Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


İki Sultan İki Fetih

[I]Kölelikten sultanlığa yükselişte her yönüyle incelenmeye değer bir şahsiyet Târık bin Ziyâd. Gemileri yakmıştı İspanya'ya geldiğinde....

Biri gemileri yaktı, biri gemileri yürüttü.

Her ikisi de gayesi uğruna bir şeyleri feda etmişti.

Kölelikten sultanlığa yükselişte her yönüyle incelenmeye değer bir şahsiyet Târık bin Ziyâd. Gemileri yakmıştı İspanya’ya geldiğinde…

Çorak topraktan boy boy bitkilerin filizlenmesi gibi, İrade, azim ve kararlılığın neticesi olarak gemilerin küllerinden bir medeniyet meydana gelmiştir.

Çağ açıp çağ kapatan Ufukların Fatihi Sultan Mehmet Han,

Her ikisi de Ufukların Sultanı olmaya namzeddi. İlhamını asıl Fatih’ten alıyorlardı ki, efendimiz ufkunu çizmişti zaten; Akıllardaki gemileri yakmıştı bu sayede Tarık bin Ziyâd. Uyku ile uyanıklık arasında Peygamber Efendimiz’in “Ey Târık yoluna devam et!” buyurmasıyla ufku çizilmişti.

Efendimiz “İstanbul’u feth eden ne güzel kumandandır” ulvi hedefi ile ufkunu çizmişti Fatih Sultan Mehmet ‘in. Osman Gazi’nin ölüm döşeğinde oğlu Orhan Gaziye; “İstanbul aç, gülzâr et!” sözü ile ufku çizilmişti Osmanoğulları’nın.

Bu ufuk çizgisiydi Ebâ Eyyub-el Ensâri’yi İstanbul surlarına getiren;
Bu ufuk çizgisiydi sahabeleri İstanbul önlerine serpiştiren;
Bu ufuk çizgisiydi Yıldırım Beyazıt Han’a İstanbul’u iki kez kuşattıran;
Bu ufuk çizgisiydi Fatih’e gemileri yürüten…
Onları Ufukların Sultanı yapan sır neydi?

Yine o büyük kumandan İspanya’yı fethettiği gün kralın sarayına girdiğinde hazine dairesine varıp altınları, mücevherleri görünce kendi kendine muhasebesini şöyle yapmıştı: “Târık ! Sen dün tasmalı bir köleydin. Bugün muzaffer bir komutansın. Yarın ne olacağını da ancak Allah bilir, toprak altında hesap vereceksin! Şımarma!” Bu sözlerin sahibi sonra gurura, çalıma girmemek için yatağını kraliyet dairesine değil, ahıra serdirmişti. İşte Târık bin Ziyâd!

“İstanbul’u fethettiği gün aksakalı ve ağır duruşuyla Akşemseddin’i Padişah sanarak ellerindeki çiçek demetlerini ona vermeye çalışan şehir halkına göz ucuyla Fatih Sultan Mehmed’i göstererek; Sultan Mehmed odur, çiçekleri ona veriniz demek istiyordu. Fatih’ de Akşemseddin’i göstererek; gidiniz gene ona veriniz… Sultan Mehmed benim ama o benim hocamdır, deme cüretini göstermesidir onu ufukların sultanı yapan sır.”

Ufkumuzun Fatihi, olmazı olduran azminin karşısında kimsenin duramadığı, gemileri karadan gerekirse havadan yürütebilecek dirayete sahip Ebu’l Feth Fatih Sultan Mehmet Han!

“Farklı bir şeyler yapmak insana fark katar, gemileri yakmamızın, yürütmemizin veya uçurmamızın manası budur”


Belki onların gayesi sıra dışı olmak değildi, ama gayeleri uğrunda harcadığı çabalar karşısında idealist örnek insanlar oldular. Bizim gönlümüze kahraman olarak yerleştiler ve şanlı tarihimizin en güzel örnek insanlarından birileri olarak eşsiz tarihimize isimlerini altın harflerle yazdırdılar. Hiçbir kanuna gerek kalmadan kanunsuz kahramanlar listesinde yerini aldılar

“Fatih Sultan Mehmed’i koruma kanunu diye bir kanun duydunuz mu hiç, niye unutulmuyorlar, hep zihinlerimizde onlar. Asırları kat eden geçmiş onlar sayesinde uzak kalmıyor bizden.”

Ve bu örnek insanlara sahip, tarihi şühedayla yoğrulmuş, kara toprağın altında kucak kucağa yatan aziz bir milletin öz benliğini yitirmiş evlatlarıyız…

Sonuç olarak; Yüzyıllar boyu bu ufuk çizgisi projektör gibi önümüzü aydınlatmıştır. Ne zaman bu çizgiden saptık, yolumuzu kaybettik. O ışık hala yanıyor, o ışığı önümüze katıp karanlıkları aydınlatmaya VAR MI SINIZ…
egazetehaber.com
[/I]



Güncel Haberler

MollaCami.Com