Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Federasyon'a 'kesintili ve kesintisiz' öneri

Son haftalarda sıkça yaşamaya başladığımız ve şimdilik sadece 'tepki' düzeyinde kalan 'oyuncu sakatlığı' ile ilgili artık bir talimat değişikliğine ihtiyaç var. Kural ve talimatlara girip, yoruma dayalı kafa karıştırabilecek sözcükler ya da kelimelerden kaçınıp, örnekleriyle net anlaşılır ve kısa şekilde özetleyelim.


Pozisyon gereği ya da herhangi bir nedenle sakatlanmış gibi davranan bir oyuncu yerde kaldığında, hakem düdük çalıp oyunu durdurmazsa, futbolcuların topu dışarı atıp oyunu kesmesi beklenir. Böylesine durumlarda eskiye nazaran daha az da olsa, rakip takım oyuncuları mücadeleyi devam ettirir. Bu durumda da pozisyon taç, aut, başka bir faul, korner gibi durumlarda sonuç alınıp oyun durduğunda, birbirlerine karşı tepkiler başlar. Bazen kavgaya, sarı ya da kırmızı kartlara kadar gidip iş zorlaşabilir. Sakatlanan veya sakatlanmış gibi yerde yatan futbolculara mensup takımın elemanları, rakipten topu dışarı atmasını bekler. Bu istek yerine getirilmezse ya rakibine tepkiden dolayı sert bir müdahale ile oyunu durdurur veya taktiksel faul yapıp arkadaşına tedavi imkânı sağlar.

Sahada bunlar yaşanırken yerde yatan oyuncunun takımına mensup arkadaşları hakeme yüklenmeye başlar. 'Oyunu niye kesmiyorsun, yerde sakatlanan oyuncu var' şeklinde tepkiler gösterirken, gol yememek için rakibini kontrol etmek ister. Pozisyon sonuçlanınca da hep birlikte hakeme yüklenilir. Zannederler ki hakem böylesine pozisyonlarda oyunu durdurmakla yükümlüdür. Temayüllerden başka bir dayanağı olmayan bu isteğe tepki gösterenler, o anlarda hakemin ne düşündüğünü, nasıl ikileme girdiğini bilemezler.

Hakem o anda çalmadığı düdükten dolayı hem maçı devam ettiriyor hem de kendisini sorguluyordur. İçten kendisine 'acaba ciddi bir müdahale mi vardı da ben faul vermedim, hay Allah şu top hemen oyun dışı olsa, şimdi faulü vermedim oyunu kesersem, kendi kararımı yok saymış olurum' gibi düşüncelere kapılır.

Her halükârda tepki görür. İşte son iki maçı hatırlayalım. Galatasaray-Denizlispor kupa mücadelesinde hakem Özgür Yankaya. Sarı-Kırmızılı oyuncu Mehmet Batdal sakatlanıp yerde kalıyor. Galatasaraylı futbolcular, arkadaşları yerde kıvranırken oyunu devam ettiriyor. Ceza alanına yaptıkları ortada topu rakip kapıyor. Top umut vaat edecek atak başlangıcına çıkan Denizlispor'un ayağındayken, o ana kadar Batdal'ı görmeyen hakem, düdükle oyunu kesiyor. Madem oyunu hakem kesecek, top aynı takıma mensup futbolculardayken kesmeli. Kendi arkadaşının sakatlığını görüp oyunu durdurmayan düşünceye prim tanınmamalı. Böylesi bir davranış, hakemin forma rengi korkusuna kapıldığı intibaı uyandırır.

İkinci örnek daha anlaşılır ve sonuçları daha vahim olabilecek, neresinden bakacağınıza bağlı, yorum gerektiren bir karardı. Bursaspor-Trabzonspor maçının 63. dakikası. Hakem Bülent Yıldırım. 2 dakika önce sarı kart gören Ceyhun, takımı hücumdayken istem dışı dirsek darbesine maruz kalıp yerde kalan takım arkadaşı Engin Baytar'ın durumunu görüyor. O anda doğru ya da yanlış yorumla pozisyonda faul kararı verilmediğinden oyun devam ediyor. Birkaç pozisyon geçtiği halde, topla o anda oynayan Bursasporlu futbolcular oyunu durdurmuyor. Hakem de yukarıda bahsettiğimiz psikoloji içine girdiğinden, oyunu kesmiyor. Sinirlenmeye başlayan Trabzonlu oyuncular, bir yandan rakibin atağını önlemek istiyor, diğer yandan yerde kalan arkadaşlarına sağlık müdahalesi yapılması için mücadelenin durdurulmasını bekliyor. Bakıyorlar ki, ne rakip ne de hakem oyunu kesmiyor. Bu defa pozisyonun içindeki Ceyhun, rakibi İbrahim'i, sırf 'sağlık müdahalesi yaptırma niyetiyle oyunu durdurma' riskini alıyor. Rakibini arkadan çekip bırakıyor. Her yorumun yapılabileceği ve ilginçtir her kararın kabul görülebileceği bir pozisyon. Çünkü FIFA sporcu sağlığı için her türlü önlemin öncelikli olarak alınması isteğiyle ülke federasyonlarına yazı gönderdi. Benim bu pozisyona bakış açım tamamıyla 'futbolcunun iyi niyetli müdahalesi' şeklindedir. Sizin bakış açınız tamamıyla sarı kartı gerektiren müdahale olabilir. Ancak her elle oynamanın, her faul pozisyonunun kartı gerektirmediğini bilmenizi isterim. Hakem Bülent Yıldırım da, benim yaptığım yorumu yapmış olsa gerek, 2. sarı kartı Ceyhun'a göstermiyor.

Gelelim sonuca... İngiltere Futbol Federasyonu, 2 sezon önce böylesine pozisyonlarda futbolcuların öyle ya da böyle oyunu kesmelerini yasakladı. Bu kararı biraz daha destekleyen katı kural ilave ederek, bu pozisyonlarda oyunu kesme yetkisini 'tek hakeme' vererek, adalet dağıtıcısı dışında mücadeleyi durduran oyuncu ya da 3. kişilere sarı kart gösterilmesi talimatıyla son noktayı koydu. Türkiye Futbol Federasyonu da böyle bir kararı FIFA'ya danışmadan, sadece bilgi vererek uygulamaya koyabilir ve koymalıdır. Böyle bir karar alınsaydı ne olurdu? Birincisi Trabzonlu Ceyhun, niyeti ne olursa olsun, ikinci sarı kart sonrası oyun dışı kalır, maçta dengeler değişir, hakem Bursa cenahından kötü niyetli olarak suçlanamazdı. İkincisi, Özgür Yankaya da böylesine pozisyonlarda bir takımı kolladığı ya da maç alamamanın vereceği 'korktu' izlenimi vermez, rakip takımdan tepki görmez, maç içinde güven duyulan bir yönetici kimliğiyle müsabakayı tamamlardı. Herkesi koruyacak bir karar. Şunu da hemen hatırlatalım, İngiltere futbol federasyonu bu kararı aldığında önceleri tepki görmüş, çok kısa zaman sonra haklılıkları ortaya çıkarak, karar vicdanen de kabul edilmişti.

ALİ AYDIN


Spor Haberleri

MollaCami.Com