Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Taşlardaki Geometri

Taşlardaki Geometri
Jeo. Müh. Nevzat BAYHAN



Mineraller, belli kimyevi terkibi ve muntazam atomik yapısı olan homojen ve ekseriyetle katı cisimlerdir. Canlı organizmadaki hücre gibi, tabiatta mineral, en küçük yapıyı meydana getirir. Mineraller yan yana gelerek kayaları, kayalar dağlan, dağlar da kıtaları teşkil ederler. Tabiatta 2000 çeşit mineral bilinmektedir. Ancak bunlardan çok azı kayaç yapısında bulunmakta (12–15), bir kısmı maden yataklarını meydana getirirken, büyük kısmı arz kabuğunda ve manto İçinde dağılmış durumdadır.

Mineraller, bazan yalnız bir metalden meydana gelmiş olabilirler. Altın (Au), bakır (Cu), arsenik (As) gibi. Fakat bunların büyük bir kısmı basit gördüğümüz elementlerin birleşmesiyle ortaya çıkarlar. Kuvars (SiO2), kayatuzu (NaCl), pirit (FeS2) gibi.

Endüstride kullanılan ve ekonomik değere haiz olan minerallere cevher mineralleri denir. Krom cevheri, kalay cevheri gibi.

Minerallerden civa ve su gibi bir kaçı sıvı halde, silis camı ve opal gibi bazıları amorf (şekilsiz), büyük çoğunluğu ise kristal şeklindedir.

Kristaller, düzgün satıhlarla çevrilmiş geometrik şekillere ve muntazam peryodik olarak sıralanmış düzenli atomik yapılara (strüktürlere) sahiptirler. Asıl hususiyetleri, intizamlı bir iç yapı göstermeleridir.

Gerek makro gerek mikro ve gerekse de normo âlem dikkatle incelendiğinde bir kudret ve hikmet elinin
Her kristal gibi Kuvars kristali de bazen çok güç, bazen de bir insan büyüklüğünde 300–400 kg. ağırlığında olabilir. Kristallerin bu şekilde açıları değişmeksizin büyüyüp küçülmesi oldukça düşündürücü bir husustur.
varlığı hemen anlaşılmaktadır. Taş misâli cansız ve basit gibi görünen daha nice varlık "detaylı" olarak incelendiğinde bu Yüce Elin, varlıkları belli ölçülerle bir gergef gibi işlediği güzler önüne serilmektedir. Alelâde çizimi bile teknik ressamları günlerce uğraştıran atomik yapısıyla akıllara durgunluk veren bu muazzam şekiller, bir tesadüf mahsulü olmadıklarını düşünen kafalara haykırmaktadırlar.

Kristallerin dış, şekillerini meydana getiren satıhlar, rastgele yanyana dizilmiş şeyler değillerdir. Bunların sıralanışı, birbirleriyle olan, münasebetleri ve kristal eksenleri ile olan bağlantıları, mineralin atomik yapısına uygun bir şekilde, belirli prensip ve kanunlara göre gerçekleşir.

Bunlardan birisi "Açıların Sabitliği Kanunu" dur. Kristallerde yüzler arasındaki açılar daima sabittir. Bir kristalin belirli bir büyüklüğü yoktur. Çünkü soğuma hâdisesi ne kadar yavaş olursa kristaller de o nisbette büyük olur. Meselâ kuvars kristali, bazan çok küçük olabileceği gibi, bazan da Tirol, Sen Gotar ve Madagaskar'da bulunan misâller gibi bir insan büyüklüğünde ve 300–400 kg ağırlığında olabilir. Kristallerin bu şekilde büyümeleri, yavaş soğuma neticesi olarak satıhların üzerine kristali teşkil eden maddeden, paralel birçok tabakanın ilâvesinden ileri gelir. Bu durum bir duvarcının tuğlalarla duvar inşa etmesine benzetilebilir. Binaenaleyh, aynı mineralin kristalleri arasında, büyüklük ve görünüş bakımından fark bulunabildiği halde, satıhların meydana getirdiği açılar tamamen birbirinin aynısıdır. Bu Çin'de de aynıdır. Ay'da da aynıdır. Afrika'da da aynıdır.

İlk defa 1783 senesinde Rome de Lisle tarafından ortaya atılan bu kanun asırlarca önce, herşeyin bir mizanla meydana getirildiğini, bütün varlıkların hesaplı olarak yaratıldığını beyan eden büyük Kâinat Kitabı'nda ortaya konulmuştu (Rahman/7).

Bir kristal sathının, kristal içindeki durumu, onun kristal desenleriyle olan bağlantısı ile belirlenir. Eksenleri kesen bir sathın onlar üzerinde ayırmış olduğu birim uzunluklara parametre ve bunlar arasındaki nisbete de "Parametre nisbeti" denir. Bu nisbet herbir kristal için sabittir. Bu da kristalin en esaslı hususiyetlerindendir. Gâyesiz ve plânsız yaratılan hiç bir canlı olmadığı gibi, cansız bir mineralin dahi ölçüsüz olmadığını, yaratıkların sahibini görmeyip onların var oluşunu tesadüflere vermenin ne kadar ilim dışı bir anlayış olduğunu, ilmi tesbitler açık bir şekilde İnsanlığın gözleri önüne sermektedir.

paylaşım için teşekkürler emeğine sağlık...


Bilimsel makaleler

MollaCami.Com