Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


İki Kiraz Ağacına Ağıt Çok üzgünüm...

İki Kiraz Ağacına Ağıt

Çok üzgünüm... Sultanahmet Parkında Haseki Hamamı'nın sağ köşesinde iki Japon kiraz ağacı vardı. Meyve vermezlerdi, Nisan ayında on gün kadar pıtrak gibi çiçek açarlardı. O ağaçlar görülmeye değer birer harikaydı. Karşısına geç, saatlerce, seyret bıkılmazdı. Şiir gibi iki ağaçtı. Mücevher gibiydiler... Bundan on gün önce onları seyretmek için gittim ve beynimden vurulmuşa döndüm... İki ağacı da kesmişlerdi... Sanırım onlar kırk elli yıllık ağaçlardı. Park tanzim edilirken onlara kıymışlardı. Hangi gaddar ve zalim eller onları kesmişti... Nasıl kıymışlardı onlara.

Üzüldüm, kırıldım...

Yıllarca önce bir fotoğraf görmüştüm. İsviçre'de, içinde bir ağaç olan arsaya bina yapılırken ağacı kesmemişler, mimar onu binanın içinde bırakacak şekilde bir proje çizmiş.

Sultanahmet'te Küçükayasofya Caddesi'nin sonunda dostum Recep beyin Osmanlı Köşesi lokantasının arka tarafı eskiden bahçe gibi bir yerdi. Orası kapalı lokantaya çevrilirken ağaçlar kesilmedi.

Bazı büyük şehirlerimizin caddelerindeki ağaçlar çok kötü budanıyor. Bakıyorum zavallı ağacı telgraf direği gibi budamışlar, üst tarafında yeşerecek dal mal bırakmamışlar. Bu bir cinayettir. Her şeyin bir usulü vardır.

Son otuz yıl esnasında korkunç bir ağaç ve yeşillik kıyımı oldu. Parklar, korular, yeşil alanlar tahrip edildi. Dinimiz zaruret ve lüzum olmadıkça ağaç kesilmesine izin vermez. Cennetmekân Fatih Sultan Mehmed Han'ın "ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim..." sözü meşhurdur.

İslam bize ağaçların, bitkilerin, yeşilliklerin zikrettiğini bildirir ve öğretir. Vatanımızı yeşillendirmeli, tabiî ormanların yanına yeni ormanlar koymalıyız. Kesilen her ağacın yerine iki fidan dikmeliyiz. Ormanlardan ağaç keserken, kökleri kurumayacak, tekrar filizlenecek şekilde kesmeliyiz.

Resulullah Efendimiz (salât ve selam olsun ona) kabirlerin üzerinde Allah'ı zikreden bitkilerin bulunmasının, orada yatan mevtaya faydası dokunacağını haber vermişlerdir. O, Muhbir-i Sâdıktır.

Sultanahmet'teki iki Japon kiraz ağacına dönelim... Gözlerim onlara bakarak bayram yapıyordu çiçeklendikleri zaman. Bu bayramdan mahrum kaldım. Onları kesenlere beddua etmek istemiyorum. Lakin cahilliklerine ve gaddarlıklarına aklım ermiyor. Pekâlâ, yerlerinde kalabilirdi o iki şiir gibi ağaç.

Ankara'dan Konya'ya hızlı trenle bir buçuk saatte gidilebiliyormuş eyvallah. Buna bir itirazım yok. Hızlı tren yapılsın ama o canım kiraz ağaçları da kesilmesin.


Mehmet Şevket Eygi
araştırmacı yazar

bu durum ne yazık her yerde var! asırlık ağaçları gözlerini kırpmadan kesiyorlar :(


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com