Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sonyaz / Sonbahar

bununla beraber annenize tekrar rahmet diliyorum.dualarımızı gönderiyoruz..geçen yıl babamı kaybetmem le nasıl bir duygu içerisinde olduğunuzu biliyorum...yanlız,sizde biliyorsunuzki,arkalarından dua ların eksik olmadığı,bir ihvan bağıyla,diğer alemde huzur içerisinde olduklarından şüphemiz yok,kendi nefsime diyorum,tek arzum son nefes dahil İHVAN bağının kesilmemesi...baki selamlar...

Şahsımla alakalı kıymetli ve hoş değerlendirmeleriniz teveccühünüzdür.

Bir iki şey yazabildi isek bu da sizin gönül çeşmenizin çoşkusundan bizlerin de nasiplenmesiyledir.............SELAMLAR




- Bizim bu deneme yazımızı okuyan üye ve okurlarımızın, mutlaka bu mesajlara da bir göz atmaları lazım. Yoksa edebi zevk ve hazz adına çok şey kaçırmış olacaklarını hatırlatmak isterim.



alanyalısultan kardeşimizi zaten takdir ederekten yorumlarını okumaya çalışıyordum. Artık sizinde tavsiyeniz üzere daha bir sıkı takipcisi olacam inşaallah. Suheyla kardeşimize gelince her hâliyle bilgili olduğu yazı ve düşüncesiyle kendini ele veriyor. Sanırım sizin de teşviklerinizle kardeşlermizdeki cevherler ortaya çıkıyor. Saygılar..

Tekrar tekrar teşekkürler sevgili hak yolcusu, ihvan, alanya sultanı ve gulurana...

Her mesajınız ayrı güzellikte... Hiçbiri klişeleşmiş-kalıplaşmış cümleler değil, hepsi de ezber dışı, tamamen samimi, içten gönülden gelen temenniler. Sağolasınız.

Rabbim cümlemiz hakkında, ihvan rumuzlu kardeşimizin söylediği gibi, "son nefes dahil İHVAN bağının kesilmemesi..." niyazıyla...

Selamlar, dualar...

kıymetli hocam, hissiyatların yönü hep aynı kaynaklara dönük olduğu sürece teşbihler, yorumlar, latifeler de aynı ocakta işlenecektir. Bizler ve sizler gibi eli kalem tutanların hüsnü niyetleri, hüsnü renklerle resmetmeye çalışması, cümlelere aktarmaya çalışması malumunuz ki hem zor, hem de sancılı bir uğraş. Hakiki kelam sahibinin, rahle-i tedrisatından geçerek pişmek, hep, her zaman onun tellalı olmak, bu uğurda mecnunu olmak nasip olur inşallah. Verilmiş bir hediye ise bu özellikliğimiz, her daim onun rızasını kazanmak için kullanmak, en büyük emelimizdir.

Edebi zevkin habercisi olan yorumlarınız içinde ayrıca teşekkür ederim. Ve aynı dillerle okuyan, yazan, aynı hisleri kaleme alan, aynı nimetlerle hem hal olan gönül dostalarının değerli yorumlarından, paylaşımıma düşeni almaktır arzum, affınıza sığınarak. Bütün dostlara baki selamlar, baki dualar...


BİZ-HEPİMİZ
Yollar hep aynı yere varıyor. Ellerin ve duaların sahipleri uzanıyor aynı semaya. Kelimeler, sesler birlikte ulaşıyor gök kubbeye.
Yürüyenler, koşanlar, sürünenler, aynı diyarlarda uğraş veriyor, çırpınıyor. Ağlayışlar, sızlanışlar, aynı defterlerde toplanıyor. Kusurlar, hatalar, geçilen hudutlar aynı kalemlerle yazılıyor.
Sevgi ebedi muhabbetten besliyor kaynağını. Nefret, aşk aynı kazanda pişiyor. Bazen kinin, bazen de kara sevdanın acı tadını hissettiriyor.
Gönüller, iradeler aynı hamurdan yoğruluyor. Kiminde güzelliğin, kiminde de kokuşmuşluğun tarifi barınıyor. Balçık bu, çoğu zaman bataklığa dönüşüyor, asıl gayesinden fersah fersah uzaklaşıyor. Ya da varlık âleminin İrem bahçelerine çiçekler saçıyor. Yemiş oluyor, kelebeğine, böceğine, kuşuna, bülbülüne. Gözlerin şükrünü istiyor, yalvarırcasına.
Basireti taşıyanlar birlikte bakıyorlar, görmeleri gerekenlere. Takat bulanlar hikmetleri çözebiliyor gördüklerinden. Ya da göremiyorlar gizemleri, harflerdeki manaları. Acizler bir adım ötesini mırıldandıkları halde, her daim nefeslerini ve bakışlarını maziye kaptırıyor. Geçmişin dağlarına yaygaracı tırmanışlara yelteniyor, delinmesi gereken Nemrut’tan yollarını ayırıyorlar. Kimisi nurdan, kimisi nardan haleler görüyor.
Kalemler aynı kelimelerle yazıyor, aynı sayfalara. Tertemiz yaprakları anlamsızca karalıyor. Ya da peşine takıldığı sırları çözmeye, onlara ulaşmaya çalışıyor. “Kimim ben, Sen kimsin?” sorgusunu, cevaplandırmak ve huzurunu perçinlemek için, yine yollara düşüyor, dermansız, ayaksız ve susuz. Kimi yağmur yazıyor, kimi de kuraklık. Biri tohum atıyor, diğeri topluyor.
Diller, benzer gönüllerin, benzer zihinlerin ifade elbisesi oluyor. Biz kendimizce, öteki Macarca, beriki Arapça, oradaki İbranice, arkadaki Rumca sözcüklerimizi sonsuzluğa salıveriyoruz. Kargaşanın hükmü geçerli olmaya başlayınca, dil giysisini çıkarıyor, hallere giydiriyor lisanını. Aslında “şuur ve zişuur” aynı şeyleri anlatıyor.
Bütün kâinat hece hece okuyor aynı mushafları. İçlerinde hazineleri saklayan manaları keşfedemeseler de… Her birimiz kitaplar, suhuflar barındırdığımız okunmamış içlerimizde ve tonlarca ağırlığı bulan fasiküller biriktiriyoruz hayatlarımızda. Kendi kitaplarımızda kimimiz hüznü, sevgiyi, güzelliği, kimimizde gururu, nefreti ve su-i zanları okuyoruz.
Yollar hep aynı yere varıyor. Kimi buram buram esenlik, ferahlık dolu vadilere ulaşıyor. Kimide o vadilere varamadan, balta girmemiş ormanlarda, yollarda kaybolup gidiyor.
SÜHEYLA YILDIRIM

süheyle kardeşim seninde eline yüreğine sağlık maşallahın var çok güzel ifade etmişsin "BİZ-HEPİMİZ" diye başlayıp

"Yollar hep aynı yere varıyor. Kimi buram buram esenlik, ferahlık dolu vadilere ulaşıyor. Kimide o vadilere varamadan, balta girmemiş ormanlarda, yollarda kaybolup gidiyor. " deyip sözü bağlamışsın inan çok akıcı bir uslupla yazılmış bir yazı

sağolasın varolasın...

Hayranlıkla okdum suheyla Gerçekten yüreğinize sağlık, düşüncelerinize bereket.

hak yolcusu ve gulurana kardeşlerim, daha yeni göndermiştim. maşallah rabbim hızınızı yavaşlatmasın. sizin de hüsnü niyetlerinize, samimiyetinize ve temennilerinize sağlık. Böyle candan bir aile içinde olmaktan mutlu olduğumu ifade etmeyi bir borç biliyorum. tekrar teşekkür ederim. baki selamlar ve dualar.

Saygıdeğer hocam;

Siz, sonbaharı edebi, sosyolojik,yer yer uyarı ve önerileriniz ile kaleme almış,kıymetli kardeşlerimiz de değerli ve bir o kadar da kaliteli yorumları ile konuyu taçlandırmışlar.Rabbim hepinizin yüreğine bereket ve kaleminize kuvvet versin inşaallah...

Bendeniz bir edip değilim ve bunca güzel yorum üzerine daha ne söylenir,ya da söyleyeceklerim ne kadar etkili ve tatminkar olur bilemiyorum.Ancak mevzu sonbahar olunca nacizane ben de bir kaç kelam etmek isterim..Tabii ki yüreğimin yettiğince...

Sonbahar; İnsanı sigaya çeken bir mevsim.İnsanın nereden gelip nereye gittiğini,ilgilenmesi gereken bir ruhu olduğunu ve sık sık yüreğine dönüp bakması gerektiğini, zira hayatın oldukça kısa olduğunu hatırlatan bir mevsim..Yani insanı kendisi ile başbaşa bırakan bir mevsim sonbahar..

Sonbahar;Neredeyse her şairin şiirine konu olmuş,sonu hep hüzne çıkan bir mevsim..Her ne kadar biraz kırgınlık bıraksa da içimizde,sahibini asil kılan bir hüzün armağan ediyor farkedebilenlere sonbahar...

Ve sonhahar;Her haliyle insana ölüm ve ebediyeti resmeden bir temsil-i ilahi değilmidir? Bu sonbaharda şairin şu dizesi hiç düşmüyor dilimden:

''bakın ne diyorum,dünya
sekerek yürüyor,gözümden düştü ya.''

Sürç-ü lisan ettimse affola..Baki muhabbetle...

Adeta ana makaleyle yarışırcasına nefis/güzel mesajların sahibi değerli üyelerimiz süheyla, ona teşekkür eden hak yolcusu, gulurana ve son mesajın sahibi ahuzar'a teşekkür ediyorum. Selam ve dualarımla başarılarının devamını diliyorum.

sonbahar mı?

üzüntüden-gamdan başka nedir ki...
yaprakların her dökülmesinde uzayan yollar değil mi ki...
sonbahar insanı yüreğini sızlatan acı yağmurları değil midir ki...
her esen rüzgârda bir haber bir umut hissetmek degili midir kiii.

yanaklardan süzülan her damlada üşümek birine sığınmak değil midir sonbahar...
aşk mevsiminin yakıcı eriten sıcaklığından hüsrana dönüş değil midir...
acılarla geçen ömrün bir kısmı değil midir....
bir sonbaharda daha bir yavrunun anneciğini
kaybetmesi değil midir... sonbahar...??
yaşam mücedelesi vermek değil midir...

bir başka sonbahara kadar hayatta kalma mücadelesi...
bunun savaşını verme...
değili midir ki sonbahar, sağnak yağan yağmuraların altında
ıslak kaldırımlarda kalmak..
sonbahar her gün hayatını kaybeden....
onlarca.... değil midir kiii....
sonbahar bir sonun daha habercisi değil midir...
hazan mevsimi yaprak dökümü değil midir...

her dalından düşen yaprak gibi yavaş yavaş erimektir sonbahar...
belki bir ümit seneye aynı vakitler
yine yeşermek için belki sadece bir umuttur sonbahar...

sonbahar güz güllerindeki
dalından kopan gül yaprakçıklarıdır...
sonbahar...

acıların son sevide seyahat ettiği uzun ama kısa bir yoldur....
hayatın en acımasız mevsimidir sonbahar...


leyya

bu da benim naçizane görüşüm....
hepinizinki de çok güzeldi, herkese teşekkürler...

Teşekkürler sevgili leyya... Ellerine sağlık, duygu ve düşüncelerine bereket. Şiirin çok hoş çok güzeldi... Onun için afvına mağruren üzerinde, gözüme takılan noktalarda olabildiğince düzeltmelerde bulundum, ayrıca yeni bir düzen vermeye çalıştım.
Selamlar...

tşkkrlr...

Konuyu iki defa okudum fakat devamında ki yorumların takipçisi oldum diyebilirim.
Ne değerli kalemler varmış aramızda :)

Halis Hocam emeğinize, yüreğinize sağlık...
Diğer yorum yapan kardeşlerimizin de aynı şekilde emeğine ve de yüreğine sağlık...

Teşekkürler sevgili kardelen, selam ve dua ile...


Halis Ece

MollaCami.Com