Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Artık Yeter!

ARTIK yeter!.. Yeter artık!.. Bu gaflete son verilsin... Hükümet ve belediyeler, halkı koruma hizmetini aksaksız olarak yapsınlar.

Sahte ballar, domuzlu ve eşekli sucuklar, sahte sızma zeytinyağları, içine boya ve kimyevî maddeler konulmuş ekmekler, hormonlu ve aşırı kimyalı meyve ve sebzeler, adından başka hiçbir şeyi yoğurt olmayan yoğurtlar, diğer bütün zehirleyici besin maddeleri ve içecekler konusunda bıçak kemiğe dayanmıştır.

Hiç kimse şu bahaneyi öne sürmesin: Efendim, gıda maddelerinin ve meşrubatın denetimi bakanlığa aittir, belediyelerin bu konuda yapacağı bir iş yoktur... Böyle bir iddia yalandır, halkı aldatmaktır. Kanun ve tüzükler, belediyelere bu konuda geniş yetki ve vazife vermektedir. (Ayrı bir yazımda bu konudaki kanunî mevzuatı ele alacağım.)

Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı da sessiz kalamaz. Türkiye Hahambaşılığı, nasıl Yahudi koşer lokantalarını, orada devamlı duran vazifeli hahamlarla denetliyorsa, Diyanet de en azından bu konu ile ilgilenmeli ve Müslümanlara domuz eti ve tüyleri kolay yolunsun diye sıcak suya atılarak leş haline getirilmiş murdar tavuk eti yedirilmesini engellemeye, bu konuda halkı uyarmaya çalışmalıdır.

Bütün din büyüklerinin haram yiyecekler konusunda harekete geçmesini bekliyoruz.

Bu iş bir cemaatin, bir tarikatin işi değildir. Ramazanlarda fısk fücur yuvası beş yıldızlı içkili lüks otellerde hahamlarla, papazlarla, patriklerle, monsenyörlerle bir araya gelip iftar eden bazı güçlü ve zengin Müslümanlar, gıda ve meşrubat konusunda bir araya gelerek Müslüman halka evcil, domuz, yaban domuzu, eşek eti ve yağı yedirilmesini protesto etmeli, bu konuda hükümeti ve belediyeleri uyarmalıdır.

Belediyeler bir an önce tahlil laboratuarları kurmalı, buralarda piyasadan alınan gıda maddeleri tahlil edilmeli, zararlı ve haram maddeler içerenler hakkında harekete geçilmelidir.

Mısır şurubundan boyalı ve aromalı sahte bal üreterek yalan ve aldatıcı ilanlarla halka satmak sadece ticarî bir suç değil, dinen de büyük günah ve ahlaksızlıktır. Aynı zamanda büyük bir toplumsal cinayettir. Bu balları yiyip ağır ve vahim hastalıklara yakalananlar ne olacaktır?

Kalitesiz zeytinyağlarını soğukta sızdırılmış ekolojik yağ diye satanlar sadece suç işlemiyor, aynı zamanda büyük günah işliyor.

Hükümetimizin ve belediyelerin vazifesi halkı aldatan, halkı zehirleyen, halkı hasta eden, Müslümanlara haram maddeler yediren hainlerle mücadele etmektir.

Soruyorum: Ülkemizde bunca domuz çiftliğinde yetiştirilen domuzların etleri ve yağları ne oluyor?.. Yine soruyorum: Avcıların vurduğu ve sattığı yaban domuzlarının etleri ne oluyor? Tekrar soruyorum: Bunca eşek gizlice (bilenler biliyor ya) boğazlanıyor. İslam dini ehlî eşek etini haram kılmıştır. Bu eşeklerin etleri ne oluyor?

Pazarlarda, marketlerde akıl almaz ucuz fiyatlara sucuklar, sosisler, salamlar satılıyor? Kırmızı et fiyatları hayli pahalı iken, bu kadar ucuza nasıl et mamülü olabilir? Sakın bunların içine birtakım iki ayaklı hınzırlar haram maddeler, tavuk döküntüleri koymasınlar?

İlaç sanayinde de domuzdan çıkartılan maddeler kullanılmaktadır. Bu konunun üzerine hangi makamlar eğilecek ve Müslüman halkı uyaracaktır.

İlaçlara, gıda maddelerine, pastahane mamüllerine, dondurmalara, şekerlemelere konulan jelatinin de domuzdan ve leşlerden üretildiği iddia ediliyor. Bu konuyu kimler inceleyecek ve araştıracaktır?

Müslüman halka da birkaç sözüm var:

Bu gaflet, bu vurdum duymazlık, bu ihmal, bu uyuşukluk, bu nemelazımcılık devam ederse biz daha çok sahte ballar, domuzlu sucuklar, sızma diye prina yağları, mağşuş gıdalar yer, zehir zemberek meşrubat içeriz.

(Beş kilosu 100 liraya mısır şurubundan yapılmış "halis" ve kelepir bal alanlar... Enayiliğinize doymayın emi!..)


Mehmet Şevket Eygi
araştırmacı yazar

Yeterli kontroller yada arada rüşvetlerle göz yumanlar olmasa, bu kadar kolay olmazdı insanların sağlığı ile oynayıp ahmak yerine koymak...


Mehmet Şevket Eygi

MollaCami.Com