Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Rasûlullâha tâbi olmak,

Rasûlullâha tâbi olmak, 28 Safer 1431 (12 Şubat 2010)

بانَدْعُو ستعيذ الله : يَوْمَ كُلَّ أُنَاسٍ بِإِمَامِهِمْ فَمَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ فَأُولَئِكَ يَقْرَءُونَ كِتَابَهُمْ وَلَا يُظْلَمُونَ فَتِيلًا
قال رسول الله {صلى الله عليه و سلم} : المرء مع من أحب


Muhterem Mü’minler
Hutbemiz PEYGAMBER EFENDİMİZ (s.a.v.)’e ve O’NUN İZİNDEN GİDENLERE TÂBİ OLMAK hakkındadır.
İnsanların ve cinlerin yaratılışlarındaki hikmet, Allah-ü Teâla’yı tanıyıp ona ibadette bulunmalarıdır. Cenab-ı Hak ibadetle mükellef tuttuğu biz kullarına, kitapları ve Peygamberleri vasıtasıyla, bu mükellefiyetlerimizin neler olduğunu ve nasıl ifâ edilmesi icab ettiğini öğretmiştir.
“Muhakkak zikri (yani Kur’ân’ı) biz indirdik biz, elbette biz onu muhafaza da edeceğiz ” meâlindeki ayet-i kerime ile anlıyoruz ki Kur’ân-ı Kerim, insanlar tarafından tahrif edilmemiş ve kıyamete kadar da tahrif edilemeyeceği İlahi garanti ile tescillenmiş bir kitaptır ve o kitabı bize tebliğ buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de, Peygamberler Silsilesi’nin son halkası ve efendisidir.
Geçmiş ve gelecek tüm insanlar içerisinde en güzel ahlaka sahip olan insan Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’dir. Çünkü O’nun ahlakı, Hz. Aişe (r.a.) Validemiz’in ifadesi ile, Kur’an ahlakıdır. O, Kur’ân-ı Mübin’i, hayatıyla tefsir etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizim için her hususta en güzel numunedir. Ahzab Suresi’nin 21. Ayet-i kerimesi’nde şöyle buyuruluyor: “İçinizden Allah'ın lütfuna ve ahiret gününe ümit besler olup da, Allah'ı çokça zikredenler için hiç şüphe yok ki, Rasûlullah'ta güzel bir numune vardır.” Bu ayet-i kerime şöyle tefsir ediliyor: “Bu âyet Rasulüllah’ın yalnız sözleriyle değil, yaşantısıyla dahî delil ve önder olduğunu ifade eder. Yani Rasulüllah dini tebliğ ile kalmamış; her zaman tatbikatıyla ve bütün incelikleriyle, kendisinde muşahhas olarak, ders ve örnekler vermiştir.”# Bu itibarla O’nun sünnetine sarılmadan, O’nun izinden gitmeden, O’nu numune alıp O’na muhabbet etmeden İslam’ın kemaline ve İman’ın hakikatine ermek mümkün değildir.
İşte bu hususu en iyi şekilde anlayan başta Sahabe-i Kirâm olmak üzere, Ehl-i Sünnet’e mensub tüm Âlimlerimiz, Müctehid İmamlarımız ve Allah Dostları sünnetin nakli ve muhafazası hususunda muazzam gayretler göstermişler ve onlar da bize bu hususta numune olmuşlardır. Onlar hayatları boyunca Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i numune aldıkları ve O’nun sünnetini yaşamaya çalıştıkları için, bizim bu buyüklerimizi örnek almamız, onların rehberliğinde yaşamaya çalışmamız, bizâtihi Rasulüllah Efendimiz’in izinden gitmek olur.
İsrâ Suresi’nde bu husus çok açık bir şekilde ifade ediliyor: “Günün birinde her sınıf insanları imamlarıyla-önderleriyle çağıracağız. Artık onlardan her kimin kitabı sağ eline verilirse işte onlar kitaplarını okurlar ve onlar en küçük bir haksızlığa uğratılmazlar”#
İşte izleri takip edilecek olanlar ve işte onlara tâbi olmanın mükafatı.


Hutbe ve Vaazlar

MollaCami.Com