Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kİtab-ül İzhar

fiili müzaride amil 2 kısımdır.

1. fiili mmüzariyi nasb edenler
2. fiili müzariyi cezmedenler


fiili müzariyi nasb edenler 4'dür;

1. أنْ Masdariyye içindir. اُحِبُّ أنْ اُطِيعَ الله تَعالى ben allaha ittat etmemi severim. "en" fiili müzari olan "اُطِيعَ"yı nasb etmiştir. ve masdariyye içindir. yani masdar te'vili yapılır. şu takdirde; اُحِبُّ إِطاعةَ اللهِ تَعالى olur.


2. لَنْ; istikbalde te'kidi nefi içindir. لَنْ يَغْفِرَ الله تَعالى لِلْكافِرينَ hz. allah kafirlere elbette mağfiret etmez. "len " fiili müzari olan "yeğfira" yı nasb etmiştir.

3. كَيْ sebebiyye içindir; اُحِبُّ طُولَ الْعُمْرِ كَيْ اُحَصِّلَ الْعِلْمَ ben ilim talep etmek için ömrümün uzun olmasını severim.

burada "key" fiili müzariyi nasb etmeiş ve sebeb manası ifade etmiştir.

4. اِذَنْ şart ve ceza içindir.
amel etmesi için şartlar vardır;
izen'in fiili müstakbel olacak
ma kabli ma bağdine itimad etmeyecek(yani izen'in ma kabli mübteda ma bağdi haber, makabli şart ma bağdi ceza olmayacak)
ben allaha itaat ederim diyen kimseye cevaben; اِذَنْ تَدْخُلَ الْجَنَّتَ sen şu takdirde cennete dahil olursun.
izen'in fiili müstakbel olup, ma kabli ma bağdine itimad etmemiştir. izen amel eder

fiili müzariyi cezm eden amiller 15 'tir;

15 amilden 4'ü bir fiili müzariyi cezm eder ki bunlar;

لَمْ لَمّا (maziyi nefi için) لَمْ يَنْصُرْ لَمّا يَنْصُرْ gibi


emir lamı, nehi la'sı (talep için) لِيَنْصُرْ لايَنْصُرْ "yardım etsin, yardım etmesin)


geriye kalan 11 amil iki fiili müzariyi cezm eder.bunlara "KELİME_İ MÜCAZAT" denilebilir.

اِنْ şart ve ceza içindir,
حَيْثُما اَيْنَ اَنّى mekan manasına kullanılır.
اِذْما اِذاما مَتَى zaman manasına kullanılır.
مَهْما ما مَنْ اَىُّ bunlarda bazen zaman bazen mekan anlamlarına gelir.

AMİLİ KIYASİ

Amili Kıyasi; ما يُمْكِنُ اَنْ يُذْكَرَ فِ عَمَلِهِ قاعِدَةٌ كُلِّيَّةٌ مَوْضُوعُها غَيْرُ مَحْصورٍ
Amilin amelini beyanda, mevzuu hudutsuz kaidei külliyyenin zikri mümkün olan şeydir.

Kaide-i külliyye lugatta; Benzetmek ve takdir etmek anlamına gelir.
İstilahta; Mevzuunun efradının ahkamı, kendisinden çıkarılan şeydir.

Bir misalle izah edecek olursak; كُلُّ فِعْلٍ يَرْفَعُ الْفاعِلَ "her fiil failini rafiğ eder. Bunun mevzuu (mübtedası) كُلُّ فِعْلٍ dir. efradı (yani her fiilden bir tanesi) mesela ; نَصَرَ olsun. Şimdi; "nasara" nın failini rafiğ etme hükmü, Kaide-i külliyye olan "küllü fiilin" den çıkarılmıştır. Yani "nasara" nın amelini beyan ederken "mevzuu hudutsuzdur" diyebiliriz. Çünkü "nasara" gibi bir çok fiil failini rafiğ eder.

hulasa tarife göre; nasara'nın amelini beyan ederken, mevzuu hudutsuz olan kaideyi külliyyeyi zikretmek mümkündür. öyleyse nasara amili kıyasidendir.



"Amili kıyasinin mevzuu hududsuzdur" denildiğinde akla şöyle bir soru gelebilir.
sıfatı müşebbehe vezinleri semai olup hudutludur. nasıl amili kıyasiden olur??

Cevaben; Sığasının semai olması amili kıyasiye zarar vermez.

Sıfatı müşebbehenin vezni hudutludur ama kendileri üzerine kıyas yapılabilir. Mesela; فَعَلٌ bir vezindir ama buna ; حَسَنٌ ve buna benzer bir çok sıfat kıyas edilebilir.

Amili Kıyasi 9'dur.

1.si mutlak fiildir.( bu fiilin; lazım, müteaddi, tam, nakıs, malum, meçhul...vs. olması müsavidir.)

-Her fiil mamulü vahidini (failini) rafiğ, mamülatı kesirasını(meful) nasbeder.

-Fiilin mefulünün kendisi üzerine takdimi caizdir. اَذَيْدا ضَرَبْتَ sen zeydi mi dövdün? bu misalde meful olan zeyd, fiilden önce gelmiştir.


Fiil 2 kısımdır:
1. Lazım fiil
2. müteaddi fiil

Lazım fiil: ما يَتِمُّ فَهْمُهُ بِغَيْرِ ما وَقَعَ عليهِ الفِعْلُ fiilin, kendisi üzere vaki olan şeyin gayrısı ile tamam olmasıdır.

قَعَدَ زيدٌ fiil olan "ka'ade" kenisi üzere vaki olan bir meful olmadan; fail ile tamam olmuştur. öyleyse lazım fiildir.


lazım fiil ancak harfi cer ile meful alır.

Ef'ali medih ve ef'ali zem lazım fiillerdendir. نِعْمَ بِئْسَ gibi.

Bu tür fiillerin amel etmesi şartlara bağlıdır.
Fail; ya lam ile mağrife olmalı,
ya lam ile mağrife olan bir kelimeye muzaaf olmalı,
veya nekra ile mümeyyez olan zamir olmalı.

Bu şartlardan biri mevcud olduğunda mezkür fiiller amel eder.
نِعْمَ الرجُلُ زَيْدٌ bu misalde نِعْمَ fiilinin faili lam ile mağrife olmuştur. niğme amel edebilir. failden sonra faili açıklayan zeyd zikredilmiştir.

نِعْمَ رجُلا زَيْدٌ bu misalde niğme fiil, tahtında hüve zamiri fail, racülen zamirin temyizidir. fail nekra ile mümeyyez zamir olmuştur. niğme amel edebilir.

Müteaddi fiil; ما لا يَتِمُّ فَهْمُهُ بِغَيْرِ ما وَقَعَ عليهِ الفِعْلُ
Fiilin, kendisi üzere vaki olan şeyin gayrısı ile tamam olmamasıdır.

Müteaddi fiil 3 kısımdır.


1.
Bir mefule müteaddi olanlar; ضرب زيد عمرا "darabe" olan fiil kendisi üzere vaki olduğu meful yani "amr" olmadan tamam olmamıştır. öyleyse darabe bir mefule müteaddidir.


Bir mefule müteaddi olan fiilin mefulünü karine ile ve karinesiz hazif caizdir.

2. İki mefule müteaddi olanlar. bunlarda 3 kısımdır;

a.İkinci meful evvelki mefule zıt olanlar
b.Ef'ali kulub
c.Ef'ali mülhaka


İkinci meful evvelki mefule zıd olan demek; yani iki mefulden birini diğerine hamletmek caiz değildir.Mesela; اَعْطَيْتُ زيدا دِرْهَما ben zeyde parayı verdim. zeyd birinci, dirhem ikinci mefuldur. "zeyd dirhemdir" veya "dirhem zeyddir" diyerek mübteda haber yapıp hamletmek caiz değildir.

bu kısmın mefullerini karine ile ve karinesiz hazif caizdir.

EFALİ KULUB

Ef'ali kulüp; kalbi fiiller üzerine delalet eden, mübteda ve haber üzerine dahil olan ve mübteda ve haberi mefuliyyet üzerine nasb eden fiillerdir.

Ef'ali kulüb; عَلِمْتُ رَأَيْتُ وَجَدت زَعَمْتُ ظَنَنْتُ خِلْتُ حَسِبتُ هَبْ fiilleridir. Bu fiilerden ilk ^3'ü ilim, زَعَمْتُ ilim ve zan arasında müşterek, diğerleri ise zan manasına kullanılır.

Mesela; عَلِمْتُ ذَيْدا قائِما alimtü, kalbi fiil üzerine delalet etmiştir. çünkü bilmek kalp ile olur. Mübteda ve haber olan zeydün kaimün üzerine dahil olmuştur, ve onları meful alarak nasb etmiştir. öyleyse alimtü ef'ali kulüptendir.

Ef'ali kulübün karinesiz olarak iki mefulünü beraber veya iki mefulden birini yanlız hazif caiz olmaz. Zira eğer meful niyette ve hatırda ise istenilen manaya ulaşılamaz.
mesela; Mütekellimin meramı, zeydin kaim olduğunu bildiğini ifade etmek ise iki mefulü hazfederek عَلِمْتُ demiş olsa, istediğini anlatmış olmaz.


Fakat mefuller niyette olmayarak hazif caiz olabilir. zira o taktirde fiil lazım menziline tenzil edilmiş olur. Hz. Allah'ın هَلْ يَسْتَوِى الّذِين يَعْلَمُون والذين لا يَعْلَمُون "hiç bilenlerle bilmeyenler müsavi olur mu? Kavlinde olduğu gibi. Burada anlatılmak istenen neyin yada kimin bildiği, neyi yada kimi bildiği değildir. dolayısıyla ef'ali kulübün mefulleri gelmese de olur.


İki mefulden birini de karinesiz hazif caiz değildir. Zira ef'ali kulübün ikinci mefulü evvelkisine muzaaf gibidir. Mesela; عَلِمْتُ ذَيْدا قائِما demek, عَلِمْتُ قِيامَ ذَيْدٍ demektir. Bu taktirde muzaaf ve muzaafı ileyh olarak bir kelime hükmünde olurlar. Bu sebepten ikisinden birini hazif caiz değildir.


Karine ile beraber iki mefulü beraberce hazif çok, ikisinden birini hazif az oldu.


efali kulübün haassaları...

Ef'ali kulübün hassaları;

1.Ef'ali kulüp mamulleri (mefulleri) arasını ortaladığı veya mefullerinden tehir ettiği zaman amel etmesi veya amelinin bozulması caizdir.
Fakat ' mefulün arasında olduğu zaman amel etmesi, 2 mefulden tehir ettiği zaman amelinin bozulması evladır.

ذَيْدًا عَلِمْتُ مُنْتَلِقًا fiil olan "alimtü" mefulleri arasında zikredilmiş ve iki mefulü nasb etmiştir. böyle olduğu gibi, ذَيْدٌ عَلِمْتُ مُنْتَلِقٌ diye amel etmeyip mefullerin merfu olmasıda caizdir.


2. Efali kulübün fail ve mefulünün bir manada muttasıl(bitişik) iki zamir olması caizdiir

عَلِمْتُنِى قَئِماً Fail ile 1. meful bir manada yani mütellim manasında olan iki muttasıl zamir olmuşturr. ve bu efali kulübe mahsustur. sair fiiller fail ve mefulünü bu şekilde alamazlar

3. Efali kulübün mefulleri üzerine أنَّ nin dahil olması caizdir.
عَلِمْتُ أنَّ ذَيْدا قَئِمٌ mefuller üzerine enne dahil olmuştur. ve mefuller "alimtü" fiilinin değil "enne " nin mamülü olmuşlardır.

İstifham kelimesi, nefi harfi, ibtida lamı, kasem, haberine ibtida lamı dahil olduğu zaman inne-i meksura ile lafzen değil manen amelinden bozdurmak demek olan ta'lık EFALİ KULÜBE şamil olduğu gibi, Efali kulübün gayrı kalbi olan her fiile, kendisi ile ilim talep olunan her fiile, hissi olan fiillere de şamildir.

Yukarıdaki ibarede anlatılan TA'LIK efaki kulübün hassası değildir. başka fiiller için de geçerlidir. Ancak konusu gelmişken burda anlatılmış.

İlk olarak TA'LIK NEDİR; NE DEMEKTİR? örnekle anlatalım.

Zevci (beyi) kaybolmuş hanıma araplar, "Mualleka" derler. Zira, Beyi kaybolan hanım ihtiyaçlarını temin edecek kimse olmadığı için zevci yok gibidir, Başkasının nikahına giremeyeceği için zevci var gibidir. Ortada (muallakta)kalmıştır.
Bunun gibi Ta2lık olan fiilde, Lafzen amel edemediği için amil değil, manen ameli baki olduğu için amildir. Yukarıda anlatılan MUALLEKA hanıma benzetilmiştir.

Peki fiil neden amel edemez?? .Çünkü başta geçen harfler (istifham, nefi...) cümlenin sadrında (başında)olup, cümlenin mübteda haber olarak bekasını ister. Ta'lık olan fiiller ise; mefullerini nasb etmek ister.
Bu harflerin hakkına riayeten ; fiillerin ameli lafzen bozulmuş olur. Efali kulübün hakkına riayeten de manen amel fiile verilmiştir.

عَلِمْتُ أذَيْدٌ عِنْدَكَ اَمْ عَمْرٌ "alimtü" efali kulüp, "zeyd" birinci meful, "ındeke" ikinci mefuldür. Mefuller üzerine "أذَيْدٌ deki istifham hemzesi ile ta'lık vaki olmuştur. Hhemze-i istifhamın hakkına riayeten lafzen fiil amel edememiş, mübteda haber hali ile bakidir. Efali kulübün hakkına riayeten manen amel efali kulübe verilmiştir.
Yani amel etmez gibi görünsede esas amil efali kulüptür.

tek tek misal vermeyelim. anlaşılmayan bir durum varsa sual edebilirsiniz.diğer fiillerde de durum bunun gibidir.

İki mefule müteaddi olan fiillerdeen 3.sü Efali mülhaka dır.

Efali mülhaka benzayen fiiller demektir ki, Bazı hususlarda efali kulübe benzer. Bunlar;
Sırf mübteda ve haber üzerine dahil olmaları
Karinesiz 2 mefulü beraberce veya 2 mefulden birini hazfin caiz olmaması
Karine ile 2 mefulden birini hazfin az olmasıdır.

Efali kulüp şu fiillerdeir. صَيَّرَ جَعَلَ تَرَكَ اِتَّخذ

3. Kısım 3 Mefule Müteaddi Olan fiillerdir.

Bunlar; اَعْلَمَ اَرَى dır. Bu Fillerin evvelki mefulü "اَعْطيْتُ" Babının Mefulü gibidir. Yani 1. meful ve 2. meful birbirine zıddır.
Diğer iki meful ise tüm hususlarda "alimtü" babının mefulleri gibidir.

اَعْلَمَ ذَيْدٌ عَمْرا بَكْرا فاضِلاً Zeyd, Amra Bekirin faziletli olduğunu bildirdi. "amr" 1., "bekir" 2., "fazilen" 3. mefulddür.

Musannıf Hazretleri, Fiilleri mefulüne göre 3'e ayırdı.
Bundan sonraki kısımda da Fiilleri Failine göre 2ye ayırıyor ve buyuruyor ki;

Muhakkak her fiil için bir merfu vardır. Yani bir fiilde meful olur veya olmaz. Ancak mutlaka fail vardır.

Fiiller failine göre 2 kısımdır.

1. Tam Fiil; eğer fiil kelamda faili ile tamam olup gayrısına ihtiyaç duymuyorsa tam fiildir.
Tam fiil müteaddi veya lazım olabilir.


Mesela; ضرب زيدٌ عمرا Bu misalde fiil olan "darabe" faili ile tamdır. yani fiil manası anlaşılır. gayrısına muhtaç değildir. Akabinden mefulün gelmesi fiilin (dövmenin) kim üzerinde olduğu bilinsin diye olmuştur. öyleyse "darabe" tam fiildir.


2.Nakıs fiil;Eğer Fiil Mamülü mensuba ihtiyaçç duyuyorsa nakıstır.
Nakıs Fiilin merfuuna "isim" mensubuna "haber" denilir.
Nakıs fiil ancak asıldaki mübteda ve haber üzerine dahil olabilirr.


Mesela; صَارَ الْعَاصِى مُسْتُحِقّاً لِلْعَذَابِ (isyan eden kişi azaba layık oldu) Fiil olan "saara" merfusu olan "el-asi" ile tam olmamıştır. çünkü صَارَ الْعَاصِى "İsyan eden kişi oldu" demektir ki ne olduğu anlaşılmaz . ancak mensubu geldiğinde cümle tamamlanır. öyleyse "saara" nakıs fiildir.

Nakıs Fiiller 2ye ayrılır;


1. Yakınlık manasına delalet etmeyen nakıs fiiller

2. yakınlık manasına delalet eden nakıs fiiller.


1. Kısım Yani yakınlık manasına delalet etmeyenler umumidir. nakıs fiiller denilince akla ilk onlar gelir. Bu filler;كانَ صَارَ آلَ رَجَعَ حَالَ إسْتَحال تَحَوَّلَ إرْتَدَّ جاءَ قَعدَ gibi fiillerdir. farklı şekillerde "OLMAK" manalarına gelirler.

Mesela;كانَ Haberin manasının isminde daimi olmasını ifade edebilir; كانَ الله عالِما (Hz. Allah Alimdir.) Bu Misalde haberdeki "ilim" manasının isim olan "ALLAHÜ" DE devamlı olduğu kasdedilir.

Veya Haberin manasının isminden ayrıldığını da ifade edebilir;; كانَ ذَيْدٌ غَنِيّا (zeyd zengin idi) Bu misalde de haberin manasını ismden ayrıldığı ifade ediliyor. Yani zeyd önceden zengin idi ama şimdi fakir oldu demektir.

2. Kısım Yani yakınlık manasına delalet edenler Efali Mukarebe ismiylede bilinirler. Bu fiillerin haberleri çoğu defa fiili müzari olur.
عَسَى ذَيْدٌ أَنْ يَخْرُجَ (zeyd çıkar olayazdı, zeyd çıkmaya yaklaştı)
"asaa" fiili nakıstır. "zeyd "ismi, fiili müzari olan "yahruce" haberidir. ve fiil "yakın olmak" gibi bir mana taşır.

Bu kısmın en bilinen fiilleri; عَسَى كادَ كَرِبَ هَلهَلَ طَفِقَ اَخَذَ أنْشَأ أقْبَلَ هَبَّ جَعَلَ عَلِقَ fiilleridir.


Izhar

MollaCami.Com