Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ney Olup Ağlamaktır En Güzel Duamız...



Dinle neyden ki hikâye etmede,
Hep ayrılıktan şikayet etmede

Mevlânâ'nın mesel dünyasında, ney insanı temsil eder.
İnsan da, tıpkı ney gibi, içinde nefes saklamaktadır.
İnsanın her sözü, bir özleyişin ve bir ayrılığın ifadesidir.
İnsanın iç çekişleri, aslından ayrı olmanın hüznünü, yuvadan uzak olmanın sancısını yansıtır.

Kamışlıktan kopardıklarından beri beni,
Feryadım ağlatır her kadını ve erkeği.

Kamışlık neyin anayurdu ve evidir. İnsan da tıpkı ney gibi cennetten, yani yuvasından ayrılmıştır.
Kalbinin ebedî muhabbetle doyduğu cennetten dünya gurbetine sürülmüştür.
İnsan kalbi, tıpkı ney gibi,
fena ve zevvalin, ayrılık ve yokluğun yaşandığı bu dünyada,
inceden inceye feryad etmektedir. İnsan ruhu olması gereken yerde değildir;
geçmişe ait hüzünler ve geleceğe ait kaygılar,
aslında hep bu uzaklığın sözsüz ve sessiz ağlayışından ibarettir.

Ayrılık parça parça eyledi sinemi,
Anlaşılır eyleyeyim diye aşk derdini.

İnsan duyguları göğsünde açılan yaralar gibidir.
Tıpkı neyin göğsündeki deliklere benzer duygular.
İnsana üflenen ruh da, bu deliklerle ifade eder kendini.
Evden uzak kalmanın derdi, Ebedî Sevgili'den ayrı düşmenin sızısı,
insanın kalbinden dışa doğru açılan duygularla sese gelir, söze dökülür.


Her kim ki, aslından uzak ve ayrı kalırsa,
Kavuşma zamanını bekler durur ya.

İnsan,
En Sevgili'den uzak olup asıl yurdundan ayrı kaldıkça, kalbi hep bir buluşmanın ardı sıra koşar.
Kalbi gurbete razı olmaz, ruhu ayrılığa dayanamaz.
Dünyaya razı değildir; sevince ebediyen sevecekmiş gibi sever insan.
Sevdiğini, hiç ölmeyecekmiş farzedip öyle sever.
Sınırlı bir zamanda sevmek, ölünceye kadar sevmek insan kalbinin işi değildir.
Ölümlü dünyada her aşk yarım kalmıştır, belki hiç başlamamıştır insan için.
Bir başka yerde, hiç ayrılmamak üzere kavuşacağı zamanı bekler durur.
Çünkü onun yurdu burada değil ötelerdedir.

Ben ki her cemiyetin ağlayanıyım,
İyilerin de kötülerin de yârânıyım.

İnsan, dünyada tamamlanmamışlık hissiyle yaşar, her daim eksiği vardır.
Eksikliğini çektiği şeyler sayısınca özlemleri vardır.
Erişmek istediği ufuklar kadar geniş idealleri vardır.
Her nerede olursa olsun ağlar haldedir insan.
İyiler de kötüler de aynı hal içredirler ki, hepsine sırdaştır neyin ağlayışı.

Herkes kendince bana dost olmaya bakar,
Sohbetimden sırlar öğrenmeye yol arar.

Her insan, adını ne koyarsa koysun, bu derin ayrılığın sancısını çeker.
Dile gelen her şikayet, kalbe düşen her hüzün, bu ayrılıktan kaynaklanır.
Ayrılığın farkına varmayacak denli gafil olanlar da, ayrılığı inkâr edip bu dünyaya razı olanlar da,
başlarını kalplerini bu ayrılık sızısından kurtaramazlar.
İnsanlığın temel acıları değişmez; ama bu acıların sırrı da herkese açık değildir.

Sırrım ağlayışımdan uzak değil gerçi,
Ancak her göz ve kulağa âşinâ değil ki.

Aşkın sırrı, ötelere aşina olanların kârıdır.
Gördüğünü gördüğünden ibaret bilen,
duyduğunu duyduğundan ibaret bilen gözler ve kulaklar öteleri görmeye hazır değildir.
İnsanın ağlayışının sırrını, insanın tamamlanmamışlığının hikmetini,
ancak gördüğüne razı olmayan gözler görebilir, duyduğundan ötesini duymak isteyen kulaklar işitir.
Feryat herkesin kulağına erişiyor, ağlamanın göz yaşı herkesin gözüne değiyor ama
sır gözün gördüğünden ve kulağın duyduğundan ötededir.

Can ile ten gizli değil birbirinden,
Lâkin canı görmeye izin yok tenden.

Bu âlem ruh ile cesedin birlikte olduğu, mânâ ile maddenin eş olduğu bir âlemdir.
Görünmeyen gayb âlemi görünen şehadet âlemine komşudur.
Ancak alemdeki her şeyi bir başkasını gösterir bir harf olarak görmeyen için gaybı görmeye izin yoktur.
Oysa, görünen alem görünmeyene şahit olmak için yaratılmıştır.
Ancak tende kalıp canı aramayan, görünen alemin şahitliğine perde olmaktadır.

Neyin sadâsı ateştir hava sanma,
Kimde bu ateş yoksa yazık ona.

Ney, ayrılığın acısını seslendirmededir; o halde ona söylettiren hava değil ayrılığın ateşidir.
Bu ateş olmasaydı, ney böylesine ağlamazdı.
Gurbette olduğunu farketmeyen için de ayrılık ateşi diye bir şey yoktur;
sılayı özlemeyenin sesi sedâsı çıkmaz.
Sevgili'den ayrılık derdi olmayanın diline yakarış değmez.
Sürgün olduğunu bilmeyen ateşsiz ve heyecansızdır;
onun dudağına aşkın sözü erişmez, onun kalbine aşkın ateşi düşmez.

Neyin tesiri aşk ateşinden,
Şarabın hâli aşk cilvesinden.

Şarab, yaratılışı temsil eder Mevlânâ'nın mesel dünyasında.
Serap gibi aldatıcı değildir şarab.
Yokluk acısı serap gibi ümitsiz bir acı verir.
Varlık ise, Sevgili'ye yakınlığı haber veren ümit dolu bir hüzün verir.
Zaten bütün bir alemin coşkusu, zerre zerre hareket etmesi de,
Sevgili'ye erişmenin, O'na dönmenin cilvesindendir.
O'ndan gelip O'na gitmenin heyecanıdır kâinatı velveleye veren.
İnsana bu heyecandan daha fazlası düşmüştür;
onun kalbinde aşkın heyecanından fazlası, yani aşkın ateşi vardır.
Cilveyi besleyen ateştir, hareketi sağlayan ateştir.

Yârden ayrılmışın derdiyle dertlendi ney,
Kavuşmanın önündeki perdeleri parçaladı ney.

Ayrılık derdinin kendisi, kavuşmanın devasıdır.
Çünkü aramadıkça bulunmaz.
Bizi dertsiz eyleyen her türlü rahatlık, bize ayrılığın acısını unutturan her türlü gaflet, asıl derdimizdir bizim.
Ağlayışımız ve yakarışımız, özlemlerimiz ve arzularımız yaramıza devadır.
Derdimiz devamınızın kendisidir.
Dertsizliğimiz en büyük derdimizdir.
Neyin ayrılık derdiyle dertlenmesi,
Sevgili'yi gizleyen perdeleri yırtıp parçalıyor;
duamızı dillendirdiğimiz anda gözümüze ve gönlümüze pencereler açılıyor.

Ney gibi zehir ve tiryak olamaz,
Ney gibi dost ve müştak olamaz.

İnsanın ney gibi ağlayışı ve inleyişi,
görünüşte bir zehirdir ama çareye yasak kelimeürdüğü için en güzel ilaç ve tiryaktır.
Neyin inleyişine benzeyen dualarımız ve yakarışlarımız sayesinde Sevgili'nin yoluna düşeriz ki,
yakarışlarımızın ne kadar dost ve müştak olduğunu gösterir.

Ney kana bulanmış yoldan söz açar,
Mecnun'un kıssasını anlatıp açıklar.

Neyin sızısı kanlı gözyaşlarına konu olmuş bir aşk yolunun habercisidir.
İnsan da, Sevgili'ye ulaşmak için kanlı gözyaşlarını dökmelidir.
Mecnun gibi, Leylâ'nın yolunda çöllere düşüp, başka her şeyi yok bilmedikçe,
bu aşkın hakkını vermiş olamayız.
Şükür ki, bize düşen Leylâ değildir sadece.
Leylâ'dan Mevlâ'ya yol vardır ki,
Mevlâ'ya yasak kelimeüren Leylâ'lar da bizim çölümüzdür.
Bu yüzden, Mecnun'dan çok daha fazlası beklenir
Mevlâ'nın yoluna düşmüş olandan.

Leylâ'ların hepsine 'Lâ ilâhe' demeli ki, Mevlâ için 'İllallah' diyebilsin.


Senai Demirci

Ney sesini duyup da hislenmeyen varmıdır ki..
teşekkür ederiz :)

Paylaşıma olan ilginiz için ben teşekkür ederim kardeşim :)

Arama yaparken çıktı :) İyiki de çıktı.

ALLAH(c.c) razı oLsun,çok ßeğendiğim güzeL ßir payLaşım...

Allah razı olsun kardeşlik

Demek ki,önce yanmak gerek ve göğüs kafesinde çırpınan ruhun feryadını ney misali dokunaklı ama muhatabını yormadan dillendirmeli imiş En Sevgili yolunda...

Bu manidar paylaşım için Sadık Dost kardeşim öncelikle size ve farketmeme vesile olan Şifaotu kardeşime şükranlarımı sunuyorum... ;)

Allah sizlerden de razı olsun kardeşlerim, konuya olan ilginiz için teşekkür ederim ;)

Yürekteki yangına ateş gerek,
Mecnun gibi leylayı bulmak gerek
Her dem kedere bulanmayana bu yürek ne gerek
Yunus gibi , Mevlana gibi, ateşlerde küllenmek gerek
İşte sevda masalı
Yârimden ayrıldım ayrılalı
İçindeki ateşi ayrılıktan bilmek gerek
Her derdi ilaç bil ama dert ilaçtan ayrı değil
Bu sevda masalına dayanmak hiç te kolay değil
Aramayana bilmeyene hayal ama CAN, CANANdan ayrı değil
Toprağa gömün beni, CAN taze olacak değil,
Ateşlere koyun beni, pişmek tamam da korlara dayanmak kolay değil
Yâr istedi, ayrı koyun beni ama kavuşmak uzak degil

Rabbim Tek tesellim Cemalini seyretmek, ama gölge aslından ayrı değil
Tuzaklara kanma gönül, yürek sancısı aynı değil.
Nokta.(bitmeyecek söz yoksa)


BİR ÂTEŞTİR, YEL DEĞİLDİR, NEY SESİ
KİM ÂTEŞSİZDİR, YOK OLSUN BÖYLESİ

SEVGİDEN AĞLAR EĞER AĞLARSA NEY
SEVGİDEN ÇAĞLAR EĞER ÇAĞLARSA MEY


NEY O ŞEYDİR: PERDE YIRTIP PERDESİ
DOST EDİNMİŞ DOSTA HASRET HERKESİ

HEM DEVÂDIR NEY DENEN ŞEY HEM ZEHîR
BİR BULUNMAZ ARKADAŞTIR, HEM FİKR



ANLATIR NEY, AŞK-I MECNÛN’UN NEDİR
KANLI BİR YOLDAN HABER VERMEKTEDİR

MÜŞTERİ ANCAK KULAK; SÖZ SATSA DİL
ANCAK ÂŞIK AKLA MAHREM, BÖYLE BİL

DERDİMİZDEN GÜN ZAMANSIZ DOLMADA
HER YANIŞ BİR GÜNLE YOLDAŞ OLMADA


Ney sesini duyup da hislenmeyen varmıdır ki..
teşekkür ederiz :)

çok güzelmiş .......

Ehl-i dünya dünyada
Ehl-i ukbâ (Ahireti isteyenler)ukbâda,
Her biri br sevdada
Bana Allah'im gerek

bu söz de çok güzelmş Bana Bir ALLAH'ım gerek


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com