Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Allah korkusu -hutbe
Muhterem Müslümanlar!
Bu haftaki hutbemiz Allah korkusu hakkinda olacaktir. Insanları iyilikte devam ettiren, kötülüklerden muhafaza şey Allah korkusudur. Eger bu korku olmasa, kötülüğe, gunaha mani olmak imkânsız hale gelirdi..Allah korkusu, kalbte yanan bir nurdur ki, insan hayır ve şerri onunla görür.Nitekim Mevlamiz soyle buyuruyor: "Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir." (Enfal Suresi, 29)
Allah korkusu, Cenab-ı Hakk'a itaat edip isyan etmemek, hatırlayıp unutmamaktir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) "Darlıkta ve varlıkta Allah (in emirlerine karşı koymak) tan kork", buyurmuştur.
İnsan, yaptığı işlerin Allah tarafından görüldüğünü hakkıyle bilirse kendini kötülükten alikoyar. Eli harama, gozu gunaha, dili yalana cür'et edemez. Bu Allah korkusu; kötülüğe-gunaha karşı ayakta bağ, elde kelepçe, dudakta kilid, gozde kapak ve iyilik yapmakta ise buyuk bir kuvvet olur.Rasulullah Efendimiz (s.a.s.)buyuruyorlar ki: "Kişiye ilim olarak Allah korkusu yeter. Bir ferde cehalet bakımından kendi nefsini beğenmesi kâfidir"
Bir mü'min, Cenâb-ı Hakkın emirlerine muhalif hareket edemez, her ân Allah'ın murakabesi (gozetimi) altında bulunduğunu bilir ve "Rabbirnin
rahmetinden uzak kalırsam hâlim nasıl olur?" diye ürperir. İşte, onun kalbinde doğacak bu hâl, "Hikmetin başı Allah korkusudur" , hadîs-i şerifinde haber verilen korkudur.
Muhterem Mü`minler!
Allah'tan korkmak, muayyen bir zamana ve belirli bir mekâna mahsus değildir. Bunun için Peygamber Efendimiz, "Nerde olursa ol Allah'tan kork. Bir kötülüğün ardından onu (silip) yok edecek iyilik yap. İnsanlara karşı güzel huylu ol" buyurmuştur.
Bir âyet-i kerimede Cenâb-ı Hak soyle buyuruyor:
"... Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir." (Talak Suresi, 2)
Yine bir hadîs-i şeriflerinde Resûlullah Efendimiz, "Kıyamet günü hiçbir kul; ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne iş yaptığından, malını nerede kazanıp nereye harcadığından, bedenini nerede mahvettiğinden sorulmadıkça ayağını yerinden ayıramaz" buyurmaktadır.
Kişinin, anne ve babasından bile kaçacağı mahser günü, gözler dehşet ile donecek, dizlerde vücudu taşıyacak kuvvet kalmayacaktır. Bu hususla alakali olarak Kur`an-i Kerimde soyle buyruluyor: "Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının, çünkü kıyamet saatinin sarsıntısı büyük bir şeydir.Onu gördüğünüz gün, her emzikli kendi emzirdiğini unutup geçecek ve her gebe kendi yükünü düşürecektir. İnsanları da sarhoş olmuş görürsün, oysa onlar sarhoş değillerdir. Ancak Allah'ın azabı pek şiddetlidir." (Hac Suresi, 1-2)
Peygamber Efendimiz (s.a.s) de soyle buyuruyor: "Allah Teâlâ'nın haram kıldıklarından kapanan, yüce Allah'ın yolunda uyanık duran ve Allah korkusundan yaş döken gözden başka kıyamet günü her göz ağlayıcıdır".
Bir günah, küçük de olsa, sahibinin yüzünde kara ve kalbinde yaradır. Tevbe ile temizlemeyen kimse, ahiret endişesinden kurtulmuş sayılamaz. Fahr-i Kainat Efendimiz bir hadîs-i seriflerinde şöyle buyurmaktadırlar: "Biriniz kendi nefsinde yaptığı en küçük günâhından (sorumlu) tutulmaktan korksun".
Bir insan, ahiret hayatının kaygisini kalbinde duyarsa ona göre tedbirini alır. Asla vurdum duymazlık edemez. Zira ahiret kaygisini atan kimse ya kendini mes'ûliyetten uzak görmüş veya âhirete olan imanı sönmüş demektir. Bu iki ihtimalden uzak bulunan kimse, ahiret için çalışmayı ihmâl edemez. Allah korkusuna-takvaya sahip olmak isteyen günahları terk etmek zorundadır. Gökten ne kadar rahmet yağsa taşın üzerinde gül yetişmez. Allah korkusu olmayan kalp ise, taştan daha serttir.Allah korkusu, taş gibi kalbi, hamura, çevirir.
Hutbemize bir âyet-i kerime ile nihayet verelim.Cenab-i Hakk soyle buyuruyor (mealen): "Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cehd edin (çaba harcayın), umulur ki kurtuluşa erersiniz." (Maide Suresi, 35)