Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Evde Kalan Erkekler, Evde Kalan Kızlar ve Eriyen Pamuk Helva

Evde kalan erkekler, evde kalan kızlar ve eriyen pamuk helva



İş bulmak mı zor, evlenmek mi? ÖSS’yi kazanmak mı zor, evlenmek mi?


Eş bulmak zor olduğu gibi, evliliği sürdürmek de meşakkatli ve yorucu…

Liseyi bitir, iş bul, askere git…

Üniversiteyi bitir, iş bul, sonra da eş bul… Sonra da askerliği çocuk büyürken yap.

Bayanlar:
18 yaş: Evlenmeyi düşünmüyorum.
20: Daha erken.
24: Acaba evlensem mi artık?
26: Eyvah anne evde mi kalıyorum?

Erkekler evlenmeyi ancak 25-26’sından sonra düşünebiliyor. 30’una kadar da taksit ödüyor! Kadınların çoğu artık 25-30’lu yaşlarda anne oluyor. Artık birkaç çocuk istemek için fazla zaman yok, acele etmek lazım.

30’undan sonra hassasiyetler artıyor, mazeretler çoğalıyor. Sanki çok seçenek varmış gibi beğenmemezlik duygusu tavan yapıyor.

Giderek “Olmazsa ayrılırız!” gibi garip bir düşünce gençlerde ağır basıyor. Sanki evlilik anlaşılamayınca otobandan ilk çıkılan yol ayrımı?

Ev kurma masrafları ürkütücü belki, aday bulunduktan sonraki sıkıntılarsa caydırıcı. Bir de evlenmekten korkanlar, “Ben yapamam” diyenler var. Sorumlulukları kaldıramayanlar, evliliği de kaldıramıyor.

“Seviyorum!” diyerek bunalım takılanlar, sevdiğini hiç söyleyemeyip kalbine gömüp unutanlar, sevmeden “evet” diyenler, “kabul etsin yeter ki”ye razı olanlar, evliliği ticari birliktelik gibi görenler… Sonuçta iki ayrı dünyanın bir evde tek devlete dönüşemeyişine tanık oluyoruz.

Erkeklerin de, bayanların da evde kalma yaşı giderek yükseliyor. Yaş yükseldikçe huy ve karakterler eğilip-bükülemez bir hâl alıyor.Vazgeçilmezler arttıkça, ayrılıklar da artıyor. “Ben ve sen” “biz” olamayınca, durum “birliktelik” düzeyinden öteye geçemiyor.

Evde kalmışların evlilikleri de yılların alışkanlıklarından vazgeçme işkencesine dönüşebiliyor. Dayatmalar, olmazsa olmazlar, sen ve benler uçuşabiliyor odaların arasında. “Fedakârlık, neden olmasın, senin için yaparım aşkım” yılların getirdiği egoya yenik düşüyor. Sonra ne kadar gizli saklı defter varsa “sen böyle yapmıştın, senin ailen zaten şöyle…” ateş gibi sözler akıtılıyor evliliğin üzerine. Evlilik bir pamuk helvaysa böylece eriyip gidiyor. Sevginin üzeri yapış-yapış bir hal alıyor. Artık ne zevki ne neşesi kalıyor evin. Sonuç: Ayrılık ve hüzünle birlikte ortada kalan çocuklar.


SERHAT ŞEFTALİ

tesekkürler tecrübelerime dayanarak :D

Rabbim hérkés için hayırlısını vérsin :)

evlilik karpuz gibidir,bu benim benzetmem,

dışardan tık tıklarsın

aaa iyii dersin,

eve getirirsin,kesersin bi bakarsın kelek,

veya içi kan kırmızı ama tadı yok,

bazen de küçük bitane alırsın,dersinki amaaan yeter nolcakki büyücek alcazda!

bi kesersin kan kırmızı tatlımı tatlı,

bazende ver ordan bitane dersin,

bakarsın görünüm iyi değil içi şerbet,

yani ....yani işte .................


evlilik karpuz gibidir,bu benim benzetmem,
dışardan tık tıklarsın
aaa iyii dersin,
eve getirirsin,kesersin bi bakarsın kelek,
veya içi kan kırmızı ama tadı yok,
bazen de küçük bitane alırsın,dersinki amaaan yeter nolcakki büyücek alcazda!
bi kesersin kan kırmızı tatlımı tatlı,
bazende ver ordan bitane dersin,
bakarsın görünüm iyi değil içi şerbet,
yani ....yani işte .................


cepni güzel benzetme ;) :) ;)

:)

teşekkürler

güzelmiş emeklerinize sağlık :D


Rabbim hérkés için hayırlısını vérsin :)


amiin.

Amin...

İlginize ben teşekkür ederim...


güzelmiş emeklerinize sağlık :D

Gözlerine sağlık...

teşkler kardeşim.RABBİM herkesi hayırlı insanlarla hayırlı zamanda karsılastırsın inş.

Amin...

İlginize ben teşekkür ederim...

Cenab-ı Hak tüm kardeşlerimi hayırlı insanlarla karşılaştırsın inşallah.yazılanlara maalesef katılmamak elde degil.


güzelmiş emeklerinize sağlık :D

Amin...

İlginize ben teşekkür ederim...


Serbest Kürsü

MollaCami.Com