Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Eğitimdeki devlet dayatması sona ermeli

DEMOKRAT EĞİTİMCİLER DERNEĞİ BAŞKANI NACİ TEPİR: Eğitimdeki devlet dayatması sona ermeli

Demokrat Eğitimciler Derneği Başkanı Naci Tepir, 4+4+4 olarak sistematize edilen eğitim sistemini eleştirdiği yazılı açıklamasında, “Devlet, tepeden inmeciliği, ‘vatandaşa rağmen’ciliği ve tekelciliği bırakmalı. Her alanda ve bilhassa eğitim ve öğretimin düzenlenmesinde toplumun istek ve ihtiyaçları göz önünde tutulmalı, yani hep vatandaş baz alınmalı” ifadelerini kullandı.

Eğitimde devletin dayatması bitmeli
Demokrat Eğitimciler Derneği Başkanı Naci Tepir, devletin, tepeden inmeciliği, ‘vatandaşa rağmen’ciliği ve tekelciliği bırakmaması gerektiğini kaydetti.

Meclis Eğitim Komisyo’nunda kabul edilen ve tartışmaları devam eden 4+4+4 tasarısını Yeni Asya’ya değerlendiren Demokrat Eğitimciler Derneği Başkanı Naci Tepir, İlk 4 yıldan sonraki tahsil programları tamamen serbest ve tercihe bırakması gerektiğini belirterek şunları söyledi: ”Özel okul ve özel eğitim kurumlarına ağırlık verilmelidir.

Bu gün vatandaşların ve eğitimcilerin ekseriyette olan görüşleri şu ki, devlet artık bu yükü kaldıramıyor! Dünyanın bir çok yerinde zararlı olduğu araştırmalarla tesbit edilen, bilhassa bizde büyük ölçüde toplumun ahlâkî yapısını bozan ‘Karma Eğitim’e mutlaka son verilmelidir.”


DEVLET, VATANDAŞININ İSTEKLERİNİ DİNLEMELİ
Naci Tepir, Cumhuriyetin ilânından (1923) beri, her alanda olduğu gibi, bilhassa eğitim ve öğretim alanında da yapıla gelen bütün düzenlemelerin, hep tavandan, idareciler tarafından yapıldığını hatırlattı.

Tepir, şu görüşleri dile getirdi: "Taban, yani vatandaş kesimi hiç kale alınmamıştır. Baskıyla, dayatmayla ve korkutup sindirerek icraat yapılmıştır. Halbuki, demokratik hür parlamenter rejimlerde, vatandaşın istek ve ihtiyacı daima göz önünde bulundurulur.

Yani söz vatandaşta biter. Devlet sadece vatandaşlarının ihtiyaçlarını yerine getirmekle yükümlü hizmetçisidir. Ama bizde hep tersine cereyan etmiştir.

Sözünü ettiğimiz bu taslak canlı bir örnektir. Hele de eğitim ve öğretim gibi, her zamanı herkesi yakından ilgilendiren bir düzenlemede samimî olunmalı, vatandaşla istişare yapılmalı, bu konuda otoriter uzmanlardan bir şûrâ teşkil edilerek bütün problemler bu yoldan çözülmelidir. O zaman bu tartışmalara ve kör döğüşüne gerek kalmaz.”



NELER YAPILMALI?
Demokrat Eğitimciler Derneği Başkanı Naci Tepir, devam eden süreçte yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: ”Devlet, tepeden inmeciliği, ‘vatandaşa rağmen’ciliği [vatandaş istemese de] ve tekelciliği bırakmalı. Her alanda ve bilhassa eğitim ve öğretimin düzenlenmesinde toplumun istek ve ihtiyaçları göz önünde tutulmalı, yani hep vatandaş baz alınmalı.

Eğitim ve öğretimde militarist düşünce ve görüntüden, insan haklarına aykırı her türlü yasaklardan [başörtüsü yasağı ve kılık kıyafet mecburiyeti gibi] arınmış, insanî değerlere ve insan haklarına saygılı hür bir ortam hazırlanmalı. Mecburi eğitim, Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi 4 yıla indirilmeli, okuma yazma, ifade becerisi, temel matematik, temel fen bilgisi ile birlikte, Kur’ân-ı Kerim ve Din Dersleri de okutulmalıdır.

Bu gün vatandaşların ve eğitimcilerin ekseriyette olan görüşleri şu ki, devlet artık bu yükü kaldıramıyor! İlk 4 yıldan sonraki tahsil programları tamamen serbest ve tercihe bırakmalı. Özel okul ve özel eğitim kurumlarına ağırlık verilmelidir. Dünyanın bir çok yerinde zararlı olduğu araştırmalarla tesbit edilen, bilhassa bizde büyük ölçüde toplumun ahlâk ve insicamını bozan “Karma Eğitim”e mutlaka son verilmelidir. Bütün düzenlemeler, vatandaşlardan ve ilgili müessese otoriterlerinden teşkil edilecek uyumlu bir ‘şûrâ’ kararlarıyla olmalıdır.”

Değişiklik özde değil, şekilden ibaret
Eğitim ve öğretimin özünde bir değişiklik yapmak için yeniden bir kanun yapılmadığına dikkat çeken Naci Tepir, yapılan şeyin 1924’te çıkarılan ‘Tevhid-i Tedrisat Kanunu [Eğitim ve Öğretimin Birleştirilmesi] temeline dayanan 222 sayılı ‘Eğitim ve Öğretim Kanunu’ ve 1739 sayılı ‘Temel Eğitim Kanunu’nun bazı maddelerinin değiştirilmesi olduğunu ifade etti.


Bu değişikliğin ise özde değil, sadece şekilden ibaret olduğunu vurgulayan Naci Tepir, Daha önceleri 5 yıl olarak uygulanmakta iken, 28 Şubat Darbesiyle 5+3 olarak sekiz yıl yapılan mecburî ve kesintisiz öğrenim müddeti, bu tasarıyla 4+4+4 olarak 12 yıla çıkarılıyor. Taslağı savunanlar; ‘ikinci 4 yılda farklı programlar arasında tercihe imkân sağlandığını ve meslek okullarının, bilhassa İmam Hatip Liselerinin orta kısımlarının önünün açıldığını, üçüncü 4 yılda ise genel meslekî ve teknik eğitimde örgün ve yaygın eğitim fırsatı verildiğini’ belirtiyorlar.

Peki, bu imkânların sağlanması ve bu okulların önünün açılması için, mecburî öğrenimin illa da 12 yıla çıkarılması mı gerekiyordu? 8 yıllık mecburî eğitimin tatbikinden, öğrencisiyle, öğretmeniyle, idareci ve velisiyle her vatandaşın şikâyetçi olmasına karşılık, 12 yıllık mecburî eğitim neyin nesi?” diye sordu.

MUSTAFA GÖKMEN-İSTANBUL


Egitim Haberleri

MollaCami.Com