapları, belgeleri okuyabiliyorlar da modern Türkler 1928'den önce basılmış ve yazılmış Türkçe kitapları belgeleri niçin okuyamıyorlar?

Japonlar isterlerse millî kıyafetleri kimono ile gezip dolaşabiliyorlar da Müslüman Türkler niçin millî kıyafetlerini ve serpuşlarını giyemiyor?

Amerikalının ve bizim çağdaşların ve İslam karşıtlarının modernlikten anladıkları bunlar ise batsın bu modernlik!

17.07.2012, Mehmed Şevket Eygi


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com