Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Aydınlarımız! Özür diliyor...

Bir kaç gündür internette başlayıp,televizyonlara taşınan bir tartışma (Ermenilerden özür dileme)konusu gündemi meşgul etmekte. Bir takım aydınların altına imza koyduğu bu özür metni hayli konuşulup tartışılmaya devam edecek gibi görünmekte.

Daha hafızalarımızda Azerbeycan/Hocalı katliamı tazeleğini korurken ve Ermenistan ile diyalog seferlerinin hızlandığı bu süreçte bu metnin ortaya çıkarılması oldukça manidar. Ben daha fazla yorum yapmadan Hasan Celal Güzel'in Radikal Gazetesinde yayınlanan dünkü tarihli yazısını sizlerle paylaşmak isterim..

Buyrunuz:

Sizler aydınsanız ben aydın değilim! (2)
HASAN CELAL GÜZEL
Türkiye / 19/12/2008

Kendini insancıl ve liberal göstermek için tarihî gerçekleri inkâr ederek Türk Milleti’nin şeref ve itibarı üzerinden caka satan, büyük kısmı aldatılmış bir avuç aydın bozuntusunun özürnâmesi, milletimizin sırtına âdeta bir ihanet hançeri gibi saplandı.
Bu sefil özürnameyi yakından incelediğinizde birçok mantık hatâsı ve saçmalıkla karşılaşıyorsunuz:
Bir defa, dün de işaret ettiğimiz gibi, bu metin bir özür metni değil, resmen soykırımı kabul metnidir. Zira, diyaspora ve Ermenistan, metindeki ‘Büyük Felâket’i tehcir için değil, soykırım için kullanmaktadır.
İkinci olarak, Türkiye’de hiç kimse, 1915’deki Ermeni tehciri ile öncesi ve sonrasındaki olaylar konusunda, iddia edildiği gibi duyarsız değildir. Olaylar sırasında Türklerin ve Ermenilerin zarar gördüklerini kimse inkâr etmiyor. Emperyalist devletlerle Taşnak cinayet şebekelerinin yol açtığı bu olaylar neticesinde mağdur olan Türk, Kürt ve Ermeniler için elbette üzüntü duyuyoruz. Ancak, bu üzüntümüz diyaspora muhibleri gibi tek taraflı değildir.
Türkiye, Ermeni tehciri konusunda aslâ inkârcı olmamıştır. Bilâkis, yıllardır tarihle yüzleşmek istediğimizi, arşivlerin bilim adamları tarafından müştereken incelenmesi gerektiğini ısrarla söylüyoruz.
Ortada özür dilenecek bir durum yoktur. Hem kim kimden ne diye özür dilesin ki?.. Ortada suçlu yok... Özürnamedeki imza sahipleri arasında, ismi yegâne uygun kişi, ünlü İttihatçı Cemal Paşa’nın torunu Hasan Cemal’dir (Ermeni komitacıları tarafından alçakça şehit edilen Cemal Paşa mezarında ters dönmüştür herhalde...).
***
Bu özür kepazeliğinin, Fransa’daki çağdışı kanunun parlamentodan çekilmesinden hemen sonra ortaya çıkması, ister istemez bu eylemin, diyasporanın bir rövanş hareketi olabileceğini akla getiriyor. Öyle ya, Türkiye’de çıkarlarınıza ve kininize kolaylıkla âlet edebileceğiniz, kendi milletine, tarihine, devletine ihanet edebilecek bunca ‘aydın’ olduktan sonra...
Ünlü Yahudi Soykırımı’ndan söz edilirken, hiç kimse Alman Milleti’ni suçlamaz; Almanlar soykırımcıdır demez. Halbuki, Ermeni Soykırımı iftirası sözkonusu olduğunda, İttihatçıların Tehcir Kararnamesi değil, doğrudan doğruya Türk Milleti ve Türkler suçlanırlar. Bu mülevves özürnâmenin temelinde de aynı ırkçı yaklaşım yatmaktadır.
Bu özürnamenin imza sahipleri arasında, bana Osmanlıca bilen tek tarihçi bilim adamı gösteremezsiniz. Bu sözde aydınların tamamına yakın kısmı, İngiliz Propaganda Bakanlığı’nın (Wellington House) 1. Cihan Harbi için hazırlattığı, baştan sona uydurma hikâyelerle dolu ‘Mavi Kitap’ okuyucularıdır. Kendi tarihinden ve milletinden nefret eden bu haramzadeler, Ermeniler konusunda hayret edilecek kadar bilgisiz ve câhildir.
***
Türkiye, Ermenistan’la ilişkilerde Cumhurbaşkanı Gül’ün başlattığı ve Başbakan’ın da desteklediği yeni ve olumlu bir döneme girmiştir. Bu dönemin sonunda, Türkiye ile Ermenistan arasında dostane münasebetlerin gelişmesini bütün iyiniyetimizle bekliyoruz.
Ancak, iki ülke arasındaki bu gelişmelerin, diyasporanın kin ve intikama dayalı politikasına ters geldiği anlaşılıyor. İşte, mâhut özürnâmenin ortaya çıkışı da, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin gelişmesini istemeyen diyasporanın bir oyunudur. Ne yazık ki, kendilerinin ne derece liberal olduklarını göstermeye çalışan kompleksli aydınlarımız da, bu oyunun piyonları olarak kullanılmışlardır.
Bu özür rezaleti, yumuşamaya başlayan Türkiye-Ermenistan ilişkilerini tehlikeye sokacaktır. Bu zillet belgesine karşı çıkanlar da, tekrar eski defterleri karıştıracaklar ve aradaki gerginlik tırmanmaya başlayacaktır. Buna imkân verilmemelidir.
***
Biliyorum, bazı sütübozuklar, bu yazıdan dolayı beni faşist filân ilân etmeye kalkışacaklardır. Umurumda bile değil... Onların ithamları, benim ve benim gibi düşünen milletimin vatanseverlik belgeleri olacaktır.
Türk Milleti, mazlum ama o derece vakur, büyük bir millettir. Benim tarihimde yüzümü kızartacak ve özür dilememi gerektirecek hiçbir olay yoktur. Zerre kadar hoşlanmadığım İttihatçılar bile, başka milletlere karşı özür dilenecek hiçbir icraatta bulunmamışlardır.
Milletimle, tarihimle, medeniyetimle, atalarımla övünüyorum.

Bu konuda uzunca yazmak istediklerim var ama belki daha sonra...

Yalnız bir iki kelam yapmadan da geçemeyeceğim.

İstenilen şey barışsa eğer bu birinin gönlünü alırken diğerini terslemekle olmaz, olamaz!!!
Tamam hadi biz barış eli uzatıp özür dileyelim (hoş bu gönlümden geçen birşey değil) Peki bilmiyorlar mı ermeniler asla özür dileme yanlısı değiller. Peki bu TÜRK milletinin onurunu inciten bir olay değil midir?

Madem öyle toprak kavgaları yüzünden ortalığın kızıştığı zamanda yerini-yurdunu bırakıp farklı yerlere giden TÜRKlerden, lazlardan, gürcülerden, azerilerden, abazalardan, kürtlerden özür dilesinler. Ben de özür dilemeye hazırım.

Ama onların amaçları başka! Barış değil Toprak istiyorlar Toprak. El sıkıştıkları takdirde toprak alamayacaklar ki!!!

A bizim aydın gezinen elektriksiz varlıklarımız, ne diye bizi yorarsınız? Ne diye acımızı tazelersiniz? Ne diye bizi hiçe sayarsınız? BİZLER HİÇE SAYILACAK YÜREKLER MİYİZ???

İmza toplama kampanyası... Basit bir iş... Sadece basit...
Hele hele internetten yapılması, hiç...
Yok yere hacker'ların ellerini kirlettiler :D İmza toplayan site dünden itibaren temizlenmiş durumda 8)

Ha birde ermeniler sözüm ona Türkiye'ye gelmeye korkuyorlarmış. Türk'lerden korkuyorlarmış. Zulüm ediyormuşuz onlara, baskı yapıyormuşuz...

Onun için 100.000 ermeni işçisine ekmek parası veriyor Türkiye değil mi? Bunların aileleri var, her bir aile 3 kişiden hesaplarsak 300.000 kişi eder.
Bugün ermenistan yaklaşık 1.500.000 kişi. Yaklaşık 1/5 i Türkiye topraklarında ekmek yiyor. Bu daha neyin zulmü yahu!...

Görmekten görmeye fark var tabi, bunu da unutmamak gerek...

Uzattım yine :-[

haklisiniz kardeslerim acaba bizim aydinlar dedikleri hepsi türk mü?
o zaman gitsinler sevdikleriyle yasasinlar bunlara kalsa türkiyeyi coktan satarlardi
türkiyemizde her gün bir sey atiyorlar orataya ses cikmassa kimseden uyguluyorlar ses cikarsa geri fites bunlarin damarlarinda türk kani yokmu acaba?yazilacak cok sey varda neyse vatanimizin bir karis topragina dahi dokunamazlar haklarinda yok


caba bizim aydinlar dedikleri hepsi türk mü?


Değiller zaten. Taaa önünden sonuna kadar hemde :-\

Ayrıca şuan farkettim yukarıda ki yorumuma 1 - puan. Gurur duydum açıkçası 8)

Bu aydın takımından başımız epey ağrıyacak gibi gözüküyor. >:(

Yorumlarınızı okuyunca yazının ilk kısmını oluşturan makaleyi de paylaşmanın yerinde olacağını düşündüm..yorumsuz olarak buyrun:

" Bu yazıyı kaleme almak benim için zor oldu. Bir taraftan, sözde kendi aydınları tarafından sırtından hançerlenen bu mazlum milletin bir mensubu olarak hissettiğim ıstırabı ve öfkeyi ifade edecek kelime bulmanın sıkıntısını çektim; diğer taraftan da ne yazık ki içlerinde sevdiğim bazı dostlarımın da bulunduğu bu aydın makulesini tahkir etmeden tenkit etmenin zorluğunu yaşadım.
Büyük ihtimalle Ermeni diyasporası tarafından ustaca hazırlanmış ve genlerine, kromozomlarına kadar aşağılık duygusu sinmiş zillet içindeki sözde aydınlarımızın ‘Özür Dileme Kampanyası’ adı altında imzaya açtıkları metin şöyle:
“1915’te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı Büyük Felâket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyorum, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”
Yazıklar olsun size, vicdansızlar!..
Ben ömrümde bu kadar büyük haksızlık ve vicdansızlık görmedim...
İnsan hiç değilse biraz tarafsız görünmeye çalışır; diğer tarafın yaptıklarından da, en azından dengelemek için bahseder. Lâkin, diyaspora tarafından hazırlanarak bu ciğersiz aydınların eline tutuşturulan ihanet metnindeki büyük harflerle yazılmış ‘Büyük Felaket’ ifadesi, hazırlayanları ele veriyor. Zira, bu ibare, diyaspora ve Ermenistan tarafından ‘soykırım’ olarak anlaşılıyor. Yani, bu ihanet belgesini imzalayanlar, aksini iddia etseler de, aslında soykırımı kabul etmiş oluyorlar.
***
Sorarım sizlere, bin yıl bir arada kardeşçe yaşayan Türkler ve Ermeniler, neden 1878’den sonra birbirlerine girdiler? Bin yıl boyunca Ermenileri kendi kardeşleri gibi bağırlarına basanlar, bir anda soykırımcı mı oldular? Asıl özür dilemesi gerekenler, Ermenileri tahrik edip tedhiş örgütleri kurduran ve onları ayrılıkçılığa sevk eden Batılı emperyalistler, Ruslar, Amerikalılar, İngilizler ve Fransızlar’dır.
Hiç utanmadan 1915 Ermeni tehcirine Taşnak ağzıyla ‘Büyük Felaket’ diyenler, Mayıs 1914 ile Haziran 1915 arasında Ermeni komitacıları tarafından katledilen 122 bin Müslüman Türk ve Kürt’ün varlığından haberdar değiller midir? Bunların kimlikleri, tek tek arşiv vesikalarına dayalı olarak ortadadır.
Tehcirden kısa bir süre önce, Rusların desteğindeki Ermeniler, bir gecede Van’da 35 bin Türk’ü ve Kürt’ü katlettiler. Tehcirde bu olayın da tesiri olmuştur. Bir müddet sonra Ruslar çekilince, bu defa Türkler ve Kürtler de yakınlarını öldürenlerden intikamlarını aldılar. Burada, Prof. Fuat Köprülü’nün dediği gibi ‘mukatala’ olmuştur; tek taraflı katliam sözkonusu değildir. Şimdi, siz olayı tek taraflı olarak ele alıp Taşnak katillerden hiç sıkılmadan özür diliyorsunuz...
***
‘Vicdanınız kabul etmiyor’ ha?
Lâkin, 1878-1922 arasında kırk yıl müddetle Ermeni komitacıları tarafından işkenceyle öldürülen 500 binden fazla Müslüman Türk ve Kürt, kararmış vicdanlarınızı rahatsız etmiyor demek!...
1890’da Erzurum İsyanı, 1893’te 1. Sason İsyanı, 1895’te 1. Van İsyanı ve Zeytun Ayaklanması, 1904’te 2. Sason İsyanı, 1909’da Adana Olayları, 1915’te 2. Van Olayları ve katliâmı, ayrıca Muş, Bitlis, Kars, Ardahan, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum ve Erzincan mezalimlerinde öldürülen binlerce insan da herhalde sizleri ilgilendirmiyordur. Çünkü onlar Ermeni değiller, Türk ve Kürtler...
Hangi birini anlatalım? Şimdiki Ermenistan’ın bulunduğu, Osmanlı’nın Revan Vilâyeti’nde, Ermeni Araştırmacısı Zevan Karkodyan’ın tespitlerine göre, 1918-1920 arasında Taşnak Hükûmeti ve Taşnak Ordusu tarafından gerçekleştirilen soykırım neticesinde, 575 bin Türk’ten sadece 10 bini kalabilmiştir. Yoksa sizin vicdan alanınız Erivan’ı kapsamıyor mu?..
Daha dün Azerbaycan’da gerçekleştirilen Hocalı Katliâmı için hiç vicdanınız sızladı mı?..
Bu mazlum millet, sizin diyaspora ağzıyla Büyük Felâket dediğiniz 1915 Ermeni tehciri esnasında, birkaç sene zarfında Balkanlar’daki en az 7,5 milyon Türk, korkunç bir soykırıma mâruz kalmıştı. Bugüne kadar bu konuda tek satır yazıp tek söz söylediniz mi?..
Ya, diyaspora cânilerinin alçakça şehit ettikleri arslanlar gibi diplomatlarımıza ne demeli?!..
Diyasporaya kiraladığınız vicdanlarınız bu adaletsizliği de reddediyor mu?..
Sizler aydınsanız ben aydın değilim!..
H.CELAL GÜZEL/ RADİKAL 18.12.2008



Ayrıca şuan farkettim yukarıda ki yorumuma 1 - puan. Gurur duydum açıkçası 8)


Kardelen kardeşim konuya olan duyarlılığınız için size ve Talip kardeşimize teşekkür ediyorum...

Ayrıca +2 puan ile yorumunuzun büyük bir bölümüne katıldığımı da belirtmek isterim kıymetli kardeşim.. :D


Ayrıca +2 puan ile yorumunuzun büyük bir bölümüne katıldığımı da belirtmek isterim kıymetli kardeşim.. :D


Çok teşekkür ederim :-[
Sizin okuduğunuzu, değer verdiğinizi bilmek bana yetiyor da artıyor bile zaten.

Rahatsız olanlar olacaktır mutlaka. Takılmıyorum bunlara.
Ben doğruyu yapayım da, eğri de bulur elbet yönünü. Yani umarım ::)

İlginize çok mutlu oldum Ahuzar kardeşim. Sağ olun, var olun.

En başta bu "Aydın" sözcüğüne bitiyorum zaten.Aydın denilen insanlar nedense hep karanlık.....

Siz de sağolun varolun Kardelen kardeşim,Böyle tarihi ve sosyolojik konularda yorum yapabilmek için hem sıkı bir takipçi hem de bilgi sahibi olmak ve hem de bunu ifade edebilecek usluba sahip olmak gerek...

Bu nedenle yorumlarınızı dikkatle okuyurum ve dahası elbette farklı düşündüğümüz konular olsa bile takdir ettiğimi de belirtmek isterim...

Ayrıca Fatihan kardeşim yorumunuza katılmamak mümkün değil,zira bir memleketin aydını oabilmek için o topraklara ait söylemlerin ve endişeleri taşıyor ve kafa yoruyor olması gerekli diye düşünüyorum...Kime göre ya da kimin temsilcileri bu zevat tabii ki tartışmaya açık bir konu..


Böyle tarihi ve sosyolojik konularda yorum yapabilmek için hem sıkı bir takipçi hem de bilgi sahibi olmak ve hem de bunu ifade edebilecek usluba sahip olmak gerek...


Bu saydığınız donanıma haiz olduğumu sanmıyorum Ahuzar kardeşim. Ancak iltifat olarak kabul edebilirim :)

Sıkı bir takipçi olmasamda, çok bilgi sahibi değilsemde, kırık dökük cümlelerimle VATANımız için elimden gelenin daha fazlasını yapmaya uğraşırım. Ve ben eminim ki siz değerli kardeşlerim de aynısını hatta daha fazlasını yaparsınız ;)

...ve dahası elbette farklı düşündüğümüz konular olsa bile takdir ettiğimi de belirtmek isterim...


Takdirinize minnetlerimi sunuyorum ve ben sizin değerli görüşlerinizle madalyonun farklı yüzlerini görmek istiyorum.

Bence siz yazabiliriniz. :)

Estağfirullah Kardelen kardeşim,inanın ben de bu konularda tam bir donanıma sahip değilim,sadece takip edebildiğim ve yetişebildiğim okumalar kadar bilgiye sahibim ki bu asla yeterli değil biliyorsunuz.. ;)

Ayrıca tevazunuz, saygınız ve hakkımda gösterdiğiniz hüsn-ü zan için meal-mahcubiyye teşekkürlerimi sunuyorum kardeşim..Allah sizlerden ebeden razı olsun inşaallah..

Yalnızca şu kadarını söyleyebilirim;sözümona aydınların altına imzalarını koydukları bu metni kendilerinin hazırlamamış olmaları hatta hazır önlerine sunulmuş olması, gerek zamanlaması ve gerekse altından bir çapanoğlu çıkması kuvvetle muhtemel bu metnin birden bire (hatırlarsanız Hrant Dink cinayetinden sonra yapılan onca özeleştiri ve tartışmalarda bile bu konu dillendirilmemişti) gündeme getirilmesi sade bir vatandaş olarak beni rahatsız etti ve endişelendirdi.

Eğer mesele insani ve vicdani yönü ile ele alınmış ise öyle taa uzaklara gitmeye gerek yok.bizim yaşımızın yettiği ve hali hazırda devam eden ve özür gerektiren öyle çok olay var ki..

Örnek mi? Mesela;Avustralya'nın Aborjin'lerden,Rusya'nın Çeçen'lerden,Nazi Almanya'sının yahudilerden (özellikle Polonya'lılardan),Sırbistan ve Hırvatistan'ın Boşnak'lardan,Çin'in Doğu Türkistan'lılardan, İngiltere'nin ellerini hiç acımadan kestikleri Hint'li terzilerden,sürekli olarak sömürdüğü Afrika ülkelerinden ve bütün insanlıktan (zira benim kanaatim odur ki,Amerika İngilterenin sadece jandarmasıdır), Fransa'nın Cezayir'den, özgürlük havarisi Amerika'nın başta kızılderililer olmak üzere,Vietnam'lılardan,Hiroşima faciasından dolayı Japon'lardan, Afganistan ve Irak'tan ve gerek dünyamıza gerekse bütün insanlığa vermiş olduğu zarardardan ötürü herkesten, Saddam Hüseyin idaresindeki Irak'ın Halepçe'de katlettikleri kürtlerden ve son olarak Ermeni ve Bulgarlar'ın neredeyse asimile ettikleri Türkler'den de özür dilemeleri gerekmez mi?

Bunlar sadece şu anda aklıma gelenlerdi.İşte bu yüzden, bu özür kampanyasının masumiyetine asla inanmıyorum.Ve bu girişimi altında yatan sebepler olmaksızın, insani bir hareket olarak tabir edilmesini ise kusura bakmayın saflık olarak addediyor ve oldukça komik buluyorum..Nacizane bu şekilde yorumluyorum...

Ve son olarak Rabbi'mden niyaz ediyorum;Allah hepimize akıl,idrak ve izan versin ki doğru düşünüp,doğru adımlar atabilelim ve ayaklarımız yere sağlam olarak basabilsin inşallah..Saygılarımla..

İyi ki yazamıyorsunuz kıymetli kardeşim. Birde yazsanız ne olurdu kim bilir :)
Yüreğinize sağlık, düşüncenize bereket. Ve niyazınıza da sonsuz aminler. Amin...



Ayrıca tevazunuz, saygınız ve hakkımda gösterdiğiniz hüsn-ü zan için meal-mahcubiyye teşekkürlerimi sunuyorum kardeşim..Allah sizlerden ebeden razı olsun inşaallah..




Estağfirullah kardeşim..ben de yukarıdaki duygu ve düşüncelerimi yineliyorum.. ;)

Sayın HASAN CELAL GÜZEL " Zerre kadar hoşlanmadığım İttihatçılar bile, başka milletlere karşı özür dilenecek hiçbir icraatta bulunmamışlardır.
Milletimle, tarihimle, medeniyetimle, atalarımla övünüyorum." demiş.

Güzel beyin zerre kadar hoşlanmadığı İttihatçılar değil mi zaten bütün bunlara çanak tutan.? İttihatçılar niçin özür dilesin ki onlar batının teşekkürrünü kazanan kimseler. Osmanlı mirası Türkiye yi öyle bir hale getirdiler ki insanlarımız Cumhuriyet Dönemi nde yazılan yeni tarihle ASİL TARİHLERİNİ unuttular. Osmanlı Devleti ni gençlerimiz barbar ve geri biliyorken çok normal değil mi Ermeniler den özür dilemeleri.? Osmanlı nın yılıkmasına vesile olan Jön Türkler Sabatay Sevi uşakları değil miydi?

Çanakkale Savaşı ndan sonra İngilizler yenilgilerinden dolayı Komutanlarına yükleniyorlar. Komutan içi su dolu bir havuza 3 tane balık atıyor. Ve oradaki insanlara yakalmalarını emrediyor. Kimse yakalıyamıyor. Sonra suyu kepçe ile boşaltmalarını söylüyor. Su bitince balıklar can çekişiyor ve yakalanabiliyor. Ne anlatmak istediğini anlayamadık değil mi.? Bakın kendisi ne yapmak istediğini,amaçlarının ne olması gerektiğini nasıl ifade etmiş;

" Ey İngiliz Ordusu, Müslümanlar İslam ve İman denizinde yüzen balık gibidirler. Bizler ise onları yakalamaya çalışam ahmak avcılara benziyoruz. Bundan sonra yapacağımız şey onların İslam ve İman Denizini kurutmak. Kısaca onları adı Türk ve Müslüman ama kafaları İngiliz Kafası insanlar haline getirmek..."

Bu yaşanmış gerçekten çıkan hisse ne kadar acı ama dediğim gibi GERÇEK....

Bakın size bir örnek daha vereyim sevgili kardeşlerim;

Bir Yılbaşı Gecesi. Yeni senenin gelmesine birkaç saat kalmış. Herkes Kliselerde toplanmış büyük bir heyacanla geri sayım yapacakları saniyeleri bekliyor. En güzel kıyafetler giyilmiş süsülenilmiş, çam ağaçları süslenmiş, hayvan sevgisinden dolayı vejeteryan olan ve Kurban Bayramımızda Kurban kesen insanları cani atfeden bizim insanlarımız kesilmiş olan hindileri yiyecekleri anı zevkle beklemekte.... Ve işte şaşırtıcı ve yüz kızartıcı an....; kliselerden birinde bir papaz tarafından şöyle anons geliyor;

"Aziz Müslüman kardeşlerimiz, lütfen müsaade ediniz de Hristiyan kardeşelrimiz ön safa geçsinler..."

Şimdi de 1932 yılı Belçika ya bir ziyaret yapalım. Bütün dünyanın kalbi burada atıyor. Herkes juri üyelerinin kararını beklemede. Evet burada bir Dünya Güzeli Müsabakası var. Ve içlerinde bit Türk kızı KERİMAN HALİS... Sonuçlar ise biz Türk Milletinin lehine(!) oluyor. Keriman Halis Dünya Güzeli seçiliyor. Ve kutlama yapılıyor. Yapılan kutlama da söz alan bir juri üyesi şöyle söylüyor;

" Sayın juri üyeleri bugün Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Binlerce yıllık süren Müslümanlığın bitişini kutluyoruz. Yıllar önce Faransa da ki dansı yasaklayan Kanuni nin torununun dünya güzeli olmasını kutluyoruz...."

Bizler uyumuşuz ve hala uyumaktayız. Ne zaman bu uykudan uyanacağız. Medya da çıkan habelerin hepsi birer oyun. Ne zan büyüyeceğiz. Ne zaman Tarihimizi sahipleneceğiz... Ne zaman Özürdilemek yerine özür bekleyeceğiz...

Hepimiz Ermeni miyiz? Hepimiz Harant mıyız? Onlardan özür mü diliyoruz? Afferin milletime afferin herkese...

Aksiyon Dergisinin herhangi bir sayısında " Cami ile Klise Arasında Kalmış Bir Türkiye" başlıklı bir yazı dizisi var. Gerçekten Cami ile klise arasında mı kaldık?

Rabbimiz bir Ayet-i Kerime sinde şöyle buyurmuş;

Bismillahirahmanirrahim

"Ey İman Edenler! Yahudileri ve Hristiyanları sakın dost edinmeyiniz. Onlar birbirlerinin dostdur. Ve sizden kim onları dost edinirse şüphesiz sizde onlardansınız. Muhakkak ki onlar zalim bir kavimdir."

Sayın Celal Güzel beyefendinin yazısını bizlerle paylaştığınız için teşekkürler kardeşim. Allah-u Teala razı ve memnun olsun...

muhabbetlerimle
Şeyma GENÇ

Milletimle, tarihimle, medeniyetimle, atalarımla övünüyorum...........Aydın,veya karanlık fark etmez.Bir müslüman kanı döken,ALÇAĞIN TA KENDİSİDİR..hAÇLI SEFERİ DEVAM EDERKEN,ONLARDAN ÖZÜR DİLEMEK ALÇAKLIĞINI.BU NECİP MİLLETİN EVLADI YAPMAZ .YAPAMAZ....ha ermeni ha pkk ne fark eder,ermenilerin uzantısı pkk,bu milletin askerini ,polisini şehit edecek,bazıları özür dileyecek..tam bir GAFLET.


Güncel Haberler

MollaCami.Com