Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ben seytani altederim...

"Ben seytani altederim" sözü, seytan için kolay lokma oldugumuzu gösterir.

Vehm, seytandan geliyor ama seytan, vehmin kendisinden kaynaklanmadigini telkin ediyor.

Kendi seytanini recmetmeli insan...

Nefs neticeyi hemen almak ister...

Nefs haramlarda aceleci, hayirlarda ertelemeci...

Nefs simdiki zamandan mal kaçiriyor...

Nefs miyoptur; uzagi görmez, ahireti düsünmez...

Nefs Hayal hipermetroptur, yakini görmez...

Nefs cimridir. O yüzden Kur'ân'da çok sik "infak edin" ikazi var...
Cimrilikte rahmet-i ilâhiye'ye güvensizlik hali sözkonusudur...

Akillar istisare eder, nefsler etmez... Her nefs kendi yolunda yuvarlanir...

Günlük hayatimda mesveret etmiyorsam, ya kendi nefsimi, ya da baskasinin nefsini putlastiriyorum demektir...

Nefs günahlari sahiplenmeyerek Cebriye, iyilikleri sahiplenerek Mu'tezile rolünü oynuyor...

Nefsin kurali yoktur... Küfür sinir tanimaz... Cünkü nefs sinir tanimaz.

Seytan nefse, nefs hayale üfler...
Ardindan, seytan nefsten gelen hayali irdelemeye baslar
ve insanin kendi basina tahayyül etmedigi seyi bizatihî insandan südur etmis gibi telkin eder...
Böylece vesveseye ve ümitsizlige düsürür...

Cenab-i ALLAH-cc hicbir kardesimi nefs-i emmare'nin eline birakmasin...

amiiin aminn Allah razi olsun


amiiin aminn Allah razi olsun

Insan, bir taraftan hirs, kin, nefret, haset.. vb. duygularla örgülenen nefis mekanizmasi,
diger taraftan da nerede, ne zaman ve ne sekilde karsisina çikip kendisini aldatacagi
belli olmayan seytan unsuruyla her zaman karsi karsiyadir...
Çogu zaman bu düsmanlar, insana dost suretinde yaklasarak dogruyu yanlis, çirkini güzel,
batili hak gösterir ve insani idlâl edebilirler...
Bu mevzuda Kur'ân, seytanin his ve karakterine söyle tercüman olur:
"Elbette onlara önlerinden, arkalanndan, saglarindan, sollarindan sokulacagim ve sen,
onlann çoklarini sükredenlerden bulmayacaksin."
(A'raf, 7/17)
O halde insan, nefsin ve seytanin vesveselerine karsi daima uyanik olmak zorundadir...

Ayrica, iman ve Kur'an hizmetiyle istigal eden insanlarin nefs mekanizmalari tabiî seyri içinde çalismaktadir
ve o mekanizma her firsatta kendi isteklerini kabul ettirme arzusundadir.
Bu acidan da insanin bunun bilincinde olup, nefs mekanizmasinin aldatma ihtimaline karsi temkinli olmasi icap eder...
Hayatini kudsî bir dairede geçirse de insan...

Bazen nefsin ya da seytanin zehirli oklarindan biriyle karsi karsiya kalabiliyor...
Bundan kurtulma yollarindan biri, insanin daima kendi duygu ve düsüncelerini kontrol altinda tutmasidir...

Efendimiz (s.a.s), kandirmalara maruz kalmamak için bizlere her zaman dua yolunu göstermektedir...
Hemen her firsatta, kalbimizi çatlatircasina
"Ya Rabbî, Ya Rabbî, Ya Rabbî.." diyerek yapacagimiz dualar,
hem iradelerimize fer ve kuvvet verip bizim hayra yönelmemizi saglayacak,
hem de onlardan gelebilecek tehlikelere karsi bizi muhafaza edecektir...

Hasili; her sahis kendi duygu ve düsüncesiyle imtihan oldugunu bilip, bu duygu ve düsüncelerinde hem nefsin,
hem de seytanin belli hesaplarinin olabilecegi ihtimalini bir lahza unutmayarak hep temkinli hareket etmesi gerekmektedir...

YÜCE MEVLA'MIZ YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN

tşkrlr ::)

Insani seytana tutsak eden nefsî hastaliklar:

Zayiflik, ümitsizlik, emelsizlik,
simariklik, asiri sevinc,
gösteris, kendini begenmislik, yersiz övünme,
zulüm, azginlik, inkâr, nankörlük,
acelecilik, basibosluk, serserilik,
cimrilik, acgözlük, hirs, münakasa,
süphe, kararsizlik, cehalet, gaflet,
düsmanlikta katilik, aldatma, yalan, iddiâ,
sabirsizlik, sikâyet, yakinma, infak etmeme,
isyankârlik, inatcilik, tahakküm, haddi asma,
mala düskünlük ve dünyaya dört elle sarilma !!!

-Ey insanlar!
Yeryüzündeki temiz ve helâl seylerden yiyin, seytana ayak uydurmayin, zira o sizin için apacik bir düsmandir.
Muhakkak size kötülügü, hayasizligi, Allah'a karsi da bilmediginiz seyi söylemenizi emreder.
(el-Bakara, 2/168-169)

Allah razı olsun kardeşim.... dualara hesapsız amin...

Şeytanı Zayıflatma Yolu



Ebu Hüreyre anlatıyor:
"Bir gün bir mü'minin şeytanı ile bir kâfirin şeytanı karşılaşırlar. Kâfirin şeytanı yağlı, semiz, parlak ve temizdir. Mü'minin şeytanı ise, zayıf, pis, kirli ve çıplaktır. Kâfirin şeytanı, mü'minin şeytanına:
— Bu ne hâl? diye sorar. Mü'minin şeytanı:
— Ne yapayım, bir adama düştüm ki, adam yiyeceği zaman besmeleyi okur, ben aç kalırım. İçeceği zaman besmeleyi okur, ben susuz kalırım. Giydiği zaman elbiseyi besmele ile giyer, çıplak kalırım. Temizlendiği zaman besmele ile temizlenir, ben de pis kalırım, der. Bunun üzerine kâfirin şeytanı da:
— Ben öyle bir adam ile arkadaşım ki bunlardan hiçbirisine besmele getirmez. Yemesinde, içmesinde ve giymesinde ben kendisine ortak olurum, der." (Gazalî, İhyâ, III).




Şeytanın şerrinden Allah'a sığınmayla alakalı Kur'an-ı Kerim' de pekçok ayetler bulunmaktadır.

İşte bu konudaki ayetlerden bazıları:

“Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.” (7:200);
“Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbim!” (23:97-98.)


Bu ayetlerde şeytanın, özellikle ibadet esnasında insana gizlice sokulup vesvese vereceğine ve kışkırtarak hayırlı işlerden alıkoyup günaha sevk edebileceğine işaret edilmektedir.

Özellikle Kuran okumaya başlandığı zaman insanın aklını, fikrini dağıtıp okuduğu Kurandan etkilenmesini önlemek için çeşitli vesveseler ortaya atan, hatta “böyle Kuran okunmaz” dedirterek, Kuran okumaktan vazgeçirmek ister. Onunbütün buy oyunlarına karşı da yine Allah’a sığınmamız isteniyor:


“Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!” (Nahl, 16/98.)

Burada istenen şey, Kuran okumaya başlamayacağımız zaman “Euzü billahi mine’ş-şeytan’ir-racim” diyerek, önce “Allah’ın rahmetinden uzaklaştırılmış ve cennetten kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım” duasını okumaktır.



Özellikle ilim tahsil etmek ve ibadet yapmak isteyenler şeytanın tasallutuna karşı Allah’a sığınmalıdır. Ancak bu yolla o sinsi düşmanın şerrinden korunabilirler.

“Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işiten, bilendir.” (Fussılet, 41/36)


Şeytani düşüncelerin sınıfı ve sınırı yoktur. O her şeye karışmak, her şeyi bulandırmak ister ve kendisine uyduğumuz şeyler küçük de olsa bunlardan memnun olur. Çünkü onun ileriye dönük yatırımları vardır ve bunun daha büyüklerini yaptırmayı planladığı için önce ufaktan ufağa bizleri yoklar. Birinci günahı işlettiği zaman büyük bir zafer kazanmış gibi sevinerek çığlık atar. Zira şeytanın çağırdığı birinci basamağa çıkan ikinciye daha kolay ve daha rahat çıkacaktır.


Şeytandan Allah’a sığınmak, sadece normal insanlara mahsus bir şey değildir. Ondan Peygamberler, veliler ve salih kimseler de Allah’a sığınmışlar, dua ederek onun rahmet kapısını çalmışlardır. Zaten Kuran-ı Kerimde;




“De ki: Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?” (25:77);

“Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.” (40:60.);

“El açıp yalvarmaya lâyık olan ancak Odur. Onun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerini hiçbir şeyle karşılamazlar. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. Kâfirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.” (13:14)


ayetleriyle müminler Allah’a dua etmeye ve ona sığınmaya davet edilmişlerdir. Şu da unutulmamalıdır ki, “Rızasını kazanmak için, korkarak ve umarak, gizlice, haddi aşmadan, darlık ve bolluk zamanlarında” (1) Allah’a dua etmek bizim için bir görevdir ve bunu Rabbimiz bizden istiyor. Zira dua, aynı zamanda bir ibadettir.

ALLAH-cc cümlemizden razi olsun...
bilhassa katkilardan dolayi...


Serbest Kürsü

MollaCami.Com