Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ahhh...

“Müteveffa babamın Seylan’dan getirdiği o renk renk papağanı ne kadar severdiniz. Buranın kızlarının da papağandan hiç farkı yok. Manasını pek iyi anlamaksızın birtakım İngilizce, Fransızca kelimeler öğrenmişler, bunları henüz tamamıyla açılmamış kafeslerinin arkasından haykırıp duruyorlar. Dilli kuşların ötüşmeleri önce hoşunuza gidiyor; sizdeki egzotik zevkleri okşuyor. Fakat bir gün için, iki gün için... sonra tesirleri, büyüleri yavaş yavaş silinmeye başlıyor.”
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun işgal altındaki İstanbul’un bazı çevrelerindeki ahlaki yozlaşmayı anlattığı Sodom ve Gomore adlı romanından..


İçi sızlamayan olur mu bilmem.

işgali alkışlayanlar ve karşı duranlar...

çaresiz kalanlar elleri ile alkışlarken yürekleri ile buğzederler..

İşgali çare sananlar hem elleri ile alkışlar hem de yürekleri ile bayram ederler..

bir de habersiz olanlar vardır.. oyun sanırlar ve o oyunda figuran olmak için koşarlar..

sanırım yüreklerimizi sızlatan da bu habersiz olanların halleri olsa gerek..

Hocam çok güzel özetlemişsiniz. Bu cümleler malesef işgal ordusundan bir subayın annesine yazdığı bir mektubu konu ediniyor. Ve yine malesef kızlarımızın halini anlatıyor.


Güzel Sözler

MollaCami.Com