Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kesik bir başın hikayesi-bir zamanlar bilimin geldiği noktayı görmek adına

1905 yılında Fransız bir doktor, başı kesilen bir insanın ne kadar süre için bilincini koruduğunu görmek istedi. Bunun için, giyotinle idam edilen bir mahkumun infazı sırasında, bugün için biraz vahşice sayılabilecek bir deney yapmaya karar verdi.

Deneye kalkışan bu meraklı doktorun adı Dr. Beaurieux, denek rolündeki zavallı mahkumun ismi ise Henri Languille idi. Dr. Beaurieux’un kullandığı deney yöntemi ise, kesildikten hemen sonra kesilen başın ilgisi çekmeye çalışarak, nasıl tepkiler vereceğini gözlemlemekten oluşuyordu. Sözün bundan sonrasını, yaşadıklarını gayet tatlı bir dille anlatan Dr. Beaurieux alsın:

***

“Kafanın kopmasının hemen ardından, tam o esnada dikkatimi şu çekti: Giyotin ile kafası vücudundan ayrılan adamın göz kapakları ve dudakları beş ya da altı saniye boyunca düzensiz, fakat ritmik kasılmalar geçirdiler.

Bu olay, kendini benimle aynı durumda bulmuş olan ve bir insanın boynunun kesilmesinin ardından neler olduğunu gözleme şansı bulan her kişi tarafından açıkça fark edilmiştir…

***

Aradan birkaç saniye geçmesini bekledim. Spazmodik (kasılmalı) kımıldamalar kesildi […] İşte ondan sonra, güçlü ve keskin bir sesle “Languille!” diye bağırdım. Göz kapaklarının, aynen günlük hayatta rastladığımız, birdenbire uykusundan uyandırılan ya da derin düşüncelere dalmışken dikkati bir anda dağılan insanlarda olduğu gibi, herhangi bir kasılma hareketi olmaksızın ve gayet muntazam bir hareketle, oldukça bariz ve normal bir şekilde üstelik, yavaşça aralandığını gördüm – bu hususiyet üzerinde bilinçli olarak, kasten ısrar ediyorum.

Daha sonra Languille’in gözleri benimkilerin üzerine kuşkuya yer bırakmayacak şekilde sabitlendiler ve göz bebekleri de kendilerini benimkilere odakladılar. O esnada gözlerime yönelmiş olan o bakışlar, her gün karşılaşılan ve rahatça gözlenebilen ölü insanların muğlak, ifadesiz ve anlamsız bakışları değildi. İnkar etmeme imkan


bırakmayacak kesinlik ile halen “yaşayan” bu gözler bana bakıyordu. Birkaç saniye geçtikten sonra, göz kapakları yeniden kapandı […]

İşte o anda onun adını yine bağırdım ve bir kez daha Languille’in göz kapakları herhangi bir spazm olmaksızın yavaşça aralandı ve bu sefer belki de ilk denememden daha da açık bir idrak ve anlayış ile, yadsınamaz derecede yaşam dolu o gözler benim gözlerimin içine sabitlendiler. Bundan sonra göz kapakları bir kez daha kapandı, ancak bu sefer tam olarak değil, biraz aralıklı kaldılar. Üçüncü bir deneme daha yapmaya çalıştım, ancak daha başka bir hareket olmadı—ve ölülere özgü o buzlu bakış gözlerine yerleşti.”

Ek not: Ünlü Fransız kimyacı Antoine Lavoisier’in 1789’daki Fransız Devrimi sonrasında giyotinle idamı öncesinde bu tür bir deneyi,

denek kendisi olmak üzere tasarladığı sıkça anlatılan bir hikayedir. Buna göre, Lavoisier arkadaşından, kendi başı giyotinle vücudundan ayrıldıktan sonra gözlerini kaç defa kırpabileceğini saymasını istemiş. Ancak, çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilere göre, öyle görünüyor ki bu hikaye Lavoisier’in bilim ve deneye olan tutkusunu vurgulamak amacıyla uydurulmuş bir masaldan ibaret.

ßir defa taLihsizce açtığım ßir videoda gördüm kafa kesiLmesini.Halen içim ßir garip oLuyor akLıma geLince.Çok korkuyorum :-\

İLginç ve ßir o kadar da canice ßir deney oLmuş.KesiLen ßaşın dikkatini çekmeye çaLışmış ßirde pes! :(

Efendimiz(s.a.v.) veda hutßesinde ßaş kesmeyi men ediyor. ßiLene,inanana,hayata geçireßiLene...

PayLaştığın için teşekkürLer Gözyaşı...


Bilim ve Teknoloji

MollaCami.Com