Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Anlayabildiklerimiz -4-

Sıkıntılı günlerin birinde, Peygamber efendimiz bir gece eve vardıklarında, “Yâ Âişe! Yemeğin var mıdır? diye sordu. Aişe validemiz “yok” cevabını verdi. Biraz sonra, Hz. Ebu Bekir kapıyı çaldı. Peygamber efendimiz sordu: “Yâ Ebâ Bekir! Bu vakitte gelmenizin sebebi nedir?” “Yâ Resûlallah! Üç gündür birşey yemedim. Çok acıktım. Mübârek yüzünüzü görerek açlığımı unutmak için geldim.”
Bu konuşma sırasında tekrar kapı çalındı, baktıklarında Hz. Ömer ile Hz. Ali’nin gelmiş olduğunu gördüler. Peygamber efendimiz bunlara da aynı soruyu sordu. “Yâ Habîballah, üç gündür yemek yemedik. Çok acıktık. Mübârek cemâlinizi görüp açlığımızı unutmak istedik.” dediler. Hz. Ali ayrıca: “Yâ Resûlallah! Hazret-i Fâtıma ile Hasan ve Hüseyin de üç gündür açlar” dedi. Peygamber efendimiz: “Üç gündür ben de birşey yemedim. Karnım açtır” buyurdu.
Sonra hazret-i Ali dedi ki: “Yâ Resûlallah! Dün yoldan geçerken Mu’âz bin Cebel’in avlusundaki hurma ağacında, hurmalar gördüm.”
Bunun üzerine Peygamber efendimiz: “Kalkınız, Mu’âz’ın evine gidelim. Bizi hurma ile misâfir etsin” buyurdu. Resûlullah efendimiz ve üç büyük Eshâbı, hazret-i Mu’âz’ın kapısına vardılar.
Hazret-i Ebû Bekir: “Yâ Mu’âz devlet kuşu başına kondu. Allahın Resûlü evine teşrif etti” diye seslendi. Fakat, evde bu sesi kimse duymadı. Yalnız Mu’âz hazretlerinin küçük kızı duymuştu. Annesine, hazret-i Ebû Bekir’in kapıya geldiğini söyledi. Annesi: “Kızım bu vakitte hazret-i Ebû Bekir’in kapımızda işi ne?” dedi. Tekrar yattılar.
Sonra hazret-i Ömer seslendi arkasından hazret-i Ali ve son olarak da Peygamber efendimiz: “Yâ Mu’âz!” diye seslenince kızcağız babasına gidip: “Babacığım, ne duruyorsun, başımıza devlet kuşu kondu. Allahü teâlânın Resûlü ve üç Eshâbı kapıya gelmişler, seni çağırıyorlar.”
Mu’âz hazretleri hemen kapıya koştu. Misâfirlerini içeri aldı. Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Yâ Mu’âz! Üç gündür ben ve Eshâbım hiç yemek yememişiz. Dün Ali yoldan geçerken sizin avludaki hurma ağacında hurmalar görmüş. Geldik ki bizi hurma ile misâfir edesin!” Hazret-i Muaz, misafirlerle ilgilenirken, Hazret-i Ali bahçeye gidip sepeti doldurup getirdi. Herkes yediği hâlde hurmalardan hiç eksilme olmadı.
Allah'ım şu Hadis-i Şerif'den hissedar olan kullarından eyle....
Evet şu anlayışa bakın. üç gün aç kalacağım boğazımdan bir şey geçmiyecek Efendimizi görünce karnım doyar düşüncesi hasıl olacak...Allah'ü Ekber. Ashab-ı Kiram efendimizi böyle anlamışlar kalplerine böyle nakşetmişler. BU anlayış olduğu içinde, müslümanlık kısa zamanda bütün dünyaya yayıldı. O halde kendimiz bu Hadis-i Şerif'i zaman zaman hatırlayıp (Hatta aklımızdan çıkarmayalım) kendimize soralım, sorup sorgulayalım. Biz hangi durumdayız. Bu Hadis'in neresindeyiz. Mâ sadakı bizlere şamilmi...Vesselam...(mollacami.net//ücharfbeşnokta)

Allah'ım şu Hadis-i Şerif'den hissedar olan kullarından eyle.


Amin Ya rabiii, Allah razı olsun.

Cümlemizden razı olsun
okuyan gözlere sağlık...


Hutbe ve Vaazlar

MollaCami.Com