Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


>>Çok suçlusun öğretmenim>>

Yarın yeni Eğitim yılı açılıyor,tüm eğitimcilere ithaf olunur,

Cezaevinden bir mahkumun ilkokul Öğretmenine yazdığı bir mektubu paylaşacağım sizlerle. Mektup hakkında hiçbir yorum yapmak istemiyorum. Mektubun tek bir satırına bile dokunmadım. Sadece okurken içimi acıtan ve dikkatimi çeken cümleleri kalınlaştırdım. İşte Mektup;

Öğretmenim çok suçlusun.

Dün selamını aldım Öğretmenim. Eğer hapishanede olmasaydım gelip hem elini öper, hem de bu sözlerini yüzüne söylerdim.Sen çok suçlusun öğretmenim.Bana kızmışsın, eleştirmişsin. “Böyle bir insanın öğretmeni olduğum için utanıyorum” demişsin. Doğru söylemişsin. Benim gibi bir insan yetiştirdiğin için gerçekten çok utanmalısın. Çünkü ben gururlanacak hiçbir güzel şey yapmadım. Aileme, çevreme ve sevdiklerime zarar verdim, kötü işlere bulaştım. Sonunda da hapse girdim. Ben iyi bir insan, faydalı bir kişi olamadım. Bu doğru. Ben de kendimden memnun değilim. Çevredeki insanlar tarafından dışlanmak, horlanmak ve kötü bir insan olarak görülmek elbette ki, insanı memnun etmez. Ama öğretmenim, benim bu kötü ahlakım ve yanlış davranışlarımın sebebi sensin.

Sen çok suçlusun öğretmenim.

Beni okutan, beni eğiten ve bana şekil veren sensin. Sana baktım, örnek aldım. Ne verdiysen o oldum. Seninle beş yıl aynı okulu paylaştım, sonra da mezun oldum. Hatırlar mısın maceralarımızı, hatırlar mısın bana yaptıklarını?Gel birlikte hatırlayalım da neden suçlu olduğunu söyleyeyim.Annem yoktu. Evimizdeki ikinci anne de beni istemiyordu. Ailede hiç huzurum ve rahatım yoktu. Her şeyi eksik ve noksan yapıyordum, verdiğin görevleri de bu yüzden yerine getiremiyordum. Benim zor hayat şartlarımı bildiğin halde asla anlayışlı olmadın, hep üzerime gelip, çok ağır, çok ezici ve gururumu kırıcı hesaplar sordun. Beni hem sevgiden, hem okuldan, hem de toplumdan soğuttun.

Neler mi yaptın?

Annem olmadığı için temiz ve tertipli olamıyordum. Benimle her sabah bu yüzden alay ederdin. Ya kirli ve yırtık pantolonumla, ya kirli ellerim ve uzamış tırnaklarımla, ya da bakımsız yüzüm ve saçlarımla alay ederdin. Nasıl ezilip büzülürdüm, küçülürdüm ve sana içten bilenirdim.Ödevlerimi yapmayınca, elindeki cetvelle vurmadığın ve acıtmadığın yer kalmazdı. Dayanamayıp ağlayınca da “Erkekler ağlamaz” derdin. Bu yüzden, okula gelmek bana işkence olurdu. Zaten huzursuz evden bir an önce kaçmak, kendimi dışarı atmak isterdim. Tek sığınağım okuldu. Okulu da sen bana dar ederdin, senin yüzünden geldiğime pişman olurdum. Bu yüzden bütün insanlara, herkese isyan eder, asi olurdum.

Bir gün beni babama şikayet etmişsin: “Ders çalışmıyor ve çok yaramazlık yapıyor” diye… Babam beni ölesiye dövdü. Babamın o ölesiye dayağına değil, senin şikâyetine içerledim.Ah öğretmenim sen çok suçlusun.

Ne olurdu öğretmenim bana bir güleryüz gösterseydin, hal-hatırımı sorsaydın, yanağımı okşayıp, bir sevgi gösterisi yapsaydın ve beni kendine bağlayıp, nasihatler etseydin.Neden bunları benden esirgedin?Halbuki sana sığınmayı, senden yardım beklemeyi ne kadar istemiştim? Ah beni bir kez koruyup kollasaydın, belki de o isyan ateşi yanmadan sönecekti.

Beni kaç kez sınıftan kovdun, onurumu beş para ettin. Arkadaşlarımın önünde benimle alay edince ve onların da bana gülüşlerini görünce, kaç kez ölmek istemiştim.

Kısacası, sen bana iyi bir model olamadın, örnek bir öğretmenlik sunamadın. Benim toplum için zararlı olmama zemin hazırladın. Bir anlamda ektiğin tohumlar, ruhumda isyan meyvelerini verdi. Sonra da hem kendime hem de çevreme zararlı bir insan olup, çıktım.Sen çok suçlusun öğretmenim.

Benden o şefkati esirgemeseydin ne olurdu? Bana da bu acıyı yaşatmasaydın? Evet, utan öğretmenim. Benim yaptıklarıma bakarak utan. Bana öğretmen olduğun için utan. Utan da, diğer öğretmenler senin gibi olmasınlar.Sen çok suçlusun öğretmenim. Ama, yine de ellerinden öperim. Çünkü ne de olsa sen benim öğretmenimsin.

Cezaevinden Ziya Ş.

Sait ÇAMLICA

bu paylaşım karşısında ne yazılır inanın bilemdm..kendi tüllablarım aklıma geldi..tşkkrlr...

Herkesin bir öğretemen anısı vardır mutlaka. Hakikaten de kişiliğin oturması yolunda öğretmenlere çok görev düşüyor. Eğitim zor bir iş ama itinalı bir şekilde işlenen toprağın meyvelerini görmek buna değer doğrusu. Tabiiki "kaliteli eğitim" kavramını ilke edinen eğitimciler için geçerli bir durum.

Gelecek nesiller için hakiki eğitim veren eğitimcilere çok ihtiyaç var...

Çok güzel bir konu, paylaşım için teşekkürler Cepni kardeşim...

paylaşım için teşekkürler Cepni kardeşim...

tesekkürler
her ne kadar yürekler parcalayici bir paylasim olsada
her ne kadar günümüzde öylesi ögretmenler olsada
kurularin yaninda yaslarida yakmamak gerek...
ana-babamin olmadigi yerde (Rahmetle aniyorum) beni hayata tutunduran ögretmenim olmustur

bende ilk okul öğretmenime dair hatıladığım tek şey sürekli halay çektirirdi birde osmanlı devletini kötülerdi yıllarca osmanlı devletine kin besledim kötü insallar sürekli yiyip içen sarayda duran baş kestiren insanlar olarak anlatırdı
bana tarihi böyle anlattıın için suçlusun öğretmenim

şöyle bi bakınca o yaşlarda ne kadar da pamuk ipliğiyle bağlı hayatımız. hamurumuz o kadar yumuşak ki kim dokunsa şeklimizi bozuyor onunla oynuyor. küçük çocukların sevgiyle katılaşması için herkese görev düşüyor.
onları sevgiden yoksun tumayalım. değerli paylaşımınız için teşekkür ederiz.

Çok güzel bir konu olmuş gerçekten...
Tüm eğitimcilerin okuması gerektiği kanaatindeyim.
Ama şunu da anlıyamıyorum doğrusu.Tüm olaylar olup bittikten sonra içindekileri dökmektense,olaylar yaşanırken yada yaşanmadan önce dile gitirmek daha kalıcı ve daha doğru olmaz mı ! ?
Belkide bu şekilde yanlış yaptıklarınıda anlamış olur eğitimciler.
Türkiyenin bitmez tükenmez eğitim sorunlarının başını çekiyor bu konu zaten.Eğitimcilerde disiplin nedir ne değildir iyi öğrenmeli!
Teşekkürler...


Ama şunu da anlıyamıyorum doğrusu.Tüm olaylar olup bittikten sonra içindekileri dökmektense,olaylar yaşanırken yada yaşanmadan önce dile gitirmek daha kalıcı ve daha doğru olmaz mı ! ?
Belkide bu şekilde yanlış yaptıklarınıda anlamış olur eğitimciler.


Bahsettiğiniz mevzu benim de olması gerektiğine inandığım bir konu. Sorunlar henüz oluşurken tertemiz filizler güzelce bakılmalı, eksikler giderilmeli toprağı, suyu vb., sarmaşıklar temizlenmeli, böcekler uzaklaştırılmalı ki büyüyüp koskaca, sapasağlam bir ağaç olabilsin.

Fakat, bunu gerçek hayattaki sorunlarda yapmamız imkansız gibi bir şey.

Şöyle ki, gerçek hayatta ufak sorunlarda dahi olsa bunu deneme şansınız oldu mu? Sorunlar henüz kendini göstermeye başladığında konuşma şansınız, tartışma şansınız oldu mu bilmiyorum. Genelde izlenimlerim şu;

Atıyorum bahsi geçen konuda öğrenci kendisine işkece yapan (ki ben buna işkence derim) öğretmeninin karşısına geçip, kirli suratı, çamurlu ayakkabıları, yırtık elbiseleriyle dese ki; "öğretmenim bana haksızlık ediyorsunuz, ben sizin desteğinize muhtacım. Yardım etmeniz gerekirken beni soğutuyorsunuz. Oysa ki tek sığınağım burası benim. Kendimi sakladığım, dinlendirdiğim ve koruyabildiğim. kKendim olmayı ümid ettiğim tek yer burası..." O öğretmenin cevabı ne olurdu? Sizler tahmin edin :-\

Hayatın herhangi alanında, herhangi bir pürüzde erken davranıldığında; ilk adımı atan genelde suçu üstlenmeye mahkumdur. Bu benim izlenimlerim. Aksini iddia eden varsa buyursun. Okumak ve anlamlandırmaktan onur duyarım :)

Ha konuya sonradan müdahale etmekde çok doğru olmuyorya neyse...

Bu gibi yazılar olsun bence. Olsun ki, yaşadığımız olaylardan değilde, var olan olaylar üzerinden kendimizi tecrübelendirelim.

bu öğretmeni baz alırsak ,

öğrencisini anlayabilmesi için dinlemesi lazım,

dinleyebilmesi için değer vermesi lazım,

değer vermesi için merhamet etmesi lazım,

merhamet edebilmesi için Allah'tan korkması lazım,iman lazım,ölçü lazım....

Öğretmen ve bazı hocalarımdan muzdarip biri olarak,Kardelen ve Cepni kardeşimize katılıyorum...Temel iyi atılmayınca üzerine bir şeyler koymak,arayı kapatmak hayli zor oluyor...

Size katılıyorum kardelen ve cepni kardeşim.
Aslına bakarsanız bu öğretmen olmakla,doktor olmakla vs. bitmiyor.
Başta insan olmak icab ediyor.
Okulda çok nadir öğretmenler bizim kadar ince ama bir o kadar da doğru düşünebiliyor ne yazık ki.
Bahsettiğimiz konuda çocuğa öğretmenin yanlış davranışı belkide bir anlık stresini gidermekten ibaret.
Eskiden antılanlara baktığımızda aslında ne yazık ki eğitimin temel anahtarı dayakmış.
Azda olsa bu konuda bir ilerleme kaydetmişiz.
En azından şimdi konuşarak halledebiliyoruz.
Ha bir kesim var ki onları biz değil ancak onlar kendi kendilerini düzeltebilirler.
Umarım bu tip sorunlar en aza indirgenir.

Dediğiniz gibi çok suçlu bencede
Bu tesbitiniz şunu bir kez daha teyit ediyorki
herkes doğru anlatmayabilir, söylemeyebilir veya yanlış biliyor da olabilir
onun için kendiniz de söylenen ve anlatılanları düşünüp, akletmeniz gerekiyor

pratik olarak şöyle düşünebiliriz
600 yılı aşkın koca imparatorluk yaşatan onlar
başarmışlarsa bu kadar süre kalmayı
deha dırlar

başka söze ne hacet

http://www.mollacami.net/forum/index.php/topic,26056.0.html

Verdigim linkte h_ü_l_y_a kardesimizin bizimle paylastigi yazida bir insani egitmekle beraber asil yönlendirici unsurun cibilliyet oldugunu görmüstük.
Bu yazida ise yanlis/kötü egitimin zararlarini okuyoruz. Çünkü yazilanlar kisinin kendi elinde olmayan seyler. Onunla ilgilenen kimse yoksa çocuk ne yapsin? Çocuklar kendilerine yapilan seylerin yanlis oldugunu anlayacak kapasitede olmayabiliyorlar, ancak ilerde farkina variyorlar. O zamanda maalesef is isten geçmis oluyor..

Ne yazikki böyle ögretmenler var, talebelerini dis görüntüsüne göre yargilayanlar, paralarina göre muamele yapanlar...
Çocugun üstü basi yirtiksa önce sor bakalim, neden yirtik? Elbise varda giymiyormu yoksa hakikaten yokmu? Yoksa ihtiyacini gider. Yüzü tirnaklari pis ise sen yika, eline mi yapisir?

Iyiyi herkes adam eder/sever, ögretmenlerin/hocalarin görevi muhtaç olan talebelerle/insanlarla ilgilenmek ve onlara yardimci olmaktir!

Yaziyi paylastiginiz için tesekkürler cepni kardesim, aci ama ders verici bir yazi..
Güzel yorum yapan arkadaslar olmus, sizlerede tesekkür ederim; cepni, kardelen54, gerçekleribilmek. MAIDE kardesimizin ise ilk degil ama ikinci yorumuna katiliyorum..

benim de yorumum vardı
sağlık olsun anlaşılamamış blli ki
dehalar kolay anlaşılmıyor anlıyorum :)


Iyiyi herkes adam eder/sever, ögretmenlerin/hocalarin görevi muhtaç olan talebelerle/insanlarla ilgilenmek ve onlara yardimci olmaktir!

olay budur


Çocuk Egitimi ve Gelişimi

MollaCami.Com