Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


>TESBİH >



Tesbih, İslâm dini başta olmak üzere hemen hemen tüm dinlerde bir zikir aracı olarak kullanılmıştır. Fakat tarih boyunce müslümanlar, inanç dünyalarının bütün yapı, araç ve gereçleri gibi tesbihlere de iç dünyalarındaki zerafeti yansıtmışlar ve fevkalade güzel eserler meydana getirmişlerdir.

Tesbihin tarihinin çok eskilere dayandığını biliyoruz. Peygamberimiz zamanında taşların, hurma çekirdeklerinin bu amaçla kullanıldığını Sahabilerden Sa’d b. Ebi Vakkas (R.A.) bize bildiriyor.
Tesbih yapımında sanat ve zerafet Osmanlı döneminde zirveye ulaşır. Bu dönemde İstanbulda yapılan tesbihlerin ünü her tarafa yayılmıştı. İslâm dünyasının çeşitli bölgelerinden Kapalıçarşı’ya tesbih almak için gelenler olduğu kaynaklarda belirtiliyor.

Tesbihler, yapıldıkları malzemelere göre üçe ayrılıyor: Madeni, organik ve haşebî tesbihler. Günümüzün plastik tesbihleri, herhangi bir sanat değeri taşımadıkları için dördüncü tür olarak değerlendirilmiyor.

Madeni tesbihler, akik, altın, gümüş, kehribar, oltu taşı gibi malzemelerden yapılagelmiştir. Matkabın ve tornanın olmadığı devirlerde sert madeni taneye şekil vermek, delik açmak, tanelerin eşit büyüklükte olmasını sağlamak büyük hüner isteyen bir işti.

Organik tesbihler, hayvanların kabuk, kemik, boynuz ve dişlerinden yapılır. Fildişi, sedef, mercan, deniz kaplumbağası kabuğu, sıkça kullanılan malzeme örnekleridir. Özellikle deniz kaplumbağasının kabuğundan yapılan saydam görünüşlü tesbihin seyrine doyum olmaz.

Haşebî tesbihlerse, sert, hoş kokulu ve elyafı güzel gözüken ağaçlardan yapılmışlardır. Eskilerden kalan haşebî tesbihlerin durak, imame ve kamçılarında çok zarif işçilik görülür. Bu tesbihlerin yapımında abanoz, gül, kuka, sandal, zeytin, ken ağacı gibi ağaçlar kullanılmıştır. Güzel kokulu olanlar, çekilmedikleri zamanlar kapalı madeni kaplarda korunurlardı.

Tesbihler, tane, durak, imame ve kamçı olmak üzere dört bölümden oluşur. Tesbihin kalitesini belirleyen çeşitli özellikleri vardır. Bunlar;

Tanelerin hepsinin eşit büyüklükte olması,

Deliklerin çok ince konik olması ve tam merkezden açılmış bulunması,

İmame boyunun dört tane boyunda olması,

Doksandokuzluk tesbihlerdeki durakların iki tane uzunluğunda olmasıdır.

Osmanlı döneminde, herbiri bir sanat şaheseri olan tesbihler yapan ustalar bulunmaktaydı. Günümüzde bu sanatı devam ettirmek isteyen ustalar, daha gelişmiş tezgahlarda daha çabuk üretim imkanına sahipler.

Bugün koleksiyoncuların elinde, birbirinden güzel ve zarif, binbir güçlük ve özenle yapılmış çok sayıda tesbih örnekleri bulunuyor. Geleneksel sanatlarımızın muhafazası adına bunların korunması elbette önemli. Ancak ister sanat değeri taşısın olsun, ister plastikten yapılmış olsun, esas olan tesbihin amacına uygun kullanılması. Yapılış gayesine hizmet etmeyen ürün, ne kadar kıymetli, ne kadar orijinal olursa olsun, gerçek değerine hiç bir zaman ulaşamayacaktır.

Herşeyin olduğu gibi tesbih kullanmanında bir usül ve adabı olmalı değil mi?

Paylaşımınız için Teşekkürler...
Allah Razı olsun...


Paylaşımınız için Teşekkürler...
Allah Razı olsun...

tesbihe benimde özel ilgim var.....
kuka yı severim...sanırım listede yok...
hediye konusunda çok düşünenlere tavsiyemdir...
bence süper bi hediye..... :)


tesbihe benimde özel ilgim var.....
kuka yı severim...sanırım listede yok...
hediye konusunda çok düşünenlere tavsiyemdir...
bence süper bi hediye..... :)



çok güzel bir fikir tesbih Allah'ı zikretmede vesile olmuş oluruz diymi ;)

Emeğinize sağlık cepni kardeşim. Bilgiler için teşekkürler. Ayrıca güzel tavsiyeniz için size de teşekkür ederim. :)

ben çevreme Allah kabul etsin çok tesbih hediye ettim...bi ara hızımızı alamadık zikirmatiklere kadar gitmiştik...bereket çabuk döndük ;D ;D


Serbest Kürsü

MollaCami.Com