Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


İslam ilimlerinin fazileti ( Hutbe )

[size=10pt] Ey şeref-i İman ile müşerref olan ehl-i İman,
Bu haftaki hutbemiz, Allah’ın dinine hizmet hususunda gösterilmesi icabeden gayret hakkında olacaktır.
Mahlukatın en şereflisi olan insana verilen vazife, “Her nimetin, külfeti; nimetin büyüklüğüne göredir”, kaidesince bütün vazifelerin en yücesidir. Hakka ibadet, halka hizmet şeklinde hulasa edilen bu vazife, peygamberler mesleğidir.
Cenab-ı Hak bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır: Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlar ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenler müsavi olmazlar.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) ise, Hz. Ebu Rafi’ (R.A)’a şu nasihatte bulunmuşlardır: “(Ya Ebâ Rafi’!) Allah’a yemin ederim ki, senin vasıtan ile Allah’ın bir kişiye hidayet vermesi, senin için, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır..”
Allah yolunda yapılacak hizmetlerde gösterilecek gayretin en güzel numunesi, peygamberler ve onların vârislerinin hayatlarıdır. Yıllarca dînî teblîğ ettiği halde, sadece bir kişinin hidayetine vesile olan peygamberler olmuştur.fakat bütün sıkıntılara rağmen, tebliğ vazifesindeki gayretleri asla eksilmemiştir.
Din-i Celil-i İslam’ı tebliğ hususunda, Peygamber Efendimizin çektiği sıkıntıları ve bunlara karşı gösterdiği sonsuz tahammülü kelimeler ile anlatmak mümkün değildir.
Bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Yemin ederim ki, Allah yolunda, kimsenin görmediği eziyetleri gördüm. Allah uğrunda, hiç kimsenin görmediği korkulara maruz kaldım. Öyle bir otuz gün ve gece geçirdim ki, Bilal’in koltuğu altında sakladığı yiyecek dışında ne bende ne Bilal’de bir canlının yiyebileceği bir şey vardı.”

Cenabı hak Peygamber efendimizin sonsuz gayretini şöyle beyan ederler “Ey Habibim! Nerdeyse sen, bu söze (Kur’an’a) inanmayanların ardından üzülerek kendini helak edeceksin.”
Kendisini dinimizin en iyi, en doğru ve en süratli bir şekilde öğretilmesi ve yaşatılması davasına veren; “Efendi, biraz istirahat buyursanız.” denildiğinde: “Günde binlerce insanın imanı sönerken, ben nasıl ayaklarımı uzatıp yatabilirim.”, buyuran; “Hocalıkta bize ekmek kalmadı.”, diyenlere: “Efendiler! Hocalık bir meslek, bir ekmek teknesi değildir. Hocalık, Allah’ın, Rasülüllah’ın, kitabullah’ın ve din-i mübin-i İslamın tebliğ memurluğudur.”, şeklinde cevap veren; hastalığı sebebiyle, istirahat ettiği odasına, elinde kitabıyla giren talebesine:
“Gel evladım, biraz okuyalım... Biz değil yorgunluk, rahatsızlık; mezara gidiyor dahi olsak; okumak, okutmak ve hizmet denilince koşarız”, buyuran Allah dostları, maruz kaldıkları sıkıntılara rağmen, gayret-i diniyyelerinde zerre kadar noksanlık olmadan, kendilerine verilen vazifeleri en güzel şekilde ifa etmişlerdir.


Muhterem Müminler!
Peygamber Efendimiz bir savaş dönüşü, kızı Hz. Fatıma R.Anha’nın evine uğramışlardı. Hz. Fatıma, çok sevdiği babasının, yüzünün solmuş, elbiselerinin eskimiş olduğunu görünce, dayanamayıp, Allah Rasülünün boynuna sarılarak, ağlamaya başladı. Kızını teselli etmek isteyen fahr-i alem: “Ya Fatıma, ağlama! Allah, babanı öyle bir dava ile göndermiştir ki, bu din gecenin olduğu her yere ulaşacak, yeryüzünde topraktan, deve tüyünden ve kıldan mamul ne kadar ev varsa, Allah bu dava sebebiyle, evlere ya izzeti, yahut zilleti verecek.” , buyurdular.

Şu bir hakikattir ki, bu hizmetlerin bize ihtiyacı yoktur. Cenabı Hak, dininin, kıyamet sabahına kadar devam edeceğini, kendi kelam-ı kadimiyle yazmış, bir kafirle dahi olsa, bu dinin her tarafa yayılacağını bildirmiştir. O halde, müminler olarak, bütün arzu ve gayretimiz, Cenab-ı Hakk’ın bizleri son nefese kadar son nefes dahil, dininin hizmetçilerinden kılmasıdır. Peygamber Efendimiz, Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Dünyanın ömrü olduğu müddetçe, Allah’ın kıyamet emri gelinceye kadar, ümmetimden hak üzere, gâlip ve daima dine destek olan bir cemaat asla zail olmayacak. Bunlar dine sahip çıkacaklardır. Kendilerine muhalefet edenler onlara hiçbir zaman zarar veremeyecektir.” Bizlere düşen vazife bu taifeden olmaya çalışmaktır.

Varis-i Resul olan Silsile-i Sadat'tan Ebu'l Faruk Hazretlerinin mübarek beyanlarına göre Evlatlarım! Sizler ne büyük mükâfata nail olacaksınız bir bilseniz.Yarın kıyamet gününde bizler geçerken mahşer halkı gıpta ile peygamber efendimize sorarlar: Ya Rasülallah bunlar enbiya mıdır? Cevap hayır. Bunlar şüheda mıdır? Cevap hayır. Bunlar evliya mıdır? Cevap hayır. Öyle ise kimdir bunlar? Rasülüllah Efendimiz: “Bunlar ahir zamanda sönmek üzere olan dini celil-i islamı ümmeti muhammedin evladına aşılayan mücahidlerdir”. Buyururlar.
// mollacami.net // Hadimül Kuran //
[font=Verdana]

Varis-i Resul olan Silsile-i Sadat'tan Ebu'l Faruk Hazretlerinin mübarek beyanlarına göre Evlatlarım! Sizler ne büyük mükâfata nail olacaksınız bir bilseniz.Yarın kıyamet gününde bizler geçerken mahşer halkı gıpta ile peygamber efendimize sorarlar: Ya Rasülallah bunlar enbiya mıdır? Cevap hayır. Bunlar şüheda mıdır? Cevap hayır. Bunlar evliya mıdır? Cevap hayır. Öyle ise kimdir bunlar? Rasülüllah Efendimiz: “Bunlar ahir zamanda sönmek üzere olan dini celil-i islamı ümmeti muhammedin evladına aşılayan mücahidlerdir”. Buyururlar.



mevlam bu müjdeye nail olanlardan eylesin efendimizin yanında gıpta edilen zümreden olanlardan olalım inşaallah ALLAH RAZI VE MEMNUN OLSUN

Allah razi olsun.
Basimiza ne gelirse gelsin vaz gecmek yok bunu anladim.
Hani okuduklarimi ellerimle yazip insanlara okuyorum, bazen diyordum sana mi kalmis insanlari yola getirmek.
Hani bazen bana aciyorlar, basima türlü türlu felaketler geliyor anladimki bugun bile vazgecmek yok.
Bilirim ki Rabbimin ihtiyaci yok , O istese herkesi yola getirir.
Isterki sevdikleri bu davayi seve seve üstlensin oda onlara ihsanini versin.
Rabbim yardimcimiz olsun.
En zorlu anlarda bile bu vazifeyi yapmaya güc versin.

elinize emeğinize sağlık RABBİM amil olmamızı nasip eylesin..


elinize emeğinize sağlık RABBİM amil olmamızı nasip eylesin..


Hutbe ve Vaazlar

MollaCami.Com