Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Müftü Efendiyi Tebrik Ediyorum

Müftü Efendiyi Tebrik Ediyorum

Van'da geçen seneki zelzelede evsiz kalanlara Kızılay 80 bin çadır dağıtmış. Bir müddet sonra âfet-zede halk konteyner kentlere yerleştirilmiş, çadırların iade edilmesi istenmiş. Sadece on bin çadır geri verilmiş.

Van müftüsü Nimetullah Arvas Efendi Kızılay'ın talebi üzerine geçen Cuma bir hutbe okumuş, çadırlar devlet malıdır, herkesin hakkı vardır, bunları iade etmeyenler vebal altında kalır demiş. Beş bin kişi daha iade etmiş.

Netice:

1. Ahlakımız ne kadar bozuk ki, halk çadırların ancak 8'de birini iade ediyor.

2. Halkın sevdiği ve saydığı bir müftü o kadar etkili oluyor ki, bir nasihati ile 5 bin çadır daha iade ediliyor.

3. Bir temenni: Müftüler halka ahlak konusunda, adalet konusunda devamlı nasihat etmelidir.

4. Bu memlekette sadece deprem çadırları konusunda değil, binlerce konuda veballi, haksız, zalimane, adaletsiz işler yapılmaktadır. Müftüler bunlarla ilgili cesur vaazlar vermeli, hutbeler okutmalı, sorumluları uyarmalıdır.

5. Mesela: Bazı bürokratlar resmî makam otomobillerini şahsî ve ailevî işleri için kullanıyor.

6. Karanlık, gizli, kara, necis, haram servet artışları, acayip zenginleşmeler oluyor.

7. Nepotizm yapılıyor.

8. İhalelere fesat kırıştırılıyor.

9. Haram rantlar yeniliyor.

10. Emanetler ehline verilmiyor.

Gönül arzu eder ki, birkaç büyük ilin müftüsü yeni Ceza Kanununda zinanın suç olarak yer almamasını uygun bir üslupla tenkit etsinler.

Bu tenkitler tabiî ki, politikacı veya gazeteci ağzıyla yapılacak değildir. Din alimi, müftü olarak vakurane yapılacaktır.

Tenkit ederken şahıs ve kurum ismi verilmemelidir.

Müftüler ülkemizdeki cinsel ahlak bozukluğunu, şehvet azgınlıklarını, lüksü, israfı, aşırı tüketim çılgınlığını da tenkit etmelidir.

Depremzede halkın, çadırları Kızılay'a iade etmemeleri nasıl bir vebal ise, muhterem müftülerin, yapabilecekleri emr-i mârufu ve nehy-i münkeri yapmamaları, ilgili ve sorumlu kişi ve kurumları uyarmamaları, halkı bilgilendirip aydınlatmamaları da bir vebaldir.

Bu farizayı yerine getiren din görevlilerini tebrik ediyorum.

Yapmayanları kınıyorum.

Bazı şartlarda emr-i maruf ve nehy-i münker yapmak fitneye sebep olabilirmiş... Buna katılıyorum.

Kemal Paşa, İsmet Paşa, 27 Mayıs, 12 Eylül rejimlerinde fitne olabilecek şeyler bugün fitne değildir.

Emr-i mâruf, nehy-i münker, tenkit, uyarma, aydınlatma, vebal ve sorumluluğu hatırlatma fitne çıkartmayacak şekilde yapılmalıdır. Ama mutlaka yapılmalıdır. Yapmazsak vebal altında kalırız.

Selef-i Sâlihîn uleması, fukahası, büyükleri zamanlarındaki sultanlara gerektiğinde muhalefet etmişlerdir. Hattâ Ebu'l-fıkh olan İmam-ı Âzam Ebû Hanife hazretlerinin hapse atıldığı ve kırbaçlandığı rivayet edilir. Yine Ahmed ibn Hanbel hazretleri, Kur'anın mahluk olduğu bozuk inancını kabule ve ikrara zorlanmış, kabul etmeyince kırbaçlanmıştır.

Bazı dünyevîleşmiş din görevlilerinin millî bayramlarda, dualarında zalimleri hayırla yad etmeleri ise ayrı bir faciadır.


Mehmet Şevket Eygi
araştırmacı yazar


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com