Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Cep kanserinden korunmanın 10 yolu


Salı, 29 Temmuz 2008 01:50

Geçtiğimiz hafta Amerika’nın kanser araştırmaları patronu Dr. Ronald R. Herberman, cep telefonun riskleri için insanları uyardı. İşte zararları en aza indirmenin yolları…


Haber Merkezi / TIMETURK

Geçtiğimiz hafta 24 Temmuz 2008’de en etkin kanser araştırmaları kurumu Pittsburgh Üniversitesi Kanser Enstitüsü patronu Dr. Ronald R. Herberman, fakültedeki öğrenci ve öğretim üyelerini cep telefonun kanser riski konusunda uyardı. Cep telefonuyla kanser arasında ilişkinin “net olarak ispatlanmadığını” teslim eden Harberman, özellikle çocuklarda önlemler alınmasının gerektiğinin altını çizdi.

Çarşamba günü Dr. Herberman, fakültedeki 3 bin kişiye bir not göndererek, beyinleri gelişim çağındaki çocukların cep telefonlarını ancak acil durumlarda kullanması gerektiğini belirtti. Herberman, yetişkinlere de cep telefonu kullanırken kulaklarından uzak tutmalarını ve mümkünse handsfree konuşmalarını öğütledi.

Şu ana kadar yapılan araştırmalar, kanserle cep telefonu arasında neden sonuç ilişkisini henüz ortaya koyamadı. Ancak cep telefonu ve kanser arasında yapılan istatistiki araştırmalar böyle bir bağın olasılığını güçlendirdi. Hatırlarsak uzun yıllar boyunca sigara ve kanser arasında da böyle bir neden-sonuç ilişkisi bulunamamıştı. Büyük sigara markaları ve büyük cep telefonu markaları… (?)

Bu araştırmalara göre cep telefonu 3 tür kanserle ilişkilendiriliyor. Bunlardan ilki bildiğimiz beyin tümörleri. Diğer ikisi ise kulağa yakın tükürük bezi kanseri ve beynin kulakla birleştiği yerde oluşan tümörler.

İşte cep kanserinin risklerinin aza indirmenin 10 yolu:

1- Çocukların acil durumlar dışında cep telefonu kullanmalarına izin vermeyin. Elektromanyetik alanların etki olasılığı en yüksek olduğu yerler bir fetüsün ya da çocuğun gelişmekte olan organlarıdır.

2- Cep telefonunuzla konuşurken, vücudunuzdan mümkün olduğu kadar uzak tutun. Elektromanyetik alanın gücü 5 cm’de dörtte bir düşerken bir metre uzaklıkta 50 kat azalır. Mümkün olduğu her zaman telefonu hands-free özelliğini ya da kablosuz kulaklık seçeneğini kullanın. Blueetooth kablosuz kulaklığın elektromanyetik ışınımı normal cep telefonundan 100 kat daha azdır. Telefona kabloyla takılan kulaklılar da etkiyi azaltır.

3- Cep telefonunu, elektromanyetik dalgalarınızla başkalarını etkileyeceğiniz otobüs gibi kalabalık ortamlarda kullanmaktan kaçının.

4- Cep telefonunuzu sürekli üzerinizde taşımayın. Özellikle geceleri yastığın altında ya da yatağın başucunda hele de hamileyseniz kesinlikle cep telefonu bulundurmayın. Elektromanyetik ışınımı durduran “uçuş” ya da “offline” moduna alabilirsiniz.

5- Eğer üzerinizde cep telefonu taşıyacaksanız, tuş takımının vücudunuza bakmasına özen gösterin. Yani arkası dışa baksın ki, cep telefonun yayınladığı elektromanyetik dalgalar vücudunuzun içinden geçmek yerine dışarıya gitsin.

6- Cep telefonunu ancak bağlantı kurmak ya da birkaç dakikalık görüşmeler için kullanın. Çünkü biyolojik sonuçlar doğrudan etki süresine bağlıdır. Uzun görüşmeler için normal kablolu sabit hatlı telefonlar kullanın. Kablosuz sabit telefonlar da aynı elektromanyetik teknolojiyi kullandığı için aynen cep telefonları gibidir.

7- Cep telefonuyla konuşurken etkiyi dağıtmak için farklı kulaklarınızda düzenli olarak yer değiştirin. Cep telefonunu kulağınıza koymadan önce, karşı tarafın açmasına kadar bekleyin. Bu kulağınızın dibinde yayınlanan elektromanyetik alanın gücünü ve etki süresini sınırlandırır.

8- Çok hızlı giderken ya da sinyal zayıfken cep telefonu kullanmaktan kaçının. Çünkü cep telefonu sürekli yeni bir baz antenine bağlanmak isterken otomatik olarak maksimum güce çıkar.

9- Mümkün olduğunda, aramak yerine SMS gönderin. Bu hem etki süresini hem de vücuda yakınlığı azaltır.

10- Mümkün olduğu kadar en düşük SAR seviyeleri olan cihazları tercih edin. ( SAR- Spesifik Soğurma Oranı, vücut tarafından soğurulabilecek manyetik alan gücünün ölçüsüdür). Farklı üreticilerin piyasadaki cep telefonlarıyla ilgili SAR oranlarıyla ilgili internete bakabilirsiniz.

Cep telefonlarının SAR değerleri için tıklayınız.

Derleyen: Oğuz ESER

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Derneği (T-HASAK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hikmet Pekcan, kanserin genetik özelliklerin yanı sıra çevre koşullarıyla da doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, ''Cep telefonu kullananlarda, kullanılan kulakta ve kullanılan taraftaki beyin bölgesinde kanserin daha sık görüldüğü gözlendi'' dedi.

Pekcan, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin insan vücudunda bir hücrenin işlev görmeden anormal büyümesi olarak tanımlandığını ifade ederek, ''Anormal büyüme çoğunlukla insanın yapı taşı olan DNA'sıyla ilgilidir. DNA'yı da beslenme alışkanlığı, kilo, tütün ve alkol kullanımı ile çevresel koşullar başta olmak üzere birçok faktör etkilemektedir'' diye konuştu.

Kanserin, görülme sıklığının giderek artış gösterdiğini ifade eden Pekcan, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, ''2010'da kanserden 15 milyon kişinin yaşamını yitireceğinin ve 20 milyon kişiye kanser tanısı konulacağının öngörüldüğünü'' söyledi. Türkiye'de de aynı tarihlerde yaklaşık 150 bin kişinin kansere yakalanmasının beklendiğini belirten Pekcan, ''Kanserlerin yüzde 35'i beslenme, yüzde 30'u sigara kullanımı ve maruziyeti, yüzde 10-15'i enfeksiyon hastalıkları nedeniyle oluşmaktadır'' dedi.

Pekcan, erken tanı ile yaşam süresinin uzatılabildiğini hatta tümörün tamamen yok edilebildiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Erken tanı için düzenli kontrol, kişiye ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri gelmektedir. Kişiye yönelik koruyucu önlemler, erken tanı, dengeli- yeterli beslenme, ilaçla koruma, kişisel hijyen, sağlık eğitimi, aile planlaması ve bağışıklamadır. Çevreye yönelik olarak da biyolojik çevreye (mikroplar, yiyecekler, ağaçlar, bitkiler), sosyal çevreye (okullar, askeri birlikler, internet kafeler, kahvehaneler), fiziki çevreye (su, hava kirliliği, atıklar, gürültü, radyasyon, baz istasyonları) yönelik koruyucu önlemler alınmalıdır.''

-''HORMONLU GIDA VE YANLIŞ GÜBRE KULLANIMI''-

Pekcan, kanserin genetik yatkınlığın dışında çevresel koşullarla da doğrudan ilgili olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

''Kanserlerin oluşmasında en önemli etken çevre kirliliğidir. Hava ve suyun kirletilmesi, toprağın yanlış kullanılması sağlık açısından risk yaratmaktadır. Ekilebilir araziye fabrika inşa edilmesi, atıkların uygun yerlere boşaltılmaması toprağın kirletilmesi verilebilecek en güzel örneklerdir. Mevsim koşulları gözetilmeden sebze-meyve yetiştirildiği için hormonlu gıda ve yanlış gübre kullanımı kansere neden olabilmektedir. Bu gıdaların tüketilmesi halinde de vücuttaki hücreler yer değiştirmektedir. Dolayısıyla, bilinçsiz kullanılan gübre ve böcek öldürücü ilaçlar ile yetiştirilen sebze ve meyvenin kanserojen özelliği ortaya çıkmaktadır.

Öte yandan ozon tabakasının delinmesi sonucunda güneşin istenmeyen ışınları başta deri kanseri olmak üzere sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Güneşin özellikle dik geldiği saatlerde uzun süre güneş ışınına maruz kalanlarda, yaşamının bir döneminde deri kanserine yakalanma riski artmaktadır. Bunların yanı sıra nüfus artışı, ekonomik gelişmeler, hızlı kentleşme de çevresel faktörlerdir.''

Baz istasyonlarının kansere etkisiyle ilgili bilim adamlarının farklı görüşlerde olduğunu ve bu alanda bilimsel bir verinin bulunmadığını dile getiren Pekcan, yapılan ön araştırmalarda ''cep telefonu kullanımında, kullanılan kulakta ve kullanılan taraftaki beyinde kanserin daha sık görüldüğünün gözlendiğini'' bildirdi. Pekcan, ''Ayrıca kullanıcılarda, telefonun bedene yakın olduğu yerlerde de kanser görülme riskinin kullanmayanlara oranla yüksek olduğu bulunmuştur'' diye konuştu.

-''HER İKİ KİŞİDEN BİRİ CEP TELEFONU KULLANIYOR''-

Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer de elektromanyetik alanlarla kanser arasındaki ilişkinin bilim adamlarının çoğu tarafından kabul edildiğini söyledi. Tuncer, ''Her iki kişiden biri cep telefonu kullanıyor. Bunun yan etkisinden hem kendisi hem de çevresindekiler zarar görüyor'' dedi.

Murat Tuncer, ABD'de 8-12 yaşları arasındaki çocukların yüzde 46'sının cep telefonu kullanıcısı olduğunu belirterek, ''Cep telefonu kullanımının beyin kanserinin görülme sıklığını 2 kat artırdığını'' kaydetti.

Kanadalı bilim adamı Dr. Haward W. Fisher de elektro manyetik alanların kesinlikle insan sağlığını olumsuz etkilediğini, bunun çeşitli ülkelerde yapılan kapsamlı araştırmalarla ispatlandığını bildirdi.

Cep telefonu başta olmak üzere baz istasyonları gibi elektromanyetik alanların ''Beyin kanseri, lösemi riskini artırdığını, genetik yapıya hücrelere zarar verdiğini, kan beyin bariyerini bozduğunu, uyku düzenini etkilediğini, dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye neden olduğunu ve birçok hastalığa zemin hazırladığını'' ifade eden Fisher, bu konuda farkındalığın artırılması gerektiğini bildirdi.

Yurt dışında çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmayı anlatan Fisher, ''Elektromanyetik alanlara maruz kalan çocuklarda, hiperaktivite saptanmasının ardından, bu çocukların etraflarındaki cep telefonu, ışık, fön makinası gibi eşyaların azaltılmasıyla, çocukların sakinleştikleri tespit edildi'' dedi.

Fisher, yapılan çalışmalar sonucunda, ''Özellikle cep telefonunun en sık kullanıldığı baş bölgesinde beyin tümörlerinin geliştiğini'' ifade ederek, ''En sık baş bölgesinin sol tarafı kullanılıyorsa o bölgede, sağ tarafı kullanılıyorsa o tarafta tümör geliştiği saptandı. 2005'de yapılan bir çalışmada, 2 bin beyin tümörünün cep telefonu kullanımına bağlı olarak geliştiği belirlendi'' diye konuştu.


AA

Bu faydalı bilgileri bizimle paylaştınız için teşekkürler.. :) elinize sağlık..

en eski stil telefonların sarları en düşük ???

özellik arttıkça büyüyor,


Sağlık Rehberi

MollaCami.Com