Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Hikmetli Sözler ve Hadiseler

BÜYÜKLERE SORULAN SORULAR VE ALINAN CEVAPLARDA RASTLANAN MUVAFFAKİYETİN SIRLARI:

Peygamber efendimiz bir gün yolda yürürken, büyük taşları kaldırıp kuvvet denemesi yapan bir topluluğa rastladı ve onlara sordu :

- Bu taşı kaldırmaktan daha zorunu bilir misiniz ?

- Bundan daha zorunu size bildireyim mi ?

Oradakiler, " bildir ya Resûlullah" dediler. Efendimiz (s.a.v.) buyurdular :

- Öfkeli bir kimse öfkesini yener, sonra sabır yolunu tutarsa, sizin en ağır taşı kaldırmanızdan daha zor bir işi yapmış olur. İşte asıl pehlivanlık budur buyurdu.

Yolda kavga eden iki adam, Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'i görünce kavgayı kestiler. Resûlullah neden kavgayı kestiklerini sorunca şöyle dediler:

"Peygamberin huzurunda nasıl kavga ederiz ?"

Bunun üzerine Allah Resûlü buyurdu ki:

"O halde ne zaman kavga etmek içinizden gelirse beni yanınızda farz edin, kavgadan vazgeçersiniz."

Edep ve nezaketin en güzelini Resûlullah'ın terbiyesinde yetişmiş olan ashabın hayatında görüyoruz. Ashabın yaşlılarından olan ak sakallı ihtiyar Said İbn-i Yerbû (r.a.) Hazretlerine bir gün Resûlullah (s.a.v.) sordu:

"Ya Said hangimiz büyüğüz ?"

Said'in edepli cevabına bakınız!

"Ya Resûlullah, siz benden büyüksünüz, ben ise sizden yaşlıyım" dedi.

Adamın biri geliyor, Hz. Ali (r.a.) efendimize, " Allah bu kadar insanı nasıl hesaba çekecek ?" diye soruyor. Hazretin cevabı çok manidar.

"Allah bunca insanlığı nasıl rızıklandırıyorsa, öylece de hesaba çeker. Onun için zorluk yoktur." diyor.

Hz. İsa (a.s.)'a civarından biri hakaret edip ağır laflar sarf ediyor. Dostları:

"Ya İsa, niçin ona karşılık vermediniz ?" diye sorunca,

Hz.İsa'nın cevabı şu oldu:

"Herkes yanındakini verir. Onda olan benim yanımda yoktu"

Lokman Hekim’e (Aleyhisselam) sormuşlar;

"Saâdetin alameti nedir?" Şöyle cevap vermiş:

"Doğruluk, edep, ilim ve emanete riayettir."

Yine sordular;

"Edep, asalet, mal ve ilimden hangisi daha üstündür?"

Buna da şu cevabı vermiş;

"Edep asaletten, ilim maldan hayırlıdır."

Hazreti Mûsâ (a.s.), Allah tarafından verilen ilmi ledün sahibi Hızır (a.s.)’a sordu;

“Ledün ilmine nasıl kavuştun?”

Şöyle cevap verdi;

“Günah işlememeğe azim ve sabretmek sayesinde”.

Hazreti Mûsâ (a.s.), Hızır (a.s.)’dan bir öğüt istemiş;

Hızır’da ona şu tembihte bulunmuş:

"Herkese faydalı ol, hiç kimseye zararlı olmamaya gayret et."

Sahabîlerden biri, Hz. Ebûbekri Sıddık (r.a.)'ın yanına gelir ve der ki:

"Çok günahkarım. Benim için dua eder misin ?" Hz. Sıddık;

"Ya Rabbi !" der, " bir günahkâr diğerinden dua istiyor. Sen gaffarsın - bağışlamadığın günah yok. Ya Rabbi ! ikisini de affeyle."

Birisi Hazreti Ömer (r.a.)’in yanında birini methedince, Hazret o adama sormuş;

- “O kimse ile bir muameleniz (alış verişiniz) olmuş mu dur?

- Hayır,

- Beraber yolculuk ettiniz mi?

- Hayır,

- Onunla komşuluk yaptınız mı?

- Hayır

- O halde bilmediğiniz bir şeyden bahsediyorsunuz” demiş.

Adamın birisi İbni Abbas'a gelerek cihadı sordu. İbni Abbas adama:

"Sana cihaddan daha hayırlı olan bir ameli göstereyim mi?

O amel, içinde Kur’an-ı Kerim’i, Resulullah'ın sünnetini ve dinin fıkhını öğreneceğin bir mescit yaptırmandır" dedi.

Büyük Sahâbe Ebü’d-Derda (r.a.) hastalanınca, "şikayetin nereden?" demişler.

O da "günahlarımdandır" diye cevap vermiş. "Ne arzu edersin?" sorusuna da "Rabbi'min beni mağfiret etmesini isterim." cevabını vermiş.

İbn-i Abbas (r.a.) Hazretlerine sordular;

"Bu ilme nasıl ulaştın?" Cevap verdi;

"Okuyan göz, dinleyen kulak, soran dil, selim bir kalp, tefekkür eden dimağ, çalışan beden ile eriştim."

Ebû Hüreyre (r.a.) Hazretlerine,

“Yarın öleceğini bilsen ne yapardın? diye sormuşlar;

Verdiği cevap şu olmuş; “İLİM ÖĞRENİRDİM”.

Ekabirden

Mevla azıcık bir gafletle,ebedi nimetleri kaybettirmesin :'( :'(


Güzel Sözler

MollaCami.Com