Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


İsrail’in hedefi İslâmî kimliği yok etmek’

İsrail’in hedefi İslâmî kimliği yok etmek’
Haber - İSLAM
Pazartesi, 27 Nisan 2009 11:49

Kazdıkça Kanayan Yara Mescid'i Aksa Sempozyumu' dün Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde yapılan oturumlarla gerçekleştirildi.

IHH İnsani Yardım Vakfı, Araştırma ve Kültür Vakfı, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB), Medeniyet İlim Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği, İnsan ve Medeniyet Hareketi Mirasımız Derneği, MAZLUMDER İstanbul Şubesi ve Mirasımız Derneği'nin oluşturduğu İstanbul Barış Platformu tarafından Zeytinburnu Belediyesi Sanat ve Kültür Merkezi'nde 'Kazdıkça Kanayan Yara Mescid-i Aksa Sempozyumu' düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İsrail'in kazı çalışmaları sebebiyle Mescid-i Aksa'nın her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Konuya uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek ve Mescid-i Aksa'nın yıkılmasını önlemek için söz konusu sempozyumu düzenleme kararı aldıklarını ifade eden Yıldırım, Mescid-i Aksa'nın korumak için Kudüs'te yıllardır faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının önde gelen isimlerinin de sempozyuma katıldığını vurguladı.

Hak ihlallerinin sebebi Siyonizm

Yıldırım, Osmanlı Devleti döneminde Kudüs'te Musevi, Hıristiyan ve Müslümanların yüzyıllarca barış içinde yaşadığı ancak İsrail'in işgal etmesinin ardından kentin kaos ve işgallerin merkezi olduğunu belirtti. ''Filistin'in işgal edilmesinin ardından yaşanan katliam ve insan hakları ihlallerinin temel sebebi siyonizm'' olduğunu kaydeden Yıldırım, ''Yahudilerin Siyonizm emellerini hayata geçirme çabaları son yüzyılda ortaya konmuş ve (halkı olmayan bir ülkeyi, ülkesi olmayan bir halka devredin) sloganı ile hayat bulmaya çalışmıştır. Yahudi düşüncesine ait olmayan ne varsa yok edilmesini amaçlayan siyonizmin en önemli hedefi Mescid-i Aksa'nın yıkılması ve yerine Süleyman Mabedi'nin kurulması projesidir'' diye konuştu.

Nanda Hareketi Genel Başkanı Raşit Gannuşi konuşmasında İsrail'in kendi antisemitizmini körüklediğini söyledi. Siyonist ideolojinin ahlaki meşruiyetini yitirdiğini söyleyen Gannuşi, "Batının Yahudilere Filistin'de yer vermesi Batı vicdanının bir tür kendini rahatlatmasıdır. Ne var ki İsrail'in Lübnan ve Filistin'e saldırmasıyla birlikte vahşet görüntülerinin dünyaya yayılması Yahudi'nin masum imajını sarsmaya başlamıştır" şeklinde konuştu.

AKP Milletvekillerinden Hüsnü Tuna da İslam dünyasının Filistin davasına sahip çıkması gerektiğini belirterek, "Uluslararası bir sempozyum olduğunda bir bakıyorsunuz salonda 200'e yakın İsrailli sivil toplum kuruşu oluyor. Oysa İslam dünyasından gelenlerin sayısı 10'u geçmiyor. Bizim Filistin davasına daha fazla sahip çıkmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Filistin Büyükelçisi Nebil Maruf ise yıkılmaya çalışılan Mescid-i Aksa için tüm Arap ve Müslüman dünyasının seferber olması gerektiğini vurguladı. Siyasi bir oyunla karşı karşıya olduklarını belirten Maruf, "Siyonist rejim bir barış olmasını istemiyor. Son İsrail saldırılarında Gazze baştan aşağı yıkıldı. Öncelikle Filistin'in birlikteliğe ihtiyacı var. Davaya direnişe devam etmemiz gerekiyor. Bölgedeki barış ancak özgür Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olabilir" ifadelerini kullandı.

İsrail'in hedefi mukaddesatımızı yok etmek

Mizan İnsan Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve El-Aksa Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Kemal El Şerafi, İsrail'in Mescid-i Aksa ve Kubbetü's-Sahra'ya sahip bir Kudüs'ün, Arap ve İslam kimliğinden asla soyutlanamayacağının bilincinde olduğunu, bu nedenle de Mescid-i Aksa ile Kudüs'teki diğer Arap ve İslam mukaddesatını yok etme hedefine yöneldiğini ifade etti. Mescid-i Aksa'nın altına yapılan kazılar nedeniyle temellerini sarsıldığını ve yapının çökme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığının belirten Eş-Şerafi, ''Mescid-i Aksa'nın yakınındaki Birleşmiş Milletlere (BM) ait okulun zemininin çökmesinin gelecekte Mescid-i Aksa'nın başına gelecek felaketin ilk habercisi olduğunu'' kaydetti. Dr. Kemal Eş-Şerafi, şöyle devam etti: ''İşgalciler, ırkçı yasaları aracılığıyla Kudüs sakinlerinin yüzde 88'inin Yahudilerden ve yüzde 12'sinin de Araplardan oluştuğu izlenimini vermeye çalışmaktadırlar. Son iki yılda 4 bin Filistinli'nin kimlikleri alınıp Kudüs'te ikamet etme hakları ellerinden alınmıştır. Böylece işgal yılları boyunca kendi memleketlerinde oturma hakları ellerinden alınmış Kudüslü Filistinlilerin sayısı 10 bine yükselmiştir. İsrail'in uyguladığı ırkçı-faşizan politikasının hedefleri ise coğrafi bakımdan Kudüs'ü diğer işgal altındaki Filistin bölgelerinden tamamen izole etmek, yerleşimciliği bir olgu olarak dayatmak ve Yahudi nüfusun oranını Araplardan daha yüksek tutmak ve başkenti Kudüs olacak bir Filistin Devleti'nin kurulmasını engellemektir.''

Aksa'nın korunması uluslar arası toplumun sorunu

Filipinler Cotabato'da merkezi bulunan Bangsamoro Araştırmaları Enstitüsü Genel Koodinatörü Prof. Dr. Abhoud Syed Lingga, Mescid-i Aksa'nın korunmasının uluslararası toplumun sorumluluğunda çözülmesi gereken hayati bir sorun olduğunu söyledi. Bangsamoro Araştırmaları Enstitüsü Genel Koodinatörü Prof. Dr. Lingga, Filistin meselesinin çözülmesinin Mescid-i Aksa'nın korunması ile ilgili esas meselelerden biri olduğunu söyledi. Kudüs ve Filistin topraklarında İsrail olduğu sürece Mescid-i Aksa'nın her zaman tehdit altında olacağını ifade eden Prof. Dr. Lingga, şöyle devam etti: ''Yahudilerin, Mescid-i Aksa'nın Tapınak Dağı bölgesinde yer aldığı yönündeki iddiaları bilinen bir gerçektir. İşgalci İsrail, bu iddiayı temel alarak Mescid-i Aksa'yı yıkmak için her şeyi yapmaktadır. İşte bu nedenle Mescid-i Aksa'nın muhafaza edilebilmesi için Kudüs ve Filistin topraklarının Filistin halkının yönetimi altında olması elzemdir. Mescid-i Aksa'yı korumak uluslararası bir mesele hâline geldiğinden bu konuda herkese büyük görevler düşmektedir. Mescid-i Aksa'nın korunması uluslararası toplumun sorumluluğunda çözülmesi gereken hayati bir sorundur.''

Kudüs Yahudileştirilmek isteniyor

Merkezi Beyrut'ta bulunan Uluslararası Kudüs Müessesesi Genel Sekreteri Dr. Muhammed Ekrem El Adluni ise Kudüs'ün tamamen Yahudilerden oluşan bir bölge haline getirilmesi amacıyla son dönemde çeşitli projelerin hayata geçirilmeye çalışıldığına dikkati çekti. Bu kapsamda İsrail'in Kudüs'teki tehcir uygulamalarına anlatan Adluni, ''Bu konudaki en tehlikeli gelişme işgal otoritelerinin Kudüs'teki birçok mahallede evlerin tahliyesi için yüzlerce Filisinli'ye tebligatta bulunmasıdır. Bu uyarıların ardından evlerin yıkımı ve buraların Kral Davut Parkı'na çevrilmesi gelecektir ki, bu park işgal devletinin hayalini kurduğu kutlu Yahudi kentinin bir parçasını oluşturmaktadır'' şeklinde konuştu. Adluni, ''İsrail tarafından örülen utanç duvarı yüzünden 60 bin Filistinli'nin tamamen Kudüs'ten koparıldığını'' da kaydetti.

İsrail, Müslümanlara ait mezarlıklara bile tahammül edemiyor

Aksa Vakıflar ve Tarihi Eserler Müessesesi Başkanı Zeki Muhammed Tevfik Ağbariye de sadece Mescid-i Aksa'nın değil Kudüs'teki tüm tarihi yapıların tehlike altında olduğunu söyledi. ''1967 yılındaki İsrail işgalinden bu yana Kudüs; halkı, binaları, camileri, yolları, mezarlarıyla beraber, yok edilme ve Yahudileştirilmeye maruz kalmıştır'' diyen Ağbariye, kentteki En-Nebi Davud Camisi, Yahudi dinî törenleri düzenlenmesi için sinagoga çevrildiğini, birçok caminin ise kapatıldığını, İsrail'in Müslümanlara ait mezarlıklara bile tahammül edemediğini, bunun en somut örneğinin ise Kudüs'teki Mücahidin Mezarlığı'nı iş makineleriyle kazarak yok etmesi olduğunu belirtti. Kudüs Kalkınma Kurumu temsilcisi ve gazeteci Fadıl Vişahi ise İsrail'in işgal planına göre, 2020 yılına kadar Filistinlilerin Eski Kudüs'ten çıkartılmasının hedeflendiğini vurguladı. Doğu Kudüs'teki Filistinlilerin evlerinin yıkılmasının, işgalci güçlerin toprak üzerindeki egemenliğini pekiştirme yollarından biri olduğunu ifade eden Vişahi, ''Sadece Kudüs'te 1967 Haziran ayından bugüne kadar çeşitli güvenlik ve çeşitli hukuki düzenlemeler gerekçesiyle yıkılan evlerin sayısı 8 bin 700'den fazladır. İşgalin kanunu kuvvettir. Art arda gelen bütün İsrail hükümetleri'' diye konuştu.

Mehmet Baydemir

israil, Siyonizm adini, Lübnan ve Lübnan karsisindaki ‘’Sahyon-Siyon’’ Dagindan alir..

Ve ilkeleri olan tahrip edilmis Tevrat:

1. "Evet, bütün krallar Yahudi'ye secde kilsinlar. Bütün milletler ona kulluk etsinler." (Tesniye: 72/2)

2. "Misirlilari Misirlilar aleyhine tesvik edecegim. Herkes kardesiyle, komsusuyla, sehir diger sehir ile, memleket diger memleketle muharebe edecektir." (Isaya: 19/2)

3. "Size Rabb'in kahinleri denecek, size Allah'inizin hizmetçileri diyecekler. Milletlerin servetlerini yiyeceksiniz ve onlarin servetine malik olacaksiniz." (Isaya:61/5-6)

4. Yahova Israil'e vazife veriyor:"Sen benim harb topuzum ve harb aletimsin. Seninle, milletler kiracagim ve seninle hükümetler harap edecegim." (Yeremya: 51/19, 23)

5. "Yalniz Yahudi olanlara insan gözü ile bakilir. Yahudilerden gayrisi sadece bir hayvan ve hatta birer domuzdur." (Telmut)

6. "Bir sey çalmayiniz. Hirsizlik etmeyiniz hakkindaki emir sadece Yahudilere karsidir.Diger milletlerin mal ve canlari helaldir.’’ (Telmut)

7. "Yahudi olmayan bir kadinla gayr-i mesru münasebetYahudi için günah degildir." (Telmut)

8. "Israil'in kizi olmayan her kadin hayvandir." (Telmut)

9. ‘’Siz Rabbin ogullarisiniz.Cenaze için vücudunuzda yara açmayip kaslarinizin arasini almayiniz. Zira sen Rabb’a mukaddes bir kavimsin. Ve Rabb yeryüzünde bulunan kavimlerin cümlesinden üstün kendine has kavim olmak üzere seni seçti.’’ (Tensiye:41/1).

israil savasla kurulmus
savasla devam edecek
ve savasla bitecek


Güncel Haberler

MollaCami.Com