Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Sultanahmet meydanındaki dikili taşın sırrı...
Sultanahmet meydanındaki, Amon Ra tapınağından getirilip
Kostantinopol'e diktirilen taş üzerinde birçok Mısır hiyeroglifi bulunmaktadır.
Amon Ra güneş tanrısı mânâsındadır.
Sultanahmet meydanında bulunan bu taşın
benzerleri dünyanın çeşitli ülkelerinde bilinçli olarak dikilmiştir. Washington
anıtı yakın çağlarda dikilen bir anıttır. Washington anıtı (Washington'da
bulunan dikilitaş) Amon Ra tapınağında bulunan orijinal dikilitaşlar ile aynı
boydadır. Farmasonlarca inşa edilmiştir. Bu yazı kısaca bir fikir vermesi için
kaleme alındı. Daha detaylı bilgileri "Bir meczubun rüyası" serisinin 3. ve 4.
kitaplarında bulacaksınız inşallah.
Sultanahmet meydanındaki taşın felsefesi: Piramit, güneş ve
göz çok rastlanılan masonik sembollerdir.
1 doların arka yüzünde üçünü beraber
görebilirsiniz mesela. Sultanahmet meydanındaki taşa belli bir mesafeden,
güneşi tam taşın üst kısmına denk
getirip gözünüzü hafifçe kıstığınızda güneş
ışıklarının bir piramit çizdiğini göreceksiniz.
Resimde görülen masonik sembole ve kullanılan tanımlamaya
dikkat edin: İHTİŞAMIN ALEVİ. Burada güneş hüzmesi "ihtişamın alevi" olarak
tanımlanmış.
Bu resim farmasonluğun en önemli sembollerinden bazılarını içerir. Ortadaki yıldıza dikkat edin. Para fotoğrafındaki yıldıza benziyor değil mi? Üçgenin içindeki "her şeyi gören göz"e dikkat! Üçgenden ve içindeki gözden yansıyan güneş ışınları "İHTİŞAMIN ALEVİ" olarak isimlendirilir.
Bu arada bu masonik sembol ile alakalı bir başka şeye değinelim
çok kısa olarak. Ortadaki yıldıza dikkat edin. Şimdi de ilk defa yayınlayacak
olduğumuz şu özel paranın ön kısmındaki yıldıza dikkat edin. Aynı yıldız değil mi?
Bu Fransızların Fas'ta, "özel bir niyetle" bastırdıkları bir para. Bir 10
frank. Neyse biz yine dikilitaşa geri dönelim. Gözün tepede olması piramit
çizilebilmek için özel bir ritüelin özel bir zamanıdır.
Belli zamanlarda etrafında
tavaf eder gibi dönen Şeytanîlerin ayin noktalarından biridir bu taş. Bu ritüel
kendi açılarından bir "büyü ritüeli"dir
Bu dikilitaşların üzerindeki piramitlere bakın, Hac'daki
şeytan taşlama sırasında şeytana atfedilen taşa bakın ve sonra benzerliklerine
dikkat edin. Dediğimiz gibi detaylar daha sonra inşallah.
Bahsetmek istediğim bir başka konu "2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul"un
resmî amblemi. Acaba bu logonun manası nedir? Ne denmek isteniyor acaba merak
ediyorum. Acaba kapıya benzeyen 3 şey nedir? Şimon Perez Millet Meclisinde
yaptığı
konuşmada "İstanbul bizim için yüce bir kapıdır." demişti. Meclis
tutanaklarına geçti bu sözleri. Ayrıca Papa'nın Türkiye'ye geldiği sıralarda
yazdığım "Yeni Dünya Düzencileri, İstanbul ve Papa" da şunları söylemiştim: "Yeni Dünya Düzenini
Amerika dillendirir ve organize eder. Ama Amerika'yı kuranlar yahudiler ve
masonlardır. George Washington, A.B.D.'nin ilk başkanıdır. Bu şahıs
Şeytanîlerin adamı ve asrın baş masonudur. A.B.D'nin başkentinin ismi bu şahsa
aittir.
Hatta
Washington adına masonların, yahudi şeytanî teşkilatının yaptırdığı bir anıtta
bulunur. Bu anıta devrin papa'sı bir taş gönderir. Fakat masonik yahudi şeytanî
teşkilatı şiddetle reddeder.
Taşta şu
ibareler yazılıdır: "BÜYÜK HAÇ ALTINDA, COSTANİNOPOLİS'TEN KUTSAL TOPRAKLARA
BURADAN ADIM ATILACAK. LUTHER'İN SOYUNDAN GELECEK PAPA İSA MESİH'İ
ÇAĞIRACAKTIR." Ayrıca taşın üzerinde belli bazı tarihler vardır.
Kısacası bu
taşı yahudilerin şeytanî teşkilatı gizlice çalıp Beyaz Saray'ın bugün bulunduğu
yere, bahçesinde bir yere gömdüler. Şu an eğer gerekirse Beyaz Sarayı bile
havaya uçururlar."
Dikkat edin şu tabire: " Costantinopol'dan kutsal topraklara
buradan adım atılacak." Burada bir KAPI'dan bahsedilmiyor mu? Aynı Şimon
Perez'in dediği gibi bir KAPI. Bu kapı nereye geçmenin işareti? Acaba Şeytanî,
Haçlı ve Vatikan İstanbul üzerinde birleşti mi?
Konstantin Takı. 1. Konstantin'in kazandığı bir zafer anısına 312 yılında Roma'da dikilmiş bir anıt. Enteresan değil mi Konstantin'in yeniden karşımıza çıkması? "Müslüman-Türk İstanbul" geri alınmak mı isteniyor? Unutmayalım İstanbul'un Roma dönemi kurucusu aynı Konstantin ve Konstantinapol ismi O'ndan geliyor.
(netpano/oktan keleş/alıntı)
İstanbul Kültür Başkenti oldu.Birçok kişi eleştirdi birçok kesim tebrik etti. Peki görünmeyen ve kimsenin görmediği yönler ne idi?
İstanbul Kültür Başkenti seçildikten sonra birçok göz boyama etkinlikleri oldu. Bunlardan en önemlileri ise ; tarihi yapıların restorasyonu idi. Bir plan dâhilinde yürütülen etkinliklerin propagandası medyada bir kaç yıl önceden empoze edilmeye başlandı. Bu etkinlikler hala daha medyada geniş bir yer tutuyor.
İstanbul Kültür Başkenti oldu da ne oldu?
Değişen ne oldu? Kültür başkenti kılıfı ile tanınan yasal toleranslar ve esneklikler sayesinde; binlerce yıllık tarihi eser yapıları hoyratça restorasyon adı altında, tarihe sahip çıkma adı altında bilinçsizce (bilinçli bilinçsizce ) tahrip edildi- ediliyor. Kimilerine sanıldığı gibi bir restorasyon yapılmayıp bilimsel metot dışı bir iki fırça darbesi ile boya yapılıp gözler boyanırken kimi tarihi eserlerin üzerine de balyozlar iniyor.
UNESCO'nun de destek verdiği ve yetmişe yakın Avrupa finanslı kurum ve kuruluşun - en önemlileri ise Vatikan devletinin de ödenek ayırdığı- bu proje neyi amaçlıyor? İngiliz arkeolog Trehel Sarkben ve ekibi üçüncü Dünya arkeoloji çalışmalarında amaç dışı etkinliklerinden dolayı daha önce sınır dışı edilmiş bir ekip. Hindistan ve Nepal'den kovulan bu arkeolog ve ekibi Mogolistan'dan da ABD'li arkeologlar ile birlikte yürüttüğü sözde Cengiz Han'ın mezarını arama faaliyetlerinde gerçekleştirdiği yasa dışı etkinlikler yüzünden Moğolistan hükümeti tarafından da sınır dışı edilmişti.
Bu ekibin İstanbul'daki Kültür Başkenti projelerin de yeri var mıdır? Soruyoruz.
Geçen sene İstanbul'un uydu destekli teknoloji ile bütün tarihi yapılarının üç boyutlu röntgeninin çekildiği medyaya yansımıştı. En ince ayrıntısına kadar hesaplanan planlanan ve noktalanan yerlere bugün restorasyon adı altında acaba başka şeyler mi yapılıyor?
Şimdi bir masal anlatalım :
"Bir varmış bir yokmuş bir şehir varmış. Şehrin çok tarihî yapıları varmış. Bir gün şehrin bu binlerce yıllık yapılarının gerçek sahipleri aslında "biziz" diyerek dışarıdan birileri gelmiş ve demişler ki:
Atalarımızın mabetlerini onaralım, buranın halkı olan yeni nesil ile kültür bağı kurup kaynaşalım. Faaliyetler başlamış, o birilerinin (sözde) atalarının mabetleri çok büyük bir özenle ciddiyetle onarılmış tamir edilmiş. Topraktan gün yüzüne çıkarılmış fakat bugünkü neslin atalarının ve şehrin gerçek sahiplerinin tarihî yapıları sadece üstün körü boyanmış fakat oranın halkına bu belli edilmemiş ciddi bir restorasyon yapılıyormuş imajı verilmiş. Bu durumdan şüphelenen şehrin sahipleri olup biteni araştırmak istemişler, bir de ne görsünler, bu şehir bilimsel olarak da deprem beklemiyor muymuş. Bu nesle ait güzelim mabetler sağlamlaştırılacağına meğer hiçbir şey yapılmamış mı? Aslında yapılmış. Ne mi yapılmış? Sağlam olanlar da riskli hale getirilmiş. Maalesef o malum birilerini kendilerine ait mabetleri sağlamlaştırırken yeni neslin mabetlerinin temelleriyle oynamışlar. Depremde hangi binaların ayakta kalacağına hangilerinin de yıkılacağına depremden önce karar vermişler.
Baki Günay/netpano.com
Neler oluyor acaba ?
Sultanahmet meydanındaki, Amon Ra tapınağından getirilip
Kostantinopol'e diktirilen taş üzerinde birçok Mısır hiyeroglifi bulunmaktadır.
Amon Ra güneş tanrısı mânâsındadır.
Sultanahmet meydanında bulunan bu taşın
benzerleri dünyanın çeşitli ülkelerinde bilinçli olarak dikilmiştir. Washington
anıtı yakın çağlarda dikilen bir anıttır. Washington anıtı (Washington'da
bulunan dikilitaş) Amon Ra tapınağında bulunan orijinal dikilitaşlar ile aynı
boydadır. Farmasonlarca inşa edilmiştir. Bu yazı kısaca bir fikir vermesi için
kaleme alındı. Daha detaylı bilgileri "Bir meczubun rüyası" serisinin 3. ve 4.
kitaplarında bulacaksınız inşallah.
Sultanahmet meydanındaki taşın felsefesi: Piramit, güneş ve
göz çok rastlanılan masonik sembollerdir.
1 doların arka yüzünde üçünü beraber
görebilirsiniz mesela. Sultanahmet meydanındaki taşa belli bir mesafeden,
güneşi tam taşın üst kısmına denk
getirip gözünüzü hafifçe kıstığınızda güneş
ışıklarının bir piramit çizdiğini göreceksiniz.
Resimde görülen masonik sembole ve kullanılan tanımlamaya
dikkat edin: İHTİŞAMIN ALEVİ. Burada güneş hüzmesi "ihtişamın alevi" olarak
tanımlanmış.
Bu resim farmasonluğun en önemli sembollerinden bazılarını içerir. Ortadaki yıldıza dikkat edin. Para fotoğrafındaki yıldıza benziyor değil mi? Üçgenin içindeki "her şeyi gören göz"e dikkat! Üçgenden ve içindeki gözden yansıyan güneş ışınları "İHTİŞAMIN ALEVİ" olarak isimlendirilir.
Bu arada bu masonik sembol ile alakalı bir başka şeye değinelim
çok kısa olarak. Ortadaki yıldıza dikkat edin. Şimdi de ilk defa yayınlayacak
olduğumuz şu özel paranın ön kısmındaki yıldıza dikkat edin. Aynı yıldız değil mi?
Bu Fransızların Fas'ta, "özel bir niyetle" bastırdıkları bir para. Bir 10
frank. Neyse biz yine dikilitaşa geri dönelim. Gözün tepede olması piramit
çizilebilmek için özel bir ritüelin özel bir zamanıdır.
Belli zamanlarda etrafında
tavaf eder gibi dönen Şeytanîlerin ayin noktalarından biridir bu taş. Bu ritüel
kendi açılarından bir "büyü ritüeli"dir
Bu dikilitaşların üzerindeki piramitlere bakın, Hac'daki
şeytan taşlama sırasında şeytana atfedilen taşa bakın ve sonra benzerliklerine
dikkat edin. Dediğimiz gibi detaylar daha sonra inşallah.
Bahsetmek istediğim bir başka konu "2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul"un
resmî amblemi. Acaba bu logonun manası nedir? Ne denmek isteniyor acaba merak
ediyorum. Acaba kapıya benzeyen 3 şey nedir? Şimon Perez Millet Meclisinde
yaptığı
konuşmada "İstanbul bizim için yüce bir kapıdır." demişti. Meclis
tutanaklarına geçti bu sözleri. Ayrıca Papa'nın Türkiye'ye geldiği sıralarda
yazdığım "Yeni Dünya Düzencileri, İstanbul ve Papa" da şunları söylemiştim: "Yeni Dünya Düzenini
Amerika dillendirir ve organize eder. Ama Amerika'yı kuranlar yahudiler ve
masonlardır. George Washington, A.B.D.'nin ilk başkanıdır. Bu şahıs
Şeytanîlerin adamı ve asrın baş masonudur. A.B.D'nin başkentinin ismi bu şahsa
aittir.
Hatta
Washington adına masonların, yahudi şeytanî teşkilatının yaptırdığı bir anıtta
bulunur. Bu anıta devrin papa'sı bir taş gönderir. Fakat masonik yahudi şeytanî
teşkilatı şiddetle reddeder.
Taşta şu
ibareler yazılıdır: "BÜYÜK HAÇ ALTINDA, COSTANİNOPOLİS'TEN KUTSAL TOPRAKLARA
BURADAN ADIM ATILACAK. LUTHER'İN SOYUNDAN GELECEK PAPA İSA MESİH'İ
ÇAĞIRACAKTIR." Ayrıca taşın üzerinde belli bazı tarihler vardır.
Kısacası bu
taşı yahudilerin şeytanî teşkilatı gizlice çalıp Beyaz Saray'ın bugün bulunduğu
yere, bahçesinde bir yere gömdüler. Şu an eğer gerekirse Beyaz Sarayı bile
havaya uçururlar."
Dikkat edin şu tabire: " Costantinopol'dan kutsal topraklara
buradan adım atılacak." Burada bir KAPI'dan bahsedilmiyor mu? Aynı Şimon
Perez'in dediği gibi bir KAPI. Bu kapı nereye geçmenin işareti? Acaba Şeytanî,
Haçlı ve Vatikan İstanbul üzerinde birleşti mi?
Konstantin Takı. 1. Konstantin'in kazandığı bir zafer anısına 312 yılında Roma'da dikilmiş bir anıt. Enteresan değil mi Konstantin'in yeniden karşımıza çıkması? "Müslüman-Türk İstanbul" geri alınmak mı isteniyor? Unutmayalım İstanbul'un Roma dönemi kurucusu aynı Konstantin ve Konstantinapol ismi O'ndan geliyor.
(netpano/oktan keleş/alıntı)