Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Çanakkale Savaşının bilinmeyen yönleri


Çanakkale savaşına hanedan da b�gane kalamamış, şehzadeler bilfiil cepheye giderek savaşa iştirak etmiş, orduya moral vermişlerdi. Cephede bizzat yer alan şehzadeler:

Çanakkale, Birinci Cihan Harbi'nde savaştığımız cephelerden sadece bir tanesi fakat en önemlisiydi. Balkan Savaşları'ndan sonra İtilaf devletleri adı altında toplanan İngiltere, Fransa, Rusya, Osmanlı Devleti'nin güçsüzlüğünü görerek savaş açtılar. İstanbul, hükümet merkezinin ve bütün cephelerin idare edildiği yer olan Harbiye Nezareti'nin bulunduğu şehir olması ve İtilaf devletlerinin Çanakkale Cephesini açmalarındaki yegane hedef olması hasebiyle Çanakkale Savaşı'nı daha bir derinden yaşamıştı.

Savaşın yapıldığı 1915 senesinde devrin padişahı Sultan 5. Mehmet Reşad Han, Bahriye nazırı ise Cemal Paşa idi. Bu savaşta ordu kumandanlarımız Esat Paşa, Vehip Paşa, Mahmut Kamil Paşa, Cemal Paşa, Liman Von Sanders Paşa, Von der Golç Paşa'ydı. Mustafa Kemal Paşa, Çanakkale Savaşı'nda henüz yarbay rütbesinde olduğundan ordu komutanı değildi. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi.

İŞGALCİLERİN OSMANLI PARASI BİLE HAZIRDI

İtilaf Devletleri kendilerinden öyle emindiler ki, iki haftada bu savaşı kazanıp İstanbul'a gireceklerine inanıyorlardı. Hatta Osmanlı parası yerine kullanılmak üzere, 60 gümüş kuruşa karşılık gelen on şilin değerinde para dahi bastırmışlardı.

Aynı inanç ve beklenti, o dönemde İstanbul'da yaşayan azınlıklarda da mevcuttu. İngiliz ve Fransız askerlerinin şehre girdikleri andaki geçit törenini seyredebilmek için İstiklal Caddesi'ndeki tüm vitrinleri kiralamışlar, İngiliz komutanlarını ağırlamak için özel mekanlar hazırlamışlar, hatta evlerinin pencerelerine İngiliz ve Yunan bayrakları asmışlardı.

ÖLÜM İNDİRMEDE GÖKLER, ÖLÜ PÜSKÜRTMEDE YER

Çanakkale Savaşı'nın ilk çarpışması 19 Şubat 1915'te başladı. Türk bataryaları, silahlarının kısa menzilli olması hasebiyle karşılık veremiyorlardı. Fakat asıl büyük harekat 18 Mart 1915'te yapıldı. Çanakkale Boğazı'nı geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince, Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. Savaş, Çanakkale'nin bütün cephelerinde çok şiddetli geçti. Fakat bazılarında göğüs göğüse, süngü süngüye çarpışmalar oluyor, Türk askeri fazla mermisi olmadığından iki düşman askerini arka arkaya denk getirip tek kurşunla vurmaya çalışıyordu. Buna mukabil düşman askeri, gökten boşanırcasına yağan sağanak yağmurlar gibi, Türk topraklarına kurşun yağdırıyordu. Tıpkı Mehmet Akif'in söylediği gibi: Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer / O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaz-ı beşer

MEKTEPLİ TALEBELER CEPHEYE KOŞTU

Çanakkale, İstanbul'un selameti için çok önemliydi. İşte bu yüzden tüm imkanlar seferber edilmiş, askere alınma yaşı on beşe kadar düşmüş, bir çok lise talebesi okulu yarıda bırakıp, öğretmenleriyle birlikte cepheye koşmuştu. Ülkemizin en eğitimli ve en nezih insanları, bu savaşta mukaddes değerlerimiz uğruna canlarını feda ettiler. Buna en güzel örnek İstanbul Erkek Lisesi ve İstanbul Tıp Fakültesi'dir. Savaşa gönüllü giden buöğrencilerin hiçbiri okullarına geri dönemedi. Tıbbiye, bu sebeple 1921 yılında mezun veremedi.

Türk milleti için böylesine mühim bir savaş için hanedan da bîgane kalamamış, şehzadeler bilfiil cepheye giderek savaşa iştirak etmişler, orduya moral vermişlerdi. Padişah çocuklarını yanlarında görmek Türk ordusuna öyle büyük bir şevk verdi ki, tüm yoksunluk ve imkansızlıklara rağmen büyük bir azimle savaştılar düşman sürüleriyle.

ŞEHZADELER DE CEPHEDE

Ordumuzla bilfiil hizmet eden şehzadelerimiz:

Sahra topçu binbaşı Şehzade Abdurrahim Efendi (Sultan 2. Abdülhamid'in oğlu) Süvari yüzbaşı Şehzade Osman Fuat Efendi (Sultan 5. Murat'ın torunu) Piyade kaymakamı (yarbay) Abdülhalim Efendi (Sultan Abdülmecit'in torunu, Şehzade Süleyman Efendi'nin oğlu) Piyade Mülazım-ı evvel (üsteğmen) Şehzade Ömer Faruk Efendi (Son halîfe Abdülmecid Efendi'nin oğlu) Mülazım-ı sanî (Teğmen) Şehzade Şerafeddin Efendi (Sultan Abdülmecit'in torunu, Şehzade Süleyman Efendi'nin oğlu) Süvari Mülazım-ı evvel (üsteğmen) Şehzade Ahmet Nûreddin Efendi (Sultan 2. Abdülhamid'in oğlu


Güncel Haberler

MollaCami.Com