Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Türkçe Olimpiyatlarıda Nereden Çıktı?

Manzaraya genetik milliyetçilik anlayışı ile bakanlar “oh ne ala” diyor.
Benim gibi sahneleri derinden nazar edenlerin ise canları çok sıkkın...
Olimpiyat adını verdikleri o sahnelerde müslüman ailelerin çocukları yanında, karma olsun diye mi bilemem müslüman olmayanlar da varmış...
Künyesi “Türkçe Olimpiyatları”.
Görünümü da, içeriği de muamma…
Türkçe’yi yayıyoruz ama ilk başta adımız Türkçe değil.
Gerçi bunda yadırganacak bir şey yok, eskiden de dilimizde “ofis” kelimesi yoktu, şimdilerde herkes büro demiyor ofis diyor...
Asıl beni düşündüren, izleyenlere teşhir ettirilen sahneler.
Benzerini de çaktırmadan ekranlar yansıtıyor.
Bakıyorsunuz Allah Lillah, arkasından reklam adı altında baldır bacak görüntüler.
O zaman bana sormak hakkı düşmez mi?
Bu olimpiyatik gösterilerle ekran rezaleti kimin adına veya şanınadır?
Hizmet desek bir adı da teknik olur, veya tebliğ olur.
İkisi de değil de, asimile edilmemizin giriş kapısı sayılan milli duygularımıza hitap eden folklormuş... Sözde değerlerimizin üzerine basarak milliyetçilik sergiliyoruz.
Ne düşünürseniz düşünün bu tip sahnelerin kadim sahibi kültürünü isminden alan Yaşilçam’dır. O çamlar arasından “artist yapacağız” diye hep kandırılmış Anadolu kızları çıkar karşımıza. Kadın hakkı da deyince oradan başlar.
Oysa ki sahneler İslamiyet’in men ettiği kadın teşhiridir, hak asla değildir.İçeriğinde birinci derecede rant, ikinci derecede rejimle uzlaşma geleneği yatar.
Pek de nefislerin azgın tarafını kabartamadan şunu söylemek istiyorum.
Olaya laiklik penceresinden bakıldığında diyecek pek bir şey yok.
Bir folklor havası bu rejimin nefsini belki doyurabilir de, işin içerisine cemaat adına hizmet girince olayın boyutu ister istemez değişiyor.
Genç kızların sahnelerde teşhir ettirilme olayı benim bildiğim İslâm’ı bir tebliğ metodu asla değildir. Kimseler kusura bakmasın bu yanlışlığı bana veya diğerine hizmet diye de sunamaz. Hiçbir İslam alemi evinin yolunu düşmana ait olan yoldan seçmediği gibi, Bediüzzaman gibi İslam adına çile çekenler bu tip yollara itibar etmemiştir.
Hatta ellerinin tersiyle itmiştir...
Batılılaşma dediğimiz olayın tarihi seyri içerisinde cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte hep o sahneler vardır. Rakı, şarkı, sahne, kadın bir arda yürütüldü…
Resmi ideolojinin yolları hep şarapla kadın cinselliği kokar.
Şimdi de, Türkçe Olimpiyatlarında ön sıralara dizilen jürinin keyiften ağızları kulaklarına vardı. Bir kesimden, hem de kimliği İslamiyet olan o kesimden kendi dünyalarına bakmak, ve seyretmek zevkli geldi onlara.
Başardık, yaşasın alkışları...
O kesim o yüzden olimpiyat sahnelerine methiyeler sundu, alkışlar tuttu.
Yoksa kimseler kimselerin kara kaşı ile siyah gözüne hevesli değil.
Ve bir de Egemen Bağşı’ın doyurucu(!) konuşmasındaki ünlemler Mustafa Kemal’in muasır medeniyetine vurgu yapınca üçgen tamamlandı.
Ağızlardaki bakla düştü, mesaj da yerini buldu.
Bu çerçeveden bakıldığında, Türkçe Olimpiyatları ne adına yapılıyor sorusu geliyor akıllara. Laik devletin Kültür Bakanlığı yapsa yadırgamam, çünkü onun birinci derecede rejimsel görevi ülke insanini çağdaşlaştırmaktır!
Asıl bizi üzen taraf, sanki İslam’ı tebliğ etmek, veya ülkeyi dışarıda tanıtmak için risalelerle tarihimiz kafi gelmedi de, kadın anlayışını her yönü ile kötüye kullanan, ancak adına yine de sanatkarlık mi sahtekarlık mi denilen dibi karanlık olaylara tevessül ediliyor.
O yüzden bizler, ön sıralarda ağırlanan çağdaşçalar kadar sevinemiyoruz.
Sesimiz de anlayana hoş, anlamak istemeyenlere de nahoş geliyor.
Dilsiz şeytan olmamak için de karalamak yerine uyarıyoruz.
İslam’ın tasvip etmediği manzaralarla olanların nasıl açıklanacağını doğrusu şu ana kadar anlamış, veya sahiplenenlerden doyurucu bir şekilde dinlemiş değilim.
Televizyondaki dizilere bakıyorsun, adına “Tek Türkiye” dedikleri dizi bir hemşire ile doktora kilitlenmiş. Hemşire rol icabı( nasıl caiz oluyorsa) bazen kucakta, bazen omuzda taşınırken arkasından namaz sahneleri geliyor ekrana.
Ara sıra risalelerden parçalar...
Dualar, namaz sahneleri, kız ve erkek arkadaşlığı cazibeliği, rol icabı kadınların yoğrulma olayı karışıyor birbirine. Dünyamızla birlikte ruhumuz da harmanlama oluyor.
İster istemez sormak zorunda kalıyoruz: Sünnetüllah’in mekruh saydığı yollarla nereye varmak istiyorsunuz beyler?!. 23.6.2011 Nusret Çiçek

Bizimle paylaştığınız için teşekkürler.

Herşeyin nedeni apaçık ortada zaten. Müslümanların imanını olabildiğince zayıflatmak.

Ancak islamiyet vurgusu yapılan dizilerdeki sahneler çok daha fazla dokunuyor insana.

:D

'Varilacak hedef kutsal ise gidilen her yol mübahtir' mantigi ile hareket ediliyor sanirim.

Yazi güzel ifade etmis bunun dogru olmadigini.

Paylastiginiz için tesekkürler.

evet kardesim sagolun dusunceleriniz icin neler sarki normal isde onlara gore ve yapilan isler mübah onlara göre papa ya para veren adamdan ne hayir cikacak yok yanlis oldu ne hayirsizlik cikacak....


Serbest Kürsü

MollaCami.Com