Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


" Sevgi ve Su "



Sevgi ve Su



Zavallıcık, kara kara düşünmeden edemiyor, uzun uzun dalıyor, adeta kendinden geçiveriyormuş, yüreğinin acısından gözlerinden yaşların süzülmesine istesede engel olamıyomuş. Ne kadarda zorlasa engellemeye çalışssa ve sağlam setlerle çevirsede bi faydası olmuyor aniden kafasına yerleşen o düşünceyi berteraf edemiyor acısından başında ağrılar oluşuveriyormuş. Ama diyormuş böylede olmamalıyım bu girdaptan kurtulup bi çıkıta bulmalıyım diyede düşüncesini zorluyomuş.
Acaba diye düşünmeye başlamış kendimi sorgulamalıyım bi bakayım sevmeyi bilmiyomuyum ? diye sormuş cesurca eğri düşünmeden ve kendini haklı çıkarmaya çalışmadan.
Oysa sevmeyi sever ve kendisinden başkaları herkes sevgi dolu, sevgiyi bilen sevgisel olduğunu
söylerlerdi ve kendiside bunu hissederdi. Acaba yanılıyomuydu ki, eksik olan neydi ki bi türlü sevgiyle yakınlaşamıyo du. Sevgi diye bağlandığında vefalı olsada yine yıprayan, acı verilen kendisi oluyodu bi terslik vardı bunu bulmalıydı ve bundan sonra tarih tekerrür eder den ders alacak ve tekerrürleri yanlışlardan sıyıracaktı buna kararlıydı.
Başını hafifce doğrultmaya gayret etti. Acaba biraz gayretsiz, dirençsiz ve sadece tabi mi oluyodum diye düşüncesine devam etmeye başladı. Eger bunlardan dolayı kayboluduysa sevgi suç yine bende diyodu. Zaten hep öyle yapardı oldum olası, kim kendine suçu alırdı ki yine suçu benden başkası almaz suçlu benim, suçlu olmasam sevgi kaçmaz bende de kalırdı diye aldı üstüne suçu. Belki suçlu bulununca bi teselli mi olacaktı, ağrısı hafifleyecekmiydi ki, yok bunlar gerçekte olmayacaktı ama kime suç atsındı ki, kim kabullenecekti ki, kim ona yanlış yaptım, hatam oldu, incindi mi , kırıldı mı diyecekti ki. Napsındı ki sanki kaostu, buhrandı ama sıyrılmalıdı işte bu ruh halinden artık yorulmaya, usanmaya başlıyordu, eksikler tesbit edilecek, hatalar belirlenecek ve bu eksiklikler ile hatalara bi daha düşülmeyecekti. İşte suçluda benim, Hatalıda benim dedi. Hem hakim oldu, hem sanık. Hükmünü verdi , cezasını kesti kendi kendisine.
Ben insanım dedi birden, tüm ümitler tükenmemeli, tüketilmemeli bu fıtratıma aykırı bi kere. Hem gayretli ve hemde ümitli olacağım diye iç dünyasından geçiriverdi bu düşüncelerle birlikte bi kuvvet, bi irkilme, yüzünde acıda olsa bi gülümseme ve yüreginde bi gevşeme hissederken bedeni dirçilmeye başlamış adeta bi yavaşta olsa sevinç içten içe benliğini bürümeye bedenini kaplamaya başlıyordu.
Bilgilerini, okumalarını, yaşamını, deneyimini, aktarılanları, aktarımlarını
gözlemlerini ve tecrübelerini derlemeye kafasını toplamaya çalışyordu bi an;
"Galiba anlıyorum. Sevgi çeşitli çeşitli hallerde olabiliyor ve tıpkı suya benziyor. Çünkü sevgide de kısa süreli olanı, seviyo gibi görüneni, kandırmaya çalışanı, oyun göreni ve esaslı sevgi olanı gibi çeşitleniyoken; su da ; tuzlusu, acısı, kaynarcası, ılıcası ve esaslısı olan tatlı işçe suyu çeşitli halleriyle sevgiye ne kadar da benziyor adeta örtüşüyor" dedi.
Sanki çözümlemeye başlamış o puslu dünyasında sisler azalmaya başlamıştı. Hissediyordu evet. Hissediyordu.
Sevgiyi o da herkes gibi seviyodu. Bulunca hiç düşünmeden bu sevgi diyor alıyordu ama su misali sonra suyu düşünmeye irdelemeye başladı sevgiyi suya misalleyerek sanki su sevgi, sevgi de su olmuştu öyle düşünüyordu bi an; suyu en yakın ve kolay muslukta buluyodu, evindeki musluğu açınca, akıyor, kapayıncada orada duruveriyordu su bi bakıma o suya her yönüyle hakimdi ve kendisinin hükmü ile tasarrufu altına girmişti, bi de bazen dışarda hatta pikniklerde görüyordu suyu çeşme olmuş bazen musluklu çeşme bazende musluksuz oluklu olup, oluğundan öylece akıveriyordu. Çeşmede oluktan akarken akınca su özgürdü ve hep akıyırdu kendine bi yol açmış o arkta akıp gidiyodu. Bi de damacana ve petlerde bulduğu ve para ile aldığı sular kaplar içinde bekleyen suydu bunlar. Bu suları birileri zahmet, emek ve plan dahilinde çeşme suyu hariç belli bi meğlağ ile alınabiliyodu. Oysa sevgide meblağ olması düşüncesine tam uymuyo gibi geldi ama fazla üstünde durmadan devam etmeye başladı.
Suyu beraberinde de sevgiyi düşünüyordu aslında asıl su rahmet olarakindiren Yüce Allah'ın nimeti olan ve canlılığın devamını sağlayan yağmur ile ahmanı Rahim olan Allah c.c hunun bi başka güzel ve her bir danesini bir meleğin indirdiği Kar nimetinin toğrağın güzel ve geçirimli katmanlarından süzülerek derinlere inen bazen oralardan kendiliğinden düze akarsu olarak çıkan ve çağlayan, bazende suya ihtiyacı olup, Rabbim senin iznin ve fazlu kereminden diyerek arama, tarama, belki etüt, plan ve proje ile jeofizik bilgileriyle kuyu ve sondajla çıkarılan, ak ve pak, berrak ve kokusuz, soğuk ve tatlı su ile karşılaşılabiliniyor. İşte bu su gibi sevgide tertemiz olmalı diye bi iç çekti ve içi tazelendi adeta.
Demekki sevgi sandığı yüzeyde yağışlardan biriken aslında beslenmesiz ve biraz akınca veya hava biraz ısınınca geçiverecek suya ne kadar da benziyordu. Oysa sevgiyi seçmeli, emek ve zahmetine vakıf olunarak o bitmek, tükenmek bilmeyen tadı tat, rengi berrak, kokmayan güzel topraklardan çıkan su gibi olmalıydı, rastladı sevgiler böyle olmadığından mış meğer onları sevgi sanmışmış ilk evvela ama bi süre sonra bitivermiş kuruyuvermişler yüzey suları misali adeta.
Artık teşhisi ve metodu belirlemenin rahatlığını hissetmeye başlamış üzerinde. Kalbi rahatlayarak yüzüne tebessüm gelmeye adeta çiçek gibi açmaya ve mis gibi güzel kokmaya başlamış. Seçici olacağım tatlı suyu buluncaya kadar, bulacağım sevgimi kurumasın diye besleyeceğim. Bulunca kalbime bağlayacağım kanalları yapacağım ki bi taraflara akmasın yüreğime sevgi olsun aksın. Suyumun debisine göre arklarımı geniş veya dar tutacağım ki suyum çağlayanken dar arkta taşmamalı, azaldığında da aşırı boşluklara düşmemeli diyede bek etmiş tecrübe kazandığından besbelli.
Dedi ki; "Suyu bulmayınca yani sevgiyi yani yokken çok kıymetli olmakta onu bulmaya çalışılmakta, buluncada usanmamalı, bıkmamalı elimde nasıl olsa, hakimim ona malikim diye gerekli kıymet verilmeyince rehavet çöküyor, vurdumduymazlık oluyor, kalbe bağlanan kanallar yavaş yavaş deforme olmaya eskimeye, yıkılmaya başlıyor, gerekli yenilenme ve onarım yapılmadığında arkta gedikler açılıyor o su akıyor boşluklardan hemencecik giriveriyor ve çentikleri genişletiyor kalbe akıyorken, kalbi besliyorken akamaz, besleyemez oluyor. Helede akıyorsa aksın, kendi bilir görmüyormu kalbimi buraya aksaya dilim desede aslında düşüncemde hem derinden çok derinden kalbime aksa, aksa derim, kalbim yanar ama su bunu duymaz sa bilmezsse o bulacağı derme çatmada olsa arktan akar, akar, akar da gider. Yerinde ve zamanında müdahale ile bu yıkımada izin vermemeye ve yüreğimide daha fazla susuz yani sevgisiz koymama gayretini göstermeliyim. Hem ya su yani sevgide yüregime akmak istiyorduysa, o suyu yani sevgiyi yani beni sevenide yürek havuzundan yatağından ayırmak bencillik, insafsızlık, duyarsızlık ve sevgiye hürmetkarsızlık ve nimete şükürsüzlük olmayacakmıdır " diye sordu.
Bi daha bulmalıyım sevgiyi onunla bir bütünlük ve uyumsallıkla yaşamalıyım dedi.

m u r a d
29 Ocak 2009


Ben insanım dedi birden, tüm ümitler tükenmemeli, tüketilmemeli bu fıtratıma aykırı bi kere.


emeğinize sağlık kardeşim çok güzel yazıydı....daiama rabbime şükredenlerden olmamız temennisiyle



A L L A H (c.c.) razı olsun

Çok teşekkür ediyorum.


Sevgi, Özlem...

MollaCami.Com