Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Dünyanın En Derin Sondajı

Dünyanın En Derin Sondajı

Jeo. Müh. Nevzat BAYHAN

Süleyman Aydın

Mısır'a hayat veren Nil Kamer Dağı'ndan çıktığı gibi Dicle'nin mühim bir kolu da Van sınırları içinde bir kayanın mağarasından çıkmaktadır. Fırat'ın da mühim bir kolu Diyadin taraflarında bir dağın eteklerinden çıkmaktadır.

Dağların aslının sıvı bir maddenin katılaşmasıyla meydana gelen taslar olduğu fennen sabittir.

Kainat Kitabı'nın sahifelerine nüfuz etmemize yardımcı olan teknoloji, Yaratıcı'nın azamet ve kudretini daha bariz bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu teknoloji üstünlüklerinden biri de Kola sondajı olarak adlandırılan süper sondaj çalışmasıdır.

Bu sondaja yerkabuğunun derinliklerinde araştırmalar yapmak üzere, Sovyetler Birliğinin kuzey kutbuna yakın Murmansk bölgesinde, Kola yarımadasının 250 km. kuzeyindeki yaşlı çorak topraklarıyla meşhur Baltık kalkanı üzerinde, 1970 yılında başlandı.

Kola sondajının bize kazandırdığı ilk bilgi, kıta kabuğunun derin yapısı ve 4,5 milyar yıllık jeolojik tarih boyunca kıta kabuğuna bugünkü şekli veren kuvvetlerin anlaşılması olmuştur. Sondaj sırasında alınan arz numunelerinden yaklaşık 30.000 m. derinliğin sadece 15.000 metresi hakkında bilgi elde edilmiştir. Sismik dalgaların hızı, peyk ve uçaklarla elde edilen bilgilerin hepsi, derinliklerdeki hazinelerin çok daha büyük çalışma ve gayreti gerektireceğini bildirmektedir.

Arzın derinliklerini doğrudan müşahede etmek çok zordur. Şu anda oralara doğru ilerleyen sondajın ne getireceği oldukça merak edilmektedir. Kola sondajı, Proterozoik (1) kayaları geçip Arkeen (2) kayasına ulaştı. Ve burada arz kabuğunun şekillenmesinde rol oynayan kayaların birbirine dönüşmesine ait birçok devri-daimin varlığı ortaya çıkarıldı. Kola sondajı ile, ilk oluşan arz kabuğunun terkibini tayin etmek de mümkün oldu. Ayrıca kızgın kayanın (mağmanın hemen üzerindeki fazla ısılı kaya) granite nazaran kuvars yönünden daha fakir olduğu ispatlandı.

Kola sondajının ana hedefi granitin üstkabuk boyunca ilerleyip bazaltik terkibin taban kayasına uzanmaktı. Sondaj, dağınık metamorfik kayanın aşağısına ulaşma yerine, ilk önce 4500 m. deki kuşak boyunca ilerledi. Burada sıcak ve son derece mineralize olmuş suyun bol miktarda akışı ile karşılaştı. Bu oldukça büyük bir sürprizdi. Bu su, kristalli kayanın bileşenlerine ayrılmasıyla ortaya çıkar. Metamorfizma sırasında, kayalar bileşenlerine ayrılmaya ve tekrar birleşmeye maruz kaldıklarında, bu su açığa çıkmakta ve madenlerin meydana gelmesinde, esas rolü oynamaktadır. Su, aynı zamanda iyi nüfuz etme hususiyeti ile kabukta daha fazla mineral depolanmasını sağlar. Her şeyde olduğu gibi burada da azami tasarruf prensibinin hakim olduğu görülmektedir. Derinliklerde bu mineralize suya bolca rastlanması burada oldukça büyük rezervlere sahip maden yataklarının varlığına işaretdir. Ayrıca canlılarda olduğu gibi, kayaları oluşturan minerallerin de esasının su olduğunu göstermektedir. Derinlikle artan minerallerin meydana getirdiği bu maden yatakları, oralara uzanacak teknolojiyi beklemektedir. Modern teknolojinin günümüzde ancak keşfedebildiği bu hususlar, 14 asır önce Efendimizin Yüce Beyanında "Rızkınızı arzın derinliklerinde arayın." (Taberani - Mu'cemul Evsat Feyzul kadir Cilt 1/541-942) beyanında dikkat çekiliyordu.




Biz yerkabuğunun yapısını daha iyi anlayabilirsek, bugün ulaşılabilen derinliklerin çok daha aşağısındaki maden rezervlerini, petrol ve gaz bölgelerini tespit etmiş ve onları istifademize sunan Sonsuz İkram Sahibini de daha yakından tanımış oluruz.

Kola sondajı tarafından keşfedilen arz tarihi aşağıdan yukarıya doğru okunmalıdır. 12.000 - 6842 m. arası Arkeen kompleksinde, ilk granitlerin değişiminden kaynaklanan kalın sedimenter tabakaların birikimi müşahede edildi. Demir ve titan bakımından zengin olan bu granitler magnetit ve ilmenit madenlerinin çokluğuna delildir. Bu madenler 8711 metre derinlikteki kayaların % 40-50'sini teşkil etmektedir. İkinci safhada kayaların 750-900 °C sıcaklık ve 5000-11000 atmosfer basınçta ultrametamorfizmaya (çok aşırı başkalaşma) maruz kaldıkları tesbit edildi. Jeologlar bu bilgilerle arz tarihini yeniden yazacaklardır. Çünkü kayalar sıcaklık ve basıncı son derece hassas gösteren kayıtlardır. Maden numuneleri satıhtan 4500 metreye kadar kayanın % 4'ünde sabit kalan, kimyevî olarak bağlı suyun miktarını bildirir. Derinlere indikçe, su miktarı % 2,1'e düşerken, gözeneklilik 3-4 kere daha fazla artış gösterir. Böylece satha yakın kayaların derinliklere nazaran daha çok su ihtiva ettiği anlaşıldı. Buna paralel olarak su miktarı nispeten derinlikte azalmaktadır. 9000 metrede, sismik dalgaların hız farkıyla bu zon (kuşak), birbirinden ayrılır. Daha önce bazaltik kayalarla granitik kayalar arasında zannedilen Conrad süreksizliğinin (3) bu zonda olduğu tesbit edildi. Bunun, sismik dalgaların yansıması, kıta kabuğundaki su devri-daimi ve satıh altındaki hidrosferin yapısı hakkındaki fikirleri tam olarak değiştirmesi beklenmektedir. Bu metrelerdeki çatlak sularının bakır, nikel, demir, çinko ve kobalt sülfürleriyle sıvanması ve bu minerallerin manto menşeli olduklarını ortaya çıkardı. Diğer bir husus da Baltık kalkanı gibi tektonik bakımdan sakin bir bölgede sıcaklığın derinlikle yavaş olarak artması ve 7000 m.de 50 °C'ye ulaşması (10.000 m.de 100 °C'a ulaşacağı düşünülmekteydi.). Gerçekte ölçülen sıcaklık gradyanı sadece 3000 metreden aşağıya kadar geçerli olan ve her 100 m.de 1 °C artması gerekene uydu. 3000 m.den itibaren sıcaklık her yüz metrede 2.5 °C arttı. 10.000 m.de 180 °C'ye ulaştı. Isının da mantonun aşağısından geldiği kesinlik kazandı. Dolayısıyla Kola sondajının jeolojik tarihin yeniden yazılması gerektiğini ortaya koymanın yanında daha nice sürprizleri de umumî efkara sunacağı beklenmektedir.

Pozitif ilim adına yapılacak her objektif çalışma kainatın her zerresinde tecelli eden Sonsuz Kuvvet Sahibini insanlığa arzetmiş olmaktadır. Bu gibi çalışmaları candan destekliyor, gelecekte kendi baharımızın aydın ikliminde bunların daha mükemmellerinin insanlığın hizmetine sunulmasını temenni ediyoruz.

___________________

1. Proterozoik: 600 milyon ile 2,8 milyon yılları arasındaki jeolojik devir.
2. Arkeen: 2,7 milyar yıldan daha yaşlı olan jeolojik zamana ait birimler
3. Conrad süreksizliği: Granitik ve Bazaltik kayalar arasında sismik dalgaların ani hız değişmeleriyle belirlenen süreksizlik.

paylaşım için teşekkürler emeğine sağlık...


Bilimsel makaleler

MollaCami.Com