Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Güzel Ahlâk-hutbe

Muhterem Müslümanlar!
Hutbemiz, Güzel Ahlâk hakkındadır.
Mensûbu bulunmakla iftihar ettiğimiz İslâm dîni, İslâm büyüklerinin beyânına göre üç şeyden meydana gelmektedir. Îman, amel ve ihlâs. Îman kalbe, amel vücûda mahsustur.Ihlas da guzel ahlaki meydana getiren bir fazilettir. Güzel ahlâk, nefsin kötü ahlâkına zıt olarak ruhta yerleşen bir seciyye ve huydur.Kisaca güzel ahlâk, îmanın ayrılmaz bir parcasidir. Kâmil bir müslüman olmanın yolu da güzel ahlâktan geçer.
Îmânını kemâle erdirip kâmil bir müslüman olmak isteyen herkes yaşadığı müddetçe güzel ahlâk ile ahlâklanmanın yollarını aramalı, bu hususta gayret sarfetmelidir. Çünkü hadîs-i şeriflerde de beyân edildiği üzere kıyâmet gününde mü’minin mîzânında en ağır basacak şey güzel huyunun ecir ve sevâbıdır. O günde Peygamber (sav) Efendimiz’in himâyesinde ve yakınında bulunacak bahtiyarlar, güzel ahlâk sahibleridir. Allâh-ü Zülcelâl Hazretleri âyet-i kerîme de: “O takvâ sahibleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar. Öfkelerini yutarlar ve insanları afvederler. Allah’da güzel davranışta bulunanları sever.” (Al-i Imran Sûresi, 134) buyurmaktadır. Rasûlüllah Efendimiz de hadîs-i şerîflerinde: “Hayırlılarınız ahlâkça en güzel olanınızdır.”, buyurmaktadırlar.
Yukarıda îzah etmeye çalıştığımız ahlâk, bazı yanlış ve sapık fikir sâhiplerinin zan ettiği gibi beşerin kendi düşüncesine değil, Allâh’ın emirlerine ve vahye müstenid olan (dayanan) ahlâk anlayışıdır. Din, fazîleti emreder. Dinsiz bir kimsenin fazîlet ve ahlâk anlayışı olamaz. Bu bakımdan dinsiz cemiyetler târih boyunca her zaman yok olmaya mahkûm olmuşlardır. Yakın tarihimizde de müşâhede etmişizdir ki; dine, kitâba, ilme, irfâna, mukaddesâta, ahlâk ve fazîlete hizmeti gaye edinmiş bir milleti, topla, tüfekle ve sâir metodlarla mağlûb edemeyeceğini anlayan şer kuvvetler, O milleti dîninden, îmanından, ahlâkından uzaklaştırmak sûretiyle mağlûb etmeye karar vermişlerdir.
Muhterem Mü’minler!
Güzel huyun alâmetlerinden bazıları, güler yüzlü, tatlı sözlü, yumuşak huylu ve ağır başlı olmaktir. Bu vasıfları kendinde toplayan müslüman güzel ahlâk sahibi sayılır. Rasûlüllah Efendimiz eshabdan Münzir(ra)’a şöyle buyurdular: “Sende iki huy vardır. Allah(cc) onları sever. Yumuşak huyluluk ve ağır başlılık.” Yine Fahr-i Kâinât Efendimiz şöyle duâ ederlerdi: “Ey Allahim, senden sıhhat, iffet, emânet ve birde güzel huy isterim.” “Ey Allahim, ayrılık ve muhâlefetten, iki yüzlülükten ve kötü huydan sana sığınırım.” Yine Peygamber (sav) Efendimiz aynaya baktığı zaman: “Ey Allahim beni güzel yarattığın gibi ahlâkımıda güzelleştir” buyurmuşlardır.
İşte böyle bir Peygamberin ümmeti olan biz mü’minler de dâimâ Cenâb-ı Hakk’a duâ ve ilticâda bulunmalı, hem kendimizi hem de evlâd-ü ıyâlimizi güzel ahlâk ve fazîlet üzere yetiştirmeye çalışmalıyız. Bununla da iktifâ etmeyip, güzel ahlâk sâhibi nesiller yetiştirmeyi ve bu nesli cemiyyete kazandırmayı hedef ve gâye edinmiş kimselere ve müesseselere de elimizden geldiği kadar yardımcı olmalıyız. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerde buyuruyorlar ki: “Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için peygamber olarak gönderildim” “Ahlâk güzellikleri Cennet işlerindendir” “Allâh’a îmandan sonra akıllılığın başı hayâ ve güzel ahlâktır” “İbâdetin en kolayını ve bedene en hafifini haber vereyim mi? Sükût ve güzel huydur” “Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Bir kötülüğün peşinden onu giderecek iyilik yap. İnsanlara güzel ahlâk ile muâmele et”


Hutbe ve Vaazlar

MollaCami.Com