Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Bildiklerimizi paylaşalım mı?

Bu sefer eğitim bilimleri ile ilgili bir bilgi paylaşmak istiyorum. Skinner davrançılığı savunan bir eğitimcidir. Edimsel koşullanma gibi çok fazla konuşulan ve büyük kabul gören bir kuramın da geliştiricisidir. Fakat gelin görün Allah inancı yoktur için de şimdi aşağı da bu bilim adamının lösemiye yakalanıp bir kaç aylık ömrü kaldığını öğrenmesi üzerine verdiği röportajda geçen bir konuşmayı aktarmak istiyorum.
“Dindar bir insan değilim, bu yüzdende ölümümden sonra ne olacağım konusunu hiç düşünmüyorum. Bu hastalığa yakalandığım ve birkaç ay içinde öleceğim söylendiğinde pek fazla şey hissetmedim. Ne bir panik, ne korku ne de anksiyete. Hiçbir şey. Bana dokunan, gözlerimi yaşartan tek şey, bunu karıma ve kızlarıma nasıl söyleyeceğim oldu. Bilirsiniz, eğer sizi seven insanlar varsa ölümünüzle onlara acı verirsiniz. Ve bunu değiştirmek için hiçbir şey yapılamaz… Çok güzel bir hayatım oldu. Her ne olursa olsun sızlanmak gerçekten çok saçma olur. Ve ben hayatımın tamamın nasıl hoşnut isem kalan birkaç kısa aydan da öyle hoşnut olacağım…"

Böyle bir konuya neden değindiğimi merak ediyor olabilirsiniz. Ben bu sözlerden bir çok ders çıkarmamız gerektiğine ve bu tür insanlara yaklaşırken ve araştırırken sadece çalışmalarından değil özel hayatından da haberdar olmamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü ben önce çalışmalarını büyük bir hayranlıkla okurken bu gerçeği öğrenmem üzerine okuduklarımı tekrar gözden geçirmem gerektiğine karar verdim

allah razı olsun

ALLAH BİRDİR HAZRETİ MUHAMMET ONUN KULU VE ELÇİSİDİR BEN BUNU BİLİRİM KARDEŞİM.

Brezilya'ya 1910 yılında göç eden Araplar Osmanlı pasaportu ileülkeye giriş yaptıkları için Brezilya'da yaşayan araplara Turko denilmekteymiş ve Brezilyalılar Türklerin de Arapça konuştuklarına inanıyorlarmış.

Güney Amerika'da Kara nehir ve Amazon nehri yanyana akmalarına rağmen birleşmiyorlarmış ve iki farklı nehir akış hızı, sıcaklık ve asitlik farklılıklarından dolayı yan yana karışmadan akıyormuş.

“Jüpiter gezegeninin katı bir yüzeyi yokmuş. Gezegenin yüzeyi hidrojen ve helyum gazlarından oluşmuş ve sadece gaz bulutu katmanlarından ibaretmiş.”

-Bilimadamlarina gore IQ'nuz ne kadar yuksekse o kadar cok ruya gorursunuz.
Ne kadar doğru acaba merak ettim doğrusu. :o

Sabah kalkınca neden elimizi yüzümüzü yıkamamız gerektiğini hiç düşündünüz mü? Sorunuzun cevabı bir hadis-i şerif ve bilimsel bir araştırmada saklı aslında.Hz. Muhammed’in (sas) uykudan uyandığımızda ellerimizi yıkamamız gerektiğine dâir tavsiyesi çok dikkat çekicidir. Bu hadîste Hz. Peygamber (sas), ellerimizin nerede sabahladığını bilemeyeceğimizi de ifade eder. Şöyleki vücudumuzun her bölgesinde bizim için fayda teşkil eden bazı bakteri grupları vardır. Bir bakteri grubu el derisi üzerinde faydalı ve oradaki mikropları yokedebilirken başka bir bölgede örneğin yüz bölgesinde zararlı bir duruma geçip hastalık yapabilir. Biz de gece farkında olmadan elimizi yüzümüze ya da başka bir vücut bölgesine sürdüğümüzde bakteri florasının yerini değiştirmiş olabiliriz. İşte bu yüzden faydalı bakteriyi zararlı duruma getirmemek için el ve yüz temizliğine dikat etmemiz gerektiği ve sabah kalkınca da el ve yüzün yıkanması gerektiği buyrulmaktadır.


-Bilimadamlarina gore IQ'nuz ne kadar yuksekse o kadar cok ruya gorursunuz.
Ne kadar doğru acaba merak ettim doğrusu. :o

Umarım sorunuza cevap verecek bir kardeşimiz çıkar. Ben de ilk defa duydum ve merak ettim açıkçası :)



İnsan iskeletindeki kemik sayısı çocuklukta 350'dir. Ergenlik döneminde bu sayı 206'ya düşer



Bir insan vücudunda her gün 300 milyar yeni hücre oluşmaktadır.



Regâib, arapça bir kelimedir ve "reğa-be" kökünden gelmektedir. "Reğa-be", kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Reğîb" kelimesi ise, "reğabe"'den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib" dir. Kelime olarak "Regâib"in aslı budur.


İnsan iskeletindeki kemik sayısı çocuklukta 350'dir. Ergenlik döneminde bu sayı 206'ya düşer


Çok ilginç. 'Kaybolan' kemikler hangileri aceba? Ve neden?

İlim bir nokta idi onu cahiller çoğalttı. Hz. Ali


Çok ilginç. 'Kaybolan' kemikler hangileri aceba? Ve neden?
bende merak ettim, yanıtı bilen yok mu?


Bilim ve Teknoloji

MollaCami.Com