Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ VE HANIMLARI

Hz. Muhammed (SAV) baba ve koca olarak en mükemmel örnektir. O eşlerine karşı çok şefkatli ve müsamalıydı. O olmadan yaşayamaz, onsuz bir hayat düşünemezler, ondan ayrı kalamazlardı.

İkinci eşi Sevde Validemizi daha Mekke’de iken nikahladı. Ancak bazı nedenlerden dolayı onu boşamak istedi. Kadın bunu duyunca çok üzüldü ve hemen ona koştu, yalvarırcasına: “Ey Allah’ın Resulü! Senden dünyalık hiçbir şey istemiyorum. Ama ne olur beni eşin olmaktan mahrum etme. Ben ahirete de senin eşin olarak gitmek istiyorum. Başka hiçbir şey umursaman ” dedi. Onun bu arzusu Peygamber tarafından kabul edildi ve Sevde hep ezvacı tahirattan biri olarak kaldı.

Bu onların gönlünde taht kuran Allah Resulünün (SAV) konumuydu. Eğer onlardan birini boşayacak olsa, o, kapısının eşiğinde kıyamete kadar beklerdi.
Bir keresinde mali durumu sonucunda Hz. Hafsa’dan bir rahatsızlık hissedince “İsterse onu serbest bırakayım” gibi tesir edecek bir ifade kullanmıştı da bu öneri onu dehşete düşürmeye yetmişti. Araya girenler onun ne güzel bir kadın olduğunu ısrarla anlatarak boşamamasını istedi. Hz. Peygamber boşamadığı gibi, en sadık arkadaşının kızını hep vefalı eşi olarak nikahında tuttu.

Allah Rasulünden ayrılık ölümden beter bir felaketti. Bütün hanımları aynı şeyi hissederdi. İki Cihan serveri onların gönlünde taht kurmuş, onlarda iki cihan serveriyle bütünleşmişti. Onun mübarek, yumuşak ve tabi hayatını o kadar paylaşmışlardı ki, aralarından ayrılsa havasızlıktan ölürlerdi.

Onun ölümünden geriye büyük hasret ve hicran kaldı. Hz. Ebu Bekir ve Ömer her ne zaman hanımlarını ziyaret etseler onları ağlarken buldular. Ağlamaları ömür boyu sürecekmiş gibiydi. Allah rasulü onlar üzerinde silinmez izler bırakmıştı. Onu unutamazlardı. Bir dönemde nikahında dokuz hanımı hem de ciddi bir problemle karşılaşmadan, her birisiyle eşit şekilde ilişki kurarak tutmuştu. O, nazik ve narin bir aile reisiydi. Hiçbir zaman sert ve kaba davranmadı. Koca olarak mükemmel bir şekilde bu görevini yerine getirmesi Onun Allahın Resulü olduğunu gösterir.

Vefatından birkaç gün önce “Kul Rabbiyle dünya arasında muhayyer bırakıldı. O, Rabbini seçti ” dedi. Büyük fetanet insanı Ebu Bekir, ‘kul’ sözünü söyleyen aynı şahıs olduğunun farkına varınca ağlamaya başladı. Günden güne onun hastalığı şiddetlendi, şiddetli baş ağrıları onu acıyla kıvrandırmaya başladı. Bu zor dönemde bile hanımlarına karşı incelik ve nezaketini devam ettirdi. Hanımlarını tek tek Odalarında ziyaret edecek gücü kalmadığı zamanda odalarından birinde konaklamak için hanımlarından izin istedi. Bütün hanımları kabul etti ve Allahın Rasulü (SAV) ömrünün son günlerini hz. Aişenin odasında geçirdi.

En zor şartlar altında bile hanımlarının haklarına riayet etti. Allah Rasulü böyle bir insandı! Cömertliği ve nezaketinden dolayı hanımlarının her biri kendisini Allah Rasulünün en sevgilisi zannederdi. Bir kimsenin dokuz kadına eşit ve tam adaletle davranması fikri mümkün görünmediği için Allah Rasulü istemeyerek vuku bulacak kalbi temayüllerinden dolayı Allah’a istiğfarda bulunuyor ve şöyle dua ediyordu:
“İstemeden birine daha fazla sevgi gösterebilirim, bu da haksızlık olur. Onun için ey Rabbim! Benim gücümü aşan şeylerden dolayı rahmetine sığınırım ”.

Bu ne incelik ve zarafet! Herhangi bir kimse bu inceliği gösterebilir mi? Kalbi temayüllerini kısmen saklasalar bunu zeka ve irade güçlerine bir alamet kabul ederler. Bazen zekalarını arz ederken bilmeden hatalarını açığa vururlar. Hatası olmamasına rağmen Allah Rasulü Cenabı Hak’tan bağışlanmasını istiyordu.
Onun inceliği hanımlarının ruhlarına o kadar derin sirayet etmiş ki, O’nun ayrılığı hiç bitmez bir hicran gibi gelmişti.İslam yasakladığı için intihar etmemişlerdi. Ama hayat onlar için nihayetsiz bir keder dinmez göz yaşı olmuştu.

Allah Rasulü bütün kadınlara kibar ve ince davranıyordu ve herkese de kadınlara karşı kibar davranılmasını tavsiye ediyordu. Onun inceliği Sa’d b. Ebi Vakkas tarafından şöyle rivayet ediliyor:

“Hz Ömer şöyle dedi: “Bir gün Allah Rasulünün huzuruna gittim ve onun tebessüm eder buldum. “Allah seni ebediyen güldürsün, ey Allahın Rasulü!” dedim ve niçin güldüğünü sordum. Yine tebessümle şu cevabı verdi: şu kadınların haline gülüyorum. Sen gelmeden benim önümde konuşuyorlardı. Sesini duyunca birden kayboldular. Bu cevabın üzerine sesimi yükselttim ve: “Ey kendi nefislerinin düşmanları! Demek benden korkuyorsunuz da Allah Rasulünden korkmayıp onun yanında saygısızlık yapıyorsunuz? dedim. “Sen katı kalpli ve sertsin’ diye cevap verdiler ”.

Hz. Ömer’de kadınlara karşı inceydi. Ancak en güzel insan bile Hz. Yusuf’un güzelliğiyle kıyaslanınca çirkin görünür. Öylede Hz. Ömer’in incelik ve zarafeti peygamber efendimizle kıyaslanınca sert ve katı görünür.

Kadınlar Allah Rasulünün yumuşaklık incelik ve nezaketini görmüşlerdi. Bundan dolayı Hz. Ömer’in davranışlarını sert ve katı olarak değerlendiriyorlardı. Halbuki Ömer (r.a) Hilafet yükünü eksiksiz omuzlayarak Peygamberden sonra en büyük örneklerden biri olacaktı. O her davranışında adalet gözetiyor, doğruyu yanlıştan ayırmak için büyük çaba sarf ediyordu. O kendini halifelik makamına taşıyacak özelliklere sahipti.bu özelliklerden bazıları bize çok sert gelebilir, fakat ancak bu özelliklerden dolayı sorumluluk yükünü omuzlayabilirdi.

Allah Rasulü (SAV) bir arkadaş gibi hanımlarıyla meseleleri müzakere ederdi. O vahiy ile yönlendirildiği için hanımlarının fikirlerine ihtiyacı yoktu. Ama o ümmetine bir şeyler öğretmek istiyordu. O güne kadar olanın aksine Kadın islamda çok mualla bir yere oturtulacaktı. Allah Rasulü kendi hanımlarıyla olan ilişkisi vasıtasıyla bizlere öğretmeye başlıyordu.

O kadar güzel ki, insan okurken duygulanıyor ve okudukça hayran kalıyor!

Teşekkür ederiz, ALLAH C.C. Razı olsun..

Rabbim! Sevgili Peygamberimize ( S.A.V.) Efendimizin şefaatine bizleri nail eyle!

Rabbim! Biz efendimizi (S.A.V.) seviyoruz Sende bizi efendimizin sevdiği gibi ümmet eyle! Amiinn...


Sevgili Peygamberimiz

MollaCami.Com