Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sünnî çoğunluğun durumu

Sünnî çoğunluğun durumu
Akıllı bir kişiye kırk gün hiç durmadan deli deseler ne olur?.. Adamcağızda delilik alametleri başlar ve az çok, şöyle böyle deli olur.

Halkımızın beyni on yıllardan beri yıkanmaktadır.

Halkımız şartlı refleksli bir toplum haline getirilmiştir.

Halkımız toplumsal hafızasını yitirmiştir. Medyaya bakınız, devamlı gündemde tutulması gereken konuları bir haftada unutuyor.

Milyonlarca vatandaş idrak yeteneğini kaybetmiştir.

Bizdeki eğitim geliştirmek için değil, körleştirmek için çalışıyor.

Halk devamlı şekilde sersemletiliyor.

Dikkatsiz hale getiriliyor.

Halk yığınları zombileştirilmek isteniyor.

Bütün bunlar niçin yapılıyor? Rasgele, tesadüfî şekilde mi, yoksa planlı mı?

Ben planlı olduğunu sanıyor ve iddia ediyorum. Son elli sene içinde en fazla Sünnî çoğunluğu dejenere etmek için çalıştılar.

İslam'da birlik ve beraberlik esastır. Şer güçler Müslümanları parçaladı, böldü, on kadar büyük, yüz kadar orta, bin kadar küçük fraksiyona ayırdı.

Bu fraksiyonlar birbirinden tamamen kopuktur.

Yirmi beş İslamî fraksiyon, cemaat, tarikat, hizip, fırka, sekt, klik başkanının bir araya gelip müşterek bir bildiri yayınladığı görülmüş müdür?

Ramazanda beş yıldızlı lüks iftar ziyafetlerine papazlar, patrikler, hahamlar, Gregoryenler, Rum Ortadokslar, Katolik monsenyörler, Protestan pastörler çağırılıyor, objektiflere, kameralara gülücüklü pozlar veriliyor ama Müslümanlar arası böyle muhabbetli toplantılar yapılmıyor.

Sanki Sünnî Müslümanlar, ittifak etmemekte ittifak etmişlerdir.

Bunca Müslüman cemaat tarikat vs gevşek şekilde de olsa bir konfederasyon veya federasyon çatısı altında birleşmiyor.

Dünyada her dinin, her cemaatin, her fırkanın bir başkanı var ama Sünnî Müslüman ümmetinin bir İmam-ı Kebiri yok. Çünkü ümmet yok.

Müslümanlar bir sürü, sürüye ayrılmış vaziyette.

Bu memleket parçalanma tehdidi altında. Bu parçalanmayı kimler önleyebilir? Sünnî Müslümanlar... Parçalama, bölme, yıkma taraftarları bu yüzden Sünnîlerin birleşmesini istemiyor.

Türkiye'de her yıl dinî hizmet ve faaliyetler için yüz milyarlarca dolar yardım toplanıyor ve harcanıyor ama bu paralarla ümmet çapında, planlı ve programlı şekilde hizmet ve faaliyet yapılmıyor.

İslam'ın uygulama, eylem, aksiyon planında en önemli şartı nedir? Beş vakit namaz değil midir? Namaz konusunda ciddî ve genel bir seferberlik var mıdır?

Sorunun cevabını almak için sabah namazlarında camilere gidiniz. Eyüp Sultan Camii'ne değil, camilere...

Namazdan sonra İslam'ın ikinci temel şartı zekâttır. Türkiye'de zekât müessesesi çökertilmiştir. Öyle çökertilmiştir ki, Adana'da aç, yoksul, perişan, borçlu anne parasızlıktan intihar etmiştir.

Sünnî Müslümanların çok büyük kısmı öylesine sersemletilmiş ve şaşırtılmıştır ki, bunca hürriyet varken İslam medreselerinin, tasavvuf tarikatlarının açılmasını isteyemiyorlar.

Beş vakit namazın cemaatle kılınacağı ve tevhidi eğitim yapacak özel ciddî ve güçlü İslam mektepleri açılmasını isteyemiyorlar.

Milyonlarca Müslüman özet olarak da olsa akaidini, ilmihalini, ahlâkını, bilinmesi farz olan faydalı malumatı bilmiyor. Bu konuda cemaatler birleşip bir İslam Talimatnamesi hazırlayıp bunu milyonlarca adet basıp dağıtıp okutamıyor.

Din hürriyetini kısıtlayan, Müslümanların temel haklarını ayaklar altına alan kanunların kaldırılması için enerjik protestolar yok.

Bursa'da Kültür Parkı geceleri bir açık hava fuhuşhanesine dönmüş, şehrin Emniyet Müdürü feryat ediyor ama Müslümanlar pek oralı değil.

Herkes kendi keyfinde... Ehl-i dünya dünyada, ehl-i ukba ukbada... Lüks ve ihtişamlı umre seyahatleri... Piknikler... Lüks meskenler, lüks otolar, lüks yazlıklar, haram helal fark etmez yağlı kemikler, yüklü rantlar, lüks hayat, yan gel yat.



Mehmet Şevket Eygi
araştırmacı yazar


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com