Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ekselansın Sanat ve Kültüre Hizmetleri

Türkiye'nin çok büyük Ekselanslarından biri ayda bir gününü sanat ve kültüre ayırır.

Son Cuma maiyetiyle beraber saat 10'da Geleneksel MillÎ Sanatlar Çarşısına gitti.

Maiyetinin yarısını partinin ileri gelenleri, kodamanları, zenginleri oluşturuyordu.

Ekselans hazretleri o gün neler almadı ki... Evinde vardı ama büyük boy orijinal hatlı ve tezhipli şahane bir Hilye-i Şerif aldı.

Salonunun tavanına asmak üzere şahane bir tavan göbeği aldı.

Dillere destan sedefli bir konsol aldı.

Süleymaniye işi damgalı bir tunç mangal aldı. Mangal değil bir sanat şaheseri...

Etrafına da "Hadi bakalım, pamuk eller cebe..." dedi. Onu sevenler, ondan bir şeyler bekleyenler, onun gözüne girmek isteyenler hiç dururlar mı? Herkes imkanına, bütçesine göre bol bol alış veriş yaptı.

Bu esnada gazeteciler, tv kameramanları harıl harıl resim ve film çekiyor, muhabirler not alıyordu.

Ekselans hazretleri Cuma namazını oradaki camide eda ettikten sonra, halkla görüştü, gazetecilere geleneksel millî sanatlarımızın önemi hakkında beyanda bulundu.

Namazdan sonra hemen gitmedi. Sabahleyin gezemediği dükkanları, atölyeleri gezdi, biraz daha alış veriş yaptı.

O akşam tv'ler, ertesi gün gazeteler Ekselans Hazretlerinin bu sanat ve kültür faaliyetini on milyonlara duyurdu. Onu sevenler imrendiler, imkanı olanlar biz de alalım dediler.

Ekselans Hazretleri bununla da kalmadı.

En az yüz vilayet merkezinin ve büyük ilçenin, Kütahya gibi bir sanat şehri olması için gerekenlerin yapılması konusunda kesin emirler verdi.

Üç yüz kadar geleneksel sanatımız ve zanaatimiz vardı, bunların hepsi, turizme ve dekorasyona yönelik olarak canlandırılmalıydı.

Neler yapılmadı ki...

Çin'den, Hint'ten, Tibet'ten, Ortaasya ülkelerinden, Afrika'dan, Japonya'dan, daha birçok yerden ustalar, sanatkarlar getirildi, atölyeler açıldı.

El yapımı kağıtlar... Güzellikte ve değerde Çinlilerinkinden aşağı kalmayan toprak objeler... El dokuması kumaşlar... Yağlı kağıttan ve ince deriden yapılmış harika fenerler... Ağaç oyma işleri... Sedef kakmalı eşya... Yüzlerce sanat ve zanaat dalında faaliyet, atölyeler, üretim...

Hazret-i Ekselansın bu teşviki, himmeti sayesinden Türkiye'de, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak bir milyon kişiye iş kapısı açılmıştı.

Ülkemizi ziyaret eden on milyonlarca turist bu sanat ve zanaat eşyalarını kapış kapış alıyor, kimini hatıra olarak saklıyor, kimini hediye ediyordu.

Ülke sathında yüz binlerce evde küçük atölyeler açılmıştı.

Büyük küçük her şehirde el sanatı eşyası satan dükkanlar, pazarlar...

Milyonlarca vatandaş evlerini bunlarla süslemeye başlamıştı.

Bütün dünya Türkiye'nin bu geleneksel millî sanat ve zanaat hamlesine hayran kalmıştı. Japonya'dan, nice ülkeden tv ekipleri gelip dokümanter filmler çekmişlerdi.

Nice dar gelirli aile, evin bir köşesinde günde birkaç saat çalışarak üretilen el sanatı ve zanaati eşyasıyla, zengin olmasalar da refaha kavuşmuşlardı.

Türkiye'de hiç üretilmemiş sanat ve zanaat eşyası da, dışarıdan getirilen ustalar ve sanatkarlar sayesinde birkaç yıl içinde kök salmıştı.

Devlet vergi muafiyetiyle bunları teşvik ediyordu.

Japonya'dan, el yapımı kalın ve sağlam kağıtlardan giysi üreten ustalar bile getirtilmişti.

Sayın Büyük Ekselansa, kültür ve sanatımıza yaptığı bu hizmetlerinden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Eksik olmasınlar... Sağ olsunlar, var olsunlar...

Mehmet Şevket Eygi
araştırmacı yazar


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com