Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sâdi Şirazî kimdir?

Sâdi Şirazî kimdir?

Hayatı:
Şirazlı Sâdi’nin doğum yılı hususunda kesinlik yoktur, ancak 1284 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. Asıl ismi bilinmese de Atabek Sa’d’ın hizmetinde bulunduğu için Sâdi mahlasını kullanmıştır.
Firdevsi hamasiyat denilen destansı epik tür şiirlerde, Enveri kasidede, Sâdi ve Hâfız ise gazelde üstündür.
Bazen Sâdi’nin gazelleri Hâfız’a tercih edilmiştir.
Ayrıca Sâdi, mesnevi türünün en büyük üstatlarındandır.
Prof. Ali Nihat Tarlan’a göre Sâdi, gazellerde Hâfız’dan daha realist ve daha insanidir ve Sâdi’nin dili harikulade denilecek kadar fasih ve beliğdir.
(Tarlan 1968, 7)

Çocukluğunun ilk yıllarını Şiraz’da geçiren Sâdi, ilk tahsilini de burada yapmıştır.
Moğol istilasına rast gelen bu dönemde Şiraz’dan kaçarak Bağdat’a göç etmiş ve tahsiline devrin en mühim eğitim müessesesi olan Nizamiye Medreseleri’nde devam etmiştir.
Genç yaşta babasını kaybettiği “Çocukların ıstırabını bilirim. Çocukluğumda babamı kaybettim,” beytinden anlaşılmaktadır
(Tarlan 1968, .8)

Tahsiline devam ederken devrin büyük mutasavvıf ve ulemasından istifade eden Sâdi, gençlik çağından sonraki yıllarda sürekli seyahat etmiş ve maceralı bir hayat sürmüştür.
Onun yaşadığı dönemde İran, Moğol hâkimiyeti altında harap olmuş vaziyettedir.
Sâdi’nin Ortadoğu, Arabistan ve Mısır’ı gezdiği rivayet edilir.
Sâdi Şam’da iken Haçlılara karşı Türk-İslam ordularında savaşmıştır.
Hatta orada Hıristiyan kuvvetlere esir düşmüş ve yıllarca ağır istihkâm işlerinde çalıştırılmıştır.
Sâdi’nin bilgisine hayran kalan Suriyeli bir tacir onu fidye ile satın alarak esaretten kurtarmış ve kızıyla evlendirmiştir.
Ancak bu büyük şairin evlilik hayatı iç açıcı değildir.
Eşinin kendisine kötü davranmasına dayanamayan Sâdi, en sonunda evini terk etmiş ve Anadolu’yu Çin’i ve Hindistan’ı gezdikten sonra memleketi Şiraz’a dönmüştür.
(Hayat Ansiklopedisi, 5, 2781)

1256’da memleketine dönen Sâdi, kendisini şiire ve ilme vererek ölmez eserlerini yazmıştır.
Moğollarca büyük ihtiram gören Sâdi, Tarih-i Cihanguşa sahibi Cüveyni tarafından takdir görmüştür.
98 yaşında Şiraz’da vefat eden şairin geniş bilgisi ve yüksek kültürü sayesinde doğu kaynaklarında Şeyh Sâdi olarak nam bulmuştur (1382?). Mezarı Şiraz’a yakın, Sâdiyye’dedir.
(Tarlan 1968, 9)

Eserleri:
Sâdi’nin eserlerinde çoğunlukla eğitici ve öğretici bir hava vardır. Sâdi toplumun ve ferdin en iyi insan modeline ulaşmasını hedefler.
O sebeple yazdığı şiirlerinin toplumun her kesimine hitap etmesine özen göstermiştir.
Çok sayıda eser vermesine rağmen Sâdi’nin dünya çapında en meşhur eserleri Bostan ve Gülistan’dır. Gazellerini Tayyibat, Bedayi’, Havatim adı altında toplamıştır.
Gazellerinde tasavvuf neşesi ile derin bir dünya ve hayat sevgisi mücadele halindedir. Sâdi, tasavvuf şairi olarak addedilse de onun aşkı daha çok realist ve insanidir.
(Tarlan 1968, 11)

Şeyh Sadi Şirazi Sözleri


Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır.
Hepimiz aslında çatlak kovalarız.
Büyük planda hiçbir şey ziyan edilmez.
Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin.
Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz eğer,
siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz.


İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun.
Çok uzaklaşma donarsın; çok yaklaşma yanarsın!


Ne kadar okursan oku; bir bilgine yakışır şekilde davranmadığın sürece, cahilsin demektir…


Eskiden dünyada, görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı.
Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık.


İnsan bir damla kan ve bin endişe.


Yarasanın gözü gündüz göremiyorsa, güneşin ne günahı var bunda?


Meyvelerle yüklü dal, başını yere kor.


Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim.


Gönle giren her şey göze hoş gelir.


İçin ağlasa da kim duyar seni? Kim anlar dışarıdan olup biteni?
Leyla'nın yüzünü görenler bilir: Mecnun'un kalbine batan dikeni!


Gönlünün perişan olmasını istemiyorsan, perişan olanları gönlünden çıkarma.


Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin.


Kendisinden fazlasıyla iyilik gördüğün kimseye fenalık etmen insanlık değildir.


Allah'ım! Beni sen kaldır ki kimseler yıkamasın.


Yenilgi hep geçicidir.


İz Bırakanlar (İslâm Büyükleri)

MollaCami.Com