Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Dinlerarası Diyalog ve Başkalaştırılan İslâm

DİNLERARASI DİYALOG VE BAŞKALAŞTIRILAN İSLÂM

“Dinlerarası Diyalog ve Başkalaştırılan İslâm” Prof.Dr. Mehmet BAYRAKDAR’a ait değerli bir makaledir.
90’lı yılların başından itibaren Prof.Dr. Mehmet BAYRAKDAR şahsen diyalog çalışmalarının içinde yer almış. İlk başta kendisine “DİYALOG” dinleri birleştirme değil, çeşitli dinlerdeki insanların birbirinin dinlerini tanıyarak düşmanlıkların yok edilmesi olarak tanıtılmış, kendisi de böyle iyi niyetli bir çalışmada bulunmaktan memnun olacağını söyleyerek diyalog çalışmalarına katılmış.
Aradan zaman geçtikçe ve işin içine girdikçe durumun hiç de bu kadar masum olmadığını anlamış.

Esas amacın diyalog değil monolog olduğunu, Hıristiyan misyonerliği ve Müslümanların Hıristiyanlaştırma çalışması olduğunu gözlemlemiş. Gizli eller tarafından bu işin başına Gülen ve cemaati getirilince iyice şüpheleri artmış. Araştırmalar yaparak bu makaleyi kaleme almış. Gerçekten çok kıymetli ama fazla gün yüzüne çıkmamış bir makale. Çeşitli araştırmalar sonuncunda bu makaleye ulaştım. Zaman zaman alıntılar yaparak sizinle paylaşacağım.

Diyalogun aslında diyalog değil, tek taraflı bir monolug ve Hıristiyanlık diktesi olduğunu açık seçik olarak anlatmış. Sizlerden ricam, bu alıntıları bolca paylaşmanız ve Ümmet-i Muhammed’in evladını bu diyalog felaketine sürüklenmekten kurtarmanızdır. Elbirliği ile bunu başarmalıyız. Tek bir kişi bile bu sayede hatadan ve cehennem yolundan dönerse, büyük bir kardır.

DİYALOG KAVRAMININ ANLAMI
Makaleden alıntılar yapmadan önce, diyalog kelimesinin ne anlama geldiğine bir bakalım istiyorum.
Diyalog karşılıklı etkileşim demektir. Yani iki veya daha fazla taraf oturur ve belirlenmiş bir konudaki fikirlerini beyan eder, veya kendi tarafını karşı tarafa tanıtıcı sunumlarda bulunur.
Taraflar kendi fikirlerini karşıya dikte etmeden güzelce anlatırlar.
Diyalog kavramında empoze yoktur.
Tarafların kendi değer ve esaslarından taviz de yoktur.

Peki, günümüzde Gülen ve cemaatinin önderliğini yaptığı sözde diyalog nasıl? Bir bakalım.

Taraflar kim? İslam ve diğer iki semavi din. Ön planda Hıristiyanlık görünüyor. Yahudilik biraz geri planda kalmış. Elbette öyle olacak, onların uzanacağı çok yer olduğu için muhtemelen bu işi Hıristiyanlara yüklemişlerdir sahtekarlar!

Peki, “Diyalog”da taviz verdik mi? Evet, çok verdik. Dinimizin esasları değiştiriliyor resmen! Uyanık olalım lütfen! Hazret-i Muhammed s.a.v. hiçbir zaman Hıristiyan ve Yahudilerin cennete girebileceğini söylememiştir! Daha ne tavizler ne tavizler! Onları ayrı bir konu başlığı altında toplamak lazım. Biz diyalog kavramına dönelim.

Diyalogda ne yoktu? Empoze.
Bize sürekli diyalog ve Medeniyetler ittifakı altında Hıristiyanların cennete girebilecekleri empoze edilmiyor mu?
Ediliyor. Hem de utanmadan Kuran’dan akılları sıra delil getiriyorlar!
Utanmadan Kuran-ı kerim’i de bu misyonerlik faaliyetine alet ediyorlar! Kimler mi? Gülen ve cemaati elbette! İslam’a İslam düşmanları bile bu kadar büyük zarar veremediler! Ama hepsinin ipliği tek tek pazara çıkacak!

Peki, gelelim diyalogdaki eşitlik ilkesine… Dananın kuyruğu burada kopuyor esas.
Hiçbir Hıristiyan yetkiliden veya herhangi sıradan bir Hıristiyan’dan İslam’ın güzelliğine dair sözler duyduk mu? Onların sözde dinine göre Müslümanların da cennete girebileceğini duyduk mu?
Onlar ülkelerinde halklarına “Müslümanlar Hazret-i İsa’nın peygamberliğine karşı gelmiyorlar, öyleyse direk cennete girecekler” diyorlar mı, hiç dediler mi?
Elbette hayır! Ah be kardeşlerim. Nasıl kanıyorsunuz bunlara aklım fikrim almıyor.

Neymiş, hizmetlerine bakıp da konuşacakmışız! Kardeşim hizmet ettiğini iddia ettiği İslam dinini kökünden yıkıyor adam! Ne hizmetinden bahsediyorsunuz siz? Dağlar kadar hizmeti olsa ne yazar?
Zaten o “hizmet” dedikleriniz; kendi topluluğunu, kendine hizmetkar ordusu oluşturma çalışmasından başka bir şey değil! O hizmet sandıklarınız kişisel derin devlet çalışmasıdır be kardeşim. İnsan bu kadar nasıl kör bakar anlamıyorum. Uyanın artık!

Demek ki Gülen ve cemaatinin bize satmaya çalıştıkları “DİYALOG” aslında diyalog bile değil. Tek taraflı bir monolog.
Bir dikte hareketi.
Bir Hıristiyanlaştırma çalışması.
KISACA; DİNLEREARASI DİYALOG = MİSYONERLİK DEMEKTİR!
GÜLEN VE CEMAATİ, APAÇIK SİYONİZMİN İCADI OLAN MEDENİYETLER İTTİFAKI VE SÖZDE DİYALOGUN ÖNDERLİĞİNİ YAPMAKTALAR!
“HOCAEFENDİ” daha evvel ne idi bilemem ama bugün, o bir misyonerdir!

Ve papaya yazdığı mektupta bunu açıkça ilan etmiştir.
Fethullah Gülen, Papa II.John Paul’a 9 Şubat 1998 günü sunduğu mektubunda Papa’nın dinlerarası diyalog misyonuna yürekten katıldığını aşağıdaki sözlerle ifade etmiştir. İşte o mektup:

“Pek muhterem Papa cenapları, Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasıyla bilen halkından size en içten selamlar getirdik….
Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarımızı sunmak için size geldik.”

Zaman gazetesi, “Dünya Barışı İçin” adlı M.Erişen ve M.Ermek’in haberi, 10 Şubat 1998
~~~~~~~~~~~~~~

BAŞKA SÖZE GEREK KALDI MI?

e.z.bilge 24.06.2012


Serbest Kürsü

MollaCami.Com