Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Güzel Hayat - Şeyh Şankiti
Ne zaman beni hüzün kaplasa aklıma Şeyh Şankitinin o malum videdosu gelir. Hiç üşenmeden kaleme almıştım. Kitapcı kardeş okuduğunuz da hiç bir derdinizin kalmadığını göreceksiniz. Her okuyuşum da bir başka etkiler beni.
Allah razı olsun şeyhten.
Seyh Sankiti – Güzel Hayat
Hayat insanin lehine ya da aleyhinedir.
Insanin saat ve saniyeleri önünden akip gider.
O’nu amelleri sebebiyle Allah’in sevgisine ve rizasina ulastirilar,
ta ki boylece kazanc ve cennet ehlinin icinde yerini alir.
Ya da aleyhine islerler ve O’nu amelleri sebebiyle atese sürükler.
Ve tek bir olan Hesap Görücünün gazabina sürüklerler.
Hayat sana bir saatlik mutluluk yasatacaktir ve sonra bu sebeple
Ahirette ebediyyen aglayacaksin.
Ya da bir saatlik üzüntü yasatacaktir ve sonra bu sebeple ahirette
Ebediyyen mutlu olacaksin.
Hayat insan icin ya büyük bir nimet olur ya da büyük bir felaket.
Bu hayat ki önceki kusaklar onu yasamistir, babalarimiz ve atalarimiz ve
bizden önce gelen herkes onu yasamistir.
Hepsi de amelleriyle Allah (Azze ve Celle) ye döndüler.
« Hayat » icinde yasanilan her bir ani ifade eder ve icinde bulunulan her bir
saat dilimini.
Ve böylece bizler ya lehimize ya da aleyhimize olan bir hayat yasariz.
Bu yuzden bahtiyar (said) olan kisi dünyaya bakip onun hakikatini ve degerini
kavrayandir.
Öyleyse vallahi bu öyle bir hayat ki bazilarina cokca gözyasi döktürür ve onlarin
Gözyaslari hic kurumaz.
Digerleine de cok gülücükler sactirir, sonra onlarin mutlu gülüsleri bir daha
geri dönmeksizin kaybolur.
Sevgili Kardeslerim, Allah bu hayati bir imtihan, bir sinav yapti.
Öyle bir imtihan ki kullarin gercek tabiati onunla ortaya cikar.
Bahtiyar ( said) olan kisi Allah’in rahmeti ile bu sinavda basarili olandir.
Bu sinavda Allah’in rizasina ulasamayan ise bedbaht (sakiyy) ve kovulomustur.
Yasadigin her bir saat icinde Allah senin halinden ya raziydi ya da tam tersi.
Ve bundan Allah’a siginiriz.
Bu tek saat icinde Allah’a ya yaklastin, ya da ondan daha da uzaklastin.
Ola ki tek bir anini Allah’a sevgi itaatle gecirirsin de bu yüzden hayatta isledigin
günahlar ve ömür boyu yaptigin kötülükler bagislanir.
Ve yine olabilir ki, yasadigin tek bir anda dogru yoldan bilerek uzaklasirsin ve Allah’a
Itaatten uzaklasirsin da sonra bu hayatin geri kalanini sefalet ve acilar icinde gecirmene vesile olur.
Allah’tan selamet ve bagislanma dileriz.
Bu hayatta iki tür cagirici vardir.
Ilki Allah’in rahmetine, O’nun rizasina ve sevgisine cagirir.
Ikincisi ise bunlarin aksine cagiran herseydir.
Kötuluge cagiran bir sehvet duygusu veya kötülüge götüren ani bir keyfilik.
Bu yüzden insan hayatta, yasadigi bir an icinde aglayabilir.
Rabbine karsi ihmalkarligin getirdigi üzüntü ve pismanlik dolu bir aglayis ile...
Ve Allah’ta bu aglayis sebebiyle günahlarini sevaplara ceviri verir.
Ancak ne cok insan günahlara devam eder ?
Ne cok insan kötülügü terketmez ?
Ne kadar insan Rabbinden uzaklasmaya ve arayi acmaya devam eder?
Bu yüzden onlar Allah’in rahmetinden uzaktirlar, Allah’in rizasina yabancidirlar.
Sonra onlar da tevbenin o belirli saatine ve lahzasina kapilir ki, biz buna
“Guzel Hayat“ diyoruz.
Böylece pismanlik ve tevbenin gözyaslari dökülsün de, kalpde bir aci tutusturulsun.
Insan, Allah’a karsi ne kadar da yabancilastiginin ve Allah’tan ne kadar uzun süre uzak kaldiginin farkina varsin ki sonra söyle desin; “ Süphesiz ben, rizasini ve rahmetini umarak pismanlik icinde Allah’a dönüyorum...“
Bu vakit insani saadete ulastiran anahtardir, pismanligin vaktidir.
Durum alimlerin dedigi gibidir; “ Süphesiz kisinin isledigi günahlar büyük bir istir, ancak eger samimi sekilde pisman olur ve tevbe ederse Allah günahlarini sevaplara dönüstürür.
Böylece hissettigi pismanlik ve tevbesi onun hayatini guzellestirir ve nefsinde samimi sekilde hissettigi aci ve huzursuzluk Azim olan Allah’tan, Kerim olan Ars’in Rabbin’den, bizi O’nun rahmetine cagiran ve emirlerini cignedigimizde hissetmemiz gereken aciya bizi cagiran cagriciya, kalplerimize hayat vermesini dileriz.
Sevgili kardeslerim, hepimizin kendine sormasi gereken bir soru var.
Gece gündüz kendimizi bununla sorgulamaliyiz.
Kac gece bir mesgale ile gecirildi?
Ve kac saat böyle gecirildi?
Ne kadar insan su dünya hayatinda kahkahalar atti?
Allah (Azze ve Celle) bu kahkalardan razi miydi?
Su dünya hayatinda ne kadar zaman eglence ile gecirildi?
Allah ( Azze ve Celle) bu eglence seklinden razi miydi ?
Kac gece uyanik gecirildi ? Allah bundan razi miydi ?
Ne kadaaar ne kadaaar...
Kendimize sormamiz gereken sorular...
Kendisine bu sorulari neden sorulmasi gerektigini düsünen birileri olabilir.
Evet bu sorulari kendimize sormaliyiz.
Cünkü Allah’in nimetlerinden faydalanmadigimiz tek bir aniniz tek bir lahzaniz yok ! Bu sebeple insanin Allah’a karsi duydugu haya ve saygi, kendine O’nun tarafindan verilen sayisiz nimetleri düsünmesini gerektirir.
Yedigimiz yemegin dahi Allah’tan geldigini ve O’na ait oldugunu bilmek, bu hayatin bir gercegidir.
Ve susuzlugumuzu Allah tarafindan Yaratilan bir icecekle giderdigimizi bilmek...
Ve üzerimizde Allah tarafindan istifademize sunulan bir catinin olmasi...
Ve Allah’in bize bahsettigi bir toprak üzerinde yürüyor olmamiz…
Ve süphesiz O’nun rahmetini yasiyor olmamiz.
Peki bizler O’na bunun karsiliginda ne verebiliriz?
Insan mutlaka bu sorulari kendine sormalidir.
Doktorlarin tesbitine göre insanin kalbinde öyle bir madde var ki % 1 oraninda artsa veya eksilse, insan derhal ölür.
Öyleyse Allah’in insani ne tür bir lütuf ve rahmet ne tür bir merhamet ve sevkat ile kusattigina bir bak.
Insan yalnizca Allah’in rahmeti hakkinda kendini sorgulasaydi yeterdi.
Sabahleyin kalktiginda, duyma kabiliyetine sahip, görme kabiliyetine sahip, bedensel kuvvete sahip.
Peki ona duyma kabiloiyetini bagislayan kim? Ona görmeyi bagislayan kim? Aklini muhafaza eden kim? Ruhunu koruyan kim?
Sormasi gerekir kendine, bunlari muhafaza eden kim? Ona saglik ve afiyet veren kim? Bembeyaz yataklarda (hastahane) inleyen, aci ceken insanlari düsün.
Allah'a yemin ederim ki, Allah bu nimetlerle bize olan sevgisini haber veriyor.
Saglik ve afiyet, emniyet ve selamet nimetleri ile.
Bütün bunlar bizlere sirf güzel bir hayat yasiyalim diye verildi.
Allah-u Teala kulundan iki sey ister;
Birincisi : farzlari yerine getirmesi ikincisi de, haram kilinanlari ve yasaklananlari terketmesi.
Allah’a yakinligin mesakkat ve kisitlamalari beraberinde getirecegini iddia edene gelince, süphesiz bu kimse Allah’a besledigi zanda büyük bir yanilgidadir.
Zira Allah’a yemin ederim ki; Allah’a yaklasarak hayatini güzellestirmiyorsan, baska bir yolla da asla güzellestiremessin.
Hayatini Allah’in farzlarini yerine getirip haramlarindan kacinarak güzellestiremiyorsan öyleyse vallahi bunu baska yollarla asla basaramassin.
Kisi hayatin sunabilecegi her zevki tadabilir; ancak Allah’a yemin ederim ki, Allah’a kulluk etmekten daha hos, daha tatli birsey tadamayacaktir.
Dünya da iki secenege sahipsin. Her ne zaman bir isle karsilasirsan, onu yapma veya yapmama secenegin var.
Bu hayatta herhangi birseyi yapmaya karar verirsen, sor kendine Allah bu seyi yapmana izin Verdi mi vermedi mi? Yapmak istedigin herseyde…
Bu sebeple insane yapmaya veya yapmamaya karar verdigi herseyde kendisine sormalidir. Allah bununla, ondan razi mi olacaktir. Cevabi evet ise devam etsin.
Ya da Allah razi olmayacak mi? Olmayacaksa bunu terk etsin.
Cünkü Allah’a yemin ederim ki, insanin O’nun rizasini umarak isledigi veya terk ettigi hicbir amel yoktur ki bununla Allah’in rizasini kazanmamis olsun.
Iste bu sebeple gercek mutluluk ve güzel hayat yalnizca Allah’a olan yakinlikta bulunabilir.
Kime olan yakinlik? Hükümdarlar Hükümdarina.
Gökleri ve yeri elinde bulunduran Cebbar’a, emri yegane emir olan, varolan tüm mahlukatin Yaraticisi ve Tedbir edicisisine.
Bu yüzden insan sürekli endise ve dertler icinde görebilirsin.
Nefsinin arzuladigi herseye sahip olan birini görürsün. Ancak Allah’a yemin ederim ki arzulanan herseye sahip olan insanlarin cogunda ruhsal sorunlar vardir.
Endise ve bulanimlar icinde cogu hayata karsi hosnutsuz ve karamsardir.
Git en zengin insani ara, onu en alcak insanlarin arasinda bulacaksindir. Neden?
Cünkü Allah gercek huzuru kendi yaninda kilmistir. Mutluluk dolu bir hayatin anahtarini kendisiyle olan iyi iliskiye adamistir.
Yalnizca insanin gunde bes kez kildigi namazi ele alacak olursak, rükuya indiginde, secdeye vardiginda ve Rabbine olan ibadetini bitirip mescidden ayrildigi anda icinde derin bir huzu hisseder.
Vallahi eger bunu satin almak icin bütün dünyanin servetini verseydi onu elde edemezdi. Bu yüzden “Güzel Hayat“ yalnizca Allah’a yakinliktadir. Huzur dolu bir hayat yalnizca Allah’a yakinliktadir.
Eger insan Allah’a yakinligin yardimi ile hayatini kötülüklerden arindirmiyorsa o halde baska neyin yardimiyla ?