Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


"Harem" İle İlgili Romanlar

Osmanlı ve “Harem” ile ilgili romanlar

Lise son sınıfa kadar “Topkapı Sarayı”, “Harem” denilince hemen, çırılçıplak cariyelerin içinde yüzdükleri bembeyaz süt havuzları aklıma gelirdi. Çünkü ilkokuldayken toplu olarak Topkapı Sarayı’na ziyarete gittiğimizde, Harem kısmındaki bayan rehber bize böyle anlatmıştı. Üst kattan aşağıdaki boşluğu göstererek, “Burada süt havuzları vardı. Padişah, bizim şu an olduğumuz yerden onları takip eder, beğendiğini yanına çağırırdı” demişti.

Lise son sınıfta tarih öğretmenimiz ise (Allah ondan razı olsun) “Harem”in ne olduğunu geniş ve doğru olarak anlatınca, bu yanlış düşüncem ancak o zaman değişti.

Ülkemizin en büyük çıkmazlarından biri, uzmanlık isteyen konularda uzmanlara sorulmaması, ilgili ilgisiz herkesin konuşması, yazması.

Bu yapılmadığı için “Harem” ile ilgili romanlar, Osmanlıyı kötülemek, gözden düşürmek için yazıldığı kanaatini uyandırıyor. Bugün, son zamanlarda çok tartışılan bu konuları, konunun uzmanı tarihçilerin görüşlerine müracaat ederek, tarihi gerçekleri bir nebze de olsa ortaya koymak istiyorum; Harem nedir, ne değildir?

“Osmanlı’da ‘harem’, herkesin giremediği bir ortamdı. Sözcük olarak harem ‘dokunulmaz, kutsal’ anlamına gelir. Bilinenin aksine Osmanlı’da ‘Harem-i Humayun’, devlet adamları yetiştiren ‘Enderun’ mekteplerine paralel bir kurumdu. Kesinlikle, cinselliğin ayyuka çıktığı, padişahın canı çektiğinde içinden kadın seçip beraber olduğu bir yer değildi. Buradaki kadınlar, Osmanlı’nın en üst kültür grubunu temsil ederdi. Bazı çevrelerde ‘harem’ kavramına cinsel ve egzotik benzetmelerin yapılmasının nedeni 17 ve 18’inci yüzyıllarda Batı’nın bu kuruma cinsel içerikli yakıştırmalar yapmış olmasıdır. İşin acı yanı insanlar ‘harem’i olumsuz düşünüyor, ama bunu öğreten biz olduk.” (Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız -Osmanlı Tarihçisi)

“Harem’deki yaş ortalaması, oryantalist hayallerde olduğu gibi 15-16 değil, 60’ın üzerindeydi. Harem, Osmanlı’da padişahın ailesi anlamına gelirdi. Yani, padişahın mahrem kısmıdır. Padişah öldükten sonra da ailesi haremde yaşamaya devam ederdi. Harem’de bulunan bütün kadınlar padişahın cinselliği için tutulmadıkları gibi, buradaki kızlara her konuda uzun soluklu eğitim verilirdi. Din hocaları da öğretmenler de gelir haremde ders verirlerdi. Padişah da güzel ve bilgili bu kızlardan bazılarını devlet adamları ile evlendirirdi.” (Prof. Dr. Mete Tuncay-Tarihçi)

“Özellikle yabancı kadın yazarların kaleme aldığı bu romanlar, “ikinci sınıf yazarların yazdığı kötü romanlar”dır. Bu kitaplar tarihi gerçekleri yansıtmamaktadır. Yazarlar Topkapı Sarayını bile görmeden bu kitapları kaleme almaktadırlar. Bu tür kitapların hislerle değil, ilimle yazılması gerekir, herkes bu konuda uyanık olmalıdır.” (Prof. Dr. İlber Ortaylı)

“Tarihi konu alan romanların önsözünde eserin “hayali” olup olmadığının belirtilmesi gerekir. Romansı tarih kitaplarının tarih kitaplarından ayırt edilmesi gerekir. Bu tür edebidir, belli bir kesime hitap eder. Bunlar edebi bir tür olarak sosyal ve sanat fonksiyonunu yerine getiriyor. Bu açıdan faydalıdır. Fakat bunu yazanlar, tarih yazdıkları iddiasına girerlerse o zaman yanlış yapmış olurlar ve okuyuculara yanlış bilgi vermiş olurlar. Osmanlı Devleti’nin tartışılmaya başlamasından sonra Osmanlı’ya karşı toplumda bir merak uyandı. Bu, bu tür kitapların okuyuculardan büyük ilgi görmesinin nedenlerinden biridir. Osmanlıyı idealize etmek ve bilhassa bugünkü Türkiye ile kıyaslamak doğru değildir.” (Prof. Dr. Halil İnalcık-Tarihçi)

Görüldüğü gibi, tarihçiler, birbiri ardına yayımlanan ve özellikle Osmanlı “Haremi”ni konu alan “Safiye Sultan’’ gibi çeviri kitapların, gerçekleri yansıtmadığını, bunların tarihi gerçekler olarak görülmemesi gerektiğini ifade ediyorlar. Yanlış kanaatlerin oluşmaması için uyarılarda bulunuyorlar.

(Mehmet Oruç, Türkiye, 19.05.2001)

Çok dogru. Belki devlet olarak tarihimize sahip çikip ecdadimiz hakkinda yalan yanlis yazilarla dolu kitaplari toplatmak lazim.
Neden meydan bos birakiliyor. ???

hala osmanlı tarihini,osmanlıyı bi nebzede olsa yaşamaya çalışan insanların kültürünü nasıl yıkabiliriz in telaşı içindeler...

onların inadına maş.şu senlerde osmanlıyı,tarihimizi doğru anlatan tarih kitapları dergiler çok fazla var

bizlerin uyanık olup bu tür tuzaklara düşmememiz lazım...

teşekkürler kardeşim bu değerli bilgiler için

Rica ederim okuduğunuz için ben teşekkür ederim.. Artık milletimiz bilinçleniyor ama bu tür safsatalara inananların sayısıda küçümsenemeyecek kadar az maalesef...
umarım ecdadını "iyi" tanıyanlar gün geçtikçe artar..

Malesef, özellikle avrupalilar osmanli hakkinda cok bilgisiz.
Edindikleri cok az bilgiyide roman veya yari roman türü kitaplardan elde ediyorlar.

Avrupalilarin etkisindeki bazi aydinlarimizda malesef kraldan fazla kralci gecinebiliyorlar.

Hamd olsun son yillarda halkimiz tarihine yönelir oldu.
Genclerimiz arasinda tarih meraki hayli yüksek.
Tarihine sahip cikan aydinlarimiz, hocalarimiz oldugu müddetce , yeniden bir dirilis yasayacagimizdan ümitvarim.

paylasim icin cok tesekkür ederiz.

Rica ederim kardeşim...

Konuyu güncellemek yerinde olur kanaatindeyim >:(


Konuyu güncellemek yerinde olur kanaatindeyim >:(


Evet kardeşim. Yerinde olmuş..
Hele hele şu "Muhteşem Yüzyıl" >:( dizisinden sonra..
Bu kadar şanlı bir tarihle övünmek gerekirken nasıl oluyorda ecdadımızı küçük düşürmek için bu kadar ileri gidebiliyorlar anlamıyorum.. ::) >:(

Allah bu gibi para ile satılmış insanlardan bizi korusun..
Ecdadını ve tarihini bilen hayırlı bir nesil yetiştirebilmeyi bizlere nasip eylesin..

Paylaşım için teşekkürler laleee kardeşim. Konuyu güncellemek gerçekten yerinde olmuş..

Allah bu gibi para ile satılmış insanlardan bizi korusun..
Ecdadını ve tarihini bilen hayırlı bir nesil yetiştirebilmeyi bizlere nasip eylesin..


amin kardeşim. allah razı olsun


Osmanlı Tarihi

MollaCami.Com