Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Toplu olarak Allah’ı zikretmek

Toplu olarak Allah’ı zikretmek


Müslüman, kendi başına yapması gereken vazifeleri yanında, toplu olarak da yapılması gerekli vazifelerine dikkat etmelidir.

‘’Müslümanlar kardeştir’’ emri vardır. Bu sebeple bunu görmezlikten gelemez. Gelse de sorumluluktan kurtulamaz.

Müslüman, komşusunun, akrabasının haklarına dikkat etmekten sorumludur.
Bu misalleri daha da çoğaltabiliriz.

Gerek ilim öğrenmek, gerek Kur’an–ı Kerim’i okumak, gerek Allah’ı zikretmek için bir araya gelen topluluklar hem bilgi paylaşımı ve hem de Allah’ın topluluklar üzerine vereceği bereketle kazançlı olurlar.

Namaz kılmak için bir araya gelmek, cemaat halinde namaz kılmak 27 derece daha faziletli olduğunu Sevgili peygamberimiz bildirmiştir

Kur’an–ı Kerim’de Rabbimiz buyuruyor ki:
‘’… Arafat’taki vakfeden ayrılıp (sel gibi Müzdelife’ye) akın ettiğinizde Meş’ar–i Haram’da zikir ile Allah’ı anın…’’ (Bakara suresi A.198)

‘’Ey iman edenler! (savaşmak için) her hangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok anın ki başarıya erişesiniz’’ (Enfal–45)

Türk askerinin ‘’Allah–Allah’’ diyerek cepheye koşması, düşman üzerine hücum etmesi bu ilahi yardımlara kavuşmak içindir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) konu ile ilgili hadis–i şeriflerde şöyle buyuruyor:
‘’Allah’ın meclislerini araştıran gezici melekleri vardır. Bu melekler, zikir yapılan bir meclis bulduklarında onlarla birlikte otururlar, birbirlerini zikir meclisine katılıp dinlemeyi teşvik ederler. Meleklerden zikir meclisine o kadar çok katılan olur ki dünya seması ile zikir meclisi arasını doldururlar. Zikir meclisi dağılınca semaya çıkarlar…’’ (Müslim, zikir)

‘’Oturup Allah’ı zikreden hiçbir toplum yoktur ki onları melekler kuşatmış, rahmet kaplamış ve üzerlerine sekînet (iç huzuru) inmiş olmasın. Allah da bu kimseleri katındakilerin yanında zikreder (anar)’’(Müslim, zikir)

‘’Bir mecliste oturup Allah’ı zikreden hiçbir cemaat yoktur ki, melekler onların etrafını çevrelemesin, onlar Allah’ın rahmetine gark olmasınlar, Allah yanındakilere onlardan söz etmesin’’ ( İmam–ı Gazali–Kalplerin Keşfi)

‘’Hiçbir kavim yoktur ki, toplanıp, sırf Allah rızasını talep etmek için Allah’ı zikretsinler de, Gökten bir münadi onlara ‘’Allah’ın affına nail olarak kalkın, sizin günahlarınız, sevaplara tebdil olunmuştur’’ demesin’’

(Ahmet b. Hanbel– Müsned, Kalplerin Keşfi)

Ebudderda (r.a) da, der ki:
Resulüllah (s.a.v) ‘’Kıyamet günü, Allah, minberler üzerinde, yüzleri parlayan topluluklar diriltecek, insanlar, onlara bakıp imrenecekler. Onlar ne peygamberdir, ne de şehidlerdir’’ buyurdu.
Bir kişi, dizleri üzerine gelip: ‘’Ya Resulallah! Onları, bize tarif et de, öğrenelim?’’ dedi.
Bunu üzerine, ‘’Resulüllah (s.a.v) ‘’Onlar muhtelif kabilelere ve muhtelif beldelere mensup oldukları halde, birbirlerini seven ve Allah’ı zikretmek için bir araya gelip Allah’ı zikredenlerdir’’ buyurdu.

‘’… Kulum beni zikrettiği zaman, ben, onun yanındayım. Eğer, o, beni, kendi nefsinde zikrederse, ben de onu, kendi nefsimde4 zikrederim. Eğer o beni bir topluluk içinde zikrederse, ben de onu, içinde zikrettiği topluluktan daha hayırlı olan bir topluluk içinde zikrederim’’

(Kudsi hadis. Ahmet b. Hanbel– Müsned)

Bir gün Ebu Hureyre Çarşıya gider, çarşıdakilere der ki:
– Ben sizi burada görüyorum. Halbuki Resulüllah’ın mirası mescitte taksim ediliyor.
Bunun üzerine halk çarşıyı terk ederek mescide gider. Fakat mescitte mirasın taksim olmadığını görürler. Ebu Hureyre’ye derler ki:
– Ey Ebu Hureyre, biz mescide miras taksim olunduğunu görmedik.
Ebu Hureyre (r.a) onlara sorar:
– Siz mescide ne gördünüz?
Halk:
– Biz mescide bir cemaat gördük. Onlar Allah’ı zikrediyorlar, Kur’an okuyorlar.
Ebu Hureyre onlara şöyle cevap verir:
– İşte bu Resulüllah’ın mirasıdır.’’

Haccın her noktasında, dualar ve tüm ibadetlerin yanında ‘lebbeyk’ sedaları ile, Allah–Allah diyerek, kelime–i tevhid–i söyleyerek… baştanbaşa zikre bürünerek Allah’ı anmanın zirvesi yaşanır.

Sadece Allah rızası için bir araya gelip toplu halde yapılan Zikirde Allah’ın lütufları, ikramları vardır.

Bu türlü adımlar hiçbir dünya menfaati taşımadığı için ihlas ile atılan adımlardır. Bir gönül birliği, bir gaye birliğidir. Bu meclislerin ismi cennet bahçesidir. Bu meclislere devam eden, tertiplenmesine sebep olan, bahtiyar kimselerdir. İşte onlar cennette yüzleri pırıl pırıl parlayan ebedi olarak sevinen, Allah’ın rızasını kazanan kimselerdir.
Kur’an okumak için bir araya gelmek, dua, istiğfar, namaz, iylik için bir araya gelmek, toplumu bir arada eğiten, faydalı davranışlardır.

Bu meclisler bir sözün, bir faydalı bilgi ve davranışın öğrenilmesine, ruhumuza yerleşmesine, insanın yetişmesine sebep olur.

Ailede bir arada çocuklarla beraber bir ilahi söylemek, arkadaşlar arasında bir tevhid okumak, beraberce ‘’la ilahe illallah’’ demek, bayramlarda hep beraber okuduğumuz tekbirleri, ramazanda teravihlerde okuduğumuz salat ve selamları hayatımıza yayarak zikir meclislerini oluşturabiliriz. Toplu halde yapılan ibadet, gönülleri coşkuyla, huzurla, ilahi sevgiyle bereketlendirdiği için,böyle toplulukları melekler bile arıyor ve onlara şahitlik ediyorlar.

Allah’ın övdüğü, meleklerin şahitlik ettiği, bu meclislerden yararlanmak, tat almak, toplu olarak istifade etmek, böylesine övülen bir ibadettir.

‘’Bir kul, ihlaslı olarak La ilahe illallah’’derse, büyük günahlardan sakındığı müddetçe, gök kapıları kendisine açılır ve o Kelime–i Tevhid Arşa ulaşır’’


kaynaklar
(İslam Tarihi, M. Asım Köksal, Peygamberimizin Allah’ı Zikredişi, Tirmizi Sünen’den).

ALLAH celle celaluhu razı olsun çok güzel bilgiler
RABBİM zikirden şükürden ayırmasın...


ALLAH celle celaluhu razı olsun çok güzel bilgiler
RABBİM zikirden şükürden ayırmasın...


AMİN


ALLAH celle celaluhu razı olsun çok güzel bilgiler


ALLAH celle celaluhu razı olsun çok güzel bilgiler
RABBİM zikirden şükürden ayırmasın...

amin cümlemizden inşallah



Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com