Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Çâre-i Şer'iyye

ÇÂRE-İ ŞER'İYYE

Bir gün adamın biri İmâm-ı Azam Hazretlerine gelir, derdini anlatır:
- Efendim, der, hırsızlar evime girmiş; ne kadar altınım, gümüşüm varsa tamamını almışlar. Kapıdan çıkarlarken karşılaştık. Hepsini de tanıdım. Fakat beni tutup yemin ettirdiler: "Şayet size haber verirsem, karım üç talak ile boş olsun" dedirttiler. Şimdi hâlim ne olacak? Hırsızları bildiğim halde bunca servetim onlarda mı kalacak? Zira haber verirsem yuvam yıkılacak. Şahsen para için âilemi boşayıp yuvamın yıkılmasını da istemem. Servetim gitsin, ama yuvam yıkılmasın.

İmâm-ı Azam Hazretleri çıkış yolunu bulur ve adama şöyle der:
- Ne yuvan yıkılsın, ne de paran hırsızlarda kalsın.
- Efendim bu mümkün mü?
- Elbette, der, İmâm-ı Azam Hazretleri ve şu aklı verir:

"Şüphelileri câmiye toplayın. Sen de câminin kapısında bekle. Onlar çıkarken sana, 'Bunlar mı hırsızlar' diye sorulsun. Hırsız olmayanlar çıkarken, 'Bunlar değildi' de. Hırsızlar çıkarken ise 'Bunlardır' deme, sus. Böylece sen hırsızları haber vermemiş olursun. Ama hırsızlar da bellenmiş olmaktan kurtulamazlar. Yakalanır, paranı-pulunu alırsın. Yuvanı da yıkmamış olursun."

Şüpheliler mescide toplanır. Adam da kapıda bekler. Kendisine teker teker sorarlar. 'Bunlar değildi' der. Hırsızlar çıkarken ise susar, 'Bunlardı' demez. Susması delil kabul edilip hırsızlar yakalanır. Suçlarını itiraf ettikten sonra da, sakladıkları altın ve gümüşler alınıp sahibine iâde edilir, yuva da yıkılmaktan kurtulur.

(İbnü'l-Cevzî, Kitâbü'l-Ezkiyâ)

Bu husus, bazılarının zannettikleri gibi bir hîle-i şer'iyye değil, aksine bir çâre-i şer'iyyedir. Çâre-i şer'iyye ise, her zaman makbuldür. O bakımdan zorda kalındığında, mutlaka araştırıp bir çare bulunmalıdır.


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com