Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Eğitimin okumanın önemi



Toprağın suya, canlının gıdaya ihtiyacı olduğu gibi insanın da eğitime ihtiyacı vardır. Eğitim almayan kimse dağda kendi kendine yetişen bir ağaç gibidir. Bu ağaç meyve verse de acı olur. Elinizdeki çalışma iyi insan yetiştirme gayretinde olan eğitimcilere kaynak olması düşüncesiyle hazırlanmıştır.

“Yanlışı olan insanı tekrar doğruya kavuşturmak güneşin üzerine doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır” anlayışıyla hareket etmeyen eğitimci gerçek eğitimci olamaz. Ancak bu konuda gayretle çalışma yapan insanların bir kısmı sadece dünya işlerini ön plana çıkarmakta, bir kısmı da sadece uhrevi konulara ağırlık vermektedir. Oysa âlemlerin efendisi kıyamete kadar bütün insanlara düstur olacak şu vecizeyle konuyu özetlemiştir. “Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, ahireti için dünyasını feda etmeyendir” .

Peygamber efendimizin (s.a.v.) hakiki varisinin de buyurduğu gibi; “Özelikle de bütün işi dünyevileştirenler unutmamalıdır ki Macaristan da vaktiyle Müslüman’dı. Fakat bir gün geldi, orada yalnız zahiri ulema kaldı. Gönüllerin eğitimine yeterince ehemmiyet verilmedi. Zahiri ulema da maneviyattan mahrum olduğu için dengeyi tartamadı ve Hıristiyan olup gittiler. Ne Türklükleri kaldı ne Müslümanlıkları. Bu millet maneviyatsız muhafaza edilemez.”

Kısaca insanın tam gelişmesinde sadece beyinle değil gönülle de ilgilenmek gerekir. Ancak böyle iyi insan yetiştirilebilir. Bu sadece sözle olmaz eğitimcinin haliyle de model olması lazımdır. ‘Dilleri sussa halleri İslam’ı anlatan’ insanlarla bu iş mükemmel yapılabilir. ‘İslamiyet’e en büyük hizmetin onu yaşamaktır’ anlayışının yerleşmesi lazımdır. İyiliği emredip kötülükten alıkoymayan insanın eğitimci olması zordur.



İyi eğitimci bir kötülük gördüğünde eliyle, o mümkün değilse diliyle, o da mümkün değilse kalbiyle karşı çıkarak düzeltmeye çalışmalıdır. ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ veya ‘her koyun kendi bacağından asılır’ anlayışı, eğitimcinin anlayışı olmamalıdır. Bu konuda gayret sarf etmeyen, emek vermeyen, alın teri dökmeyen eğitimci muvaffak olamaz. Muvaffakiyet ancak bu işin çilesini çekenlerin olacaktır.

Bilgi sahibi olmak ve bu bilgilerini geliştirebilmek insanı diğer canlılardan üstün kılan en önemli hususiyettir. Bilgi sahibi olmanın en önemli şartı da bilgi ve bilgiyi verene saygı göstermektir. Ecdadımız ilim öğrenecek kişinin kalemini veya her hangi bir şeyini, kitabın üzerine konulmasını bile doğru bulmamıştır.

Dinimizde hususiyle ilme ayrı bir ehemmiyet verilmiştir. İlk emir “Oku”dur. İnsanoğlu “Kur’an-ı Kerim” hizmetini aldığı için yaratılanların en şereflisi olmuştur.

Bu yüzden tarih boyunca muvaffak olmuş insanlar eğitim ve öğretimin ehemmiyetini vurgulamışlardır. Mesela; ‘bana bir harf öğretenin kölesi olurum. İster beni satar isterse de azad eder’ buyuran Hz. Ali (r.a.) ve büyük alim İbn-i Kemal’in atının ayağından sıçrayan çamurun kirlettiği kaftanı değerli bulan, ‘Bunu mezarıma örtün, belki Hz. Allah (c.c.) bu çamur hürmetine bizi affeder’ diyen Yavuz Sultan Selim Han bu işin ehemmiyetini bilenlerdendi.



Belki de 624 yıl hükümran olan Osmanlı’nın sırrı da buydu. Krallara dahi eteğini öptüren, yerinden kalkmayan padişahların, âlimler geldiğinde ayakta karşılamaları, elini öpmeleri hep bundandı.

İngiliz elçisinin, gece yarısı İngiltere’ye çektiği telgrafta “Buldum, buldum, Osmanlıyı zaferden zafere ulaştıran sebebi ve onları durdurmanın yolunu, Osmanlı devletini yıkmanın çaresini buldum. Keskin zekâlı çocuklar seçilerek saraydaki Enderun denilen mekteplerde, değerli öğretmenler tarafından okutuluyor. Enderun mekteplerini ve bunların kolları olan medreseleri yıkmak, Osmanlıları fende ve diğer ilimlerde geri bırakmak lazımdır” diyerek Osmanlıyı ancak eğitim sistemini bozarak yıkabileceklerini ifade etmesi de eğitimin ehemmiyetini göstermektedir.

Unutmamak lazımdır ki, insanın eğitilmesi âlemin aydınlatılmasıdır. Cahil bırakılması ise âlemin karartılmasıdır. İnsanların kabiliyetleri göz önünde bulundurularak eğitilmesi lüzumludur.
(Devamı gelecek...)

( ihyaforum.com // ücharfbeşnokta // İktibastır)

yararli bir paylasim.. Tesekkürler

unutulmamasi gereken en önemli faktör
egitimin anne karninda baslamasidir..!

Bilgi sahibi olmak ve bu bilgilerini geliştirebilmek insanı diğer canlılardan üstün kılan en önemli hususiyettir. Bilgi sahibi olmanın en önemli şartı da bilgi ve bilgiyi verene saygı göstermektir. Ecdadımız ilim öğrenecek kişinin kalemini veya her hangi bir şeyini, kitabın üzerine konulmasını bile doğru bulmamıştır.

NE GÜZEL SAYGI

çok güzel bir anlatım teşekkür ederim Allah razı olsun..


Kariyer Yolculuğu

MollaCami.Com