Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Hesaba çekilmeden önce burada kendinizi hesaba çekin!..

Bilindiği üzere Hicri 334'te Bağdat'ta vefat etmiş olan Şibli, Cüneyd-i Bağdadi'nin çok değerli bir talebesi, İmam-ı Malik'in hadis kitabı Muvatta'ı da ezberlemiş bir hadis alimi ve tasavvuf önderidir. Bağdat halkı ona 'İmam-ı Şibli' unvanını layık görmüştür. Zira Şibli Hazretleri, sadece sözle ikaz eden bir mürşid değil, aynı zamanda fiilen yaşayarak örnek olan bir alimdir. Konuşmalarında kullandığı ilk cümle hep aynıdır:

- Ey Müslümanlar! Aylar seneler geçiyor, hesaba çekilme zamanımız yaklaşıyor. Öyle ise orada hesaba çekilmeden önce burada kendinizi hesaba çekin!..

Bir gün bir hürmetkârı dayanamayıp sorar:

- Her konuşma başında "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!" buyuruyorsunuz. Biz burada kendimizi hesaba çekersek, sanki ahirette hesaba çekilmeyecek miyiz?

İmamın cevabı ümit kırıcı değil, ümit vericidir:

- "Evet" der, "Burada kendini hesaba çekerek yaşayan, orada hesaba çekilmeyebilir. Efendimiz'in, "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!" buyurması sebepsiz değildir.

Şibli Hazretleri'nin bu açıklamasına uyan hürmetkârı, başlar kendini hesaba çekerek yaşamaya. Yani, ahirette hesabını veremeyeceği işleri dünyada yapmamaya kesin karar verir. İşte böylesine bir titizlik içinde yaşadığı sırada bir gece rüyasında hocasını görür. Bakar ki, Şibli Hazretleri bindiği beyaz bir atla bulutlara doğru uçup gidiyor. Peşine düşerek bağırır:

- Dur! Ne olur birazcık dur da ben de geleyim seninle!.. İmamın cevabı manidar:

- Ben bu hapishaneden bir kurtuldum, bir daha bekler miyim bu zindanda?

Bu rüyanın manasını öğrenmek için sabah ilk işi üstadını ziyaret etmek olur. Bakar ki hocasının kapısında cenaze hazırlığı var. Onun dünya hapishanesinden kurtulup ahiret saraylarına doğru uçtuğunu anlamakta gecikmez. Ama çok üzülür bu ani gidişine de dua ederek uzandığı yatağında rüyasında hocasını görür. İlk suali, vaazlarında tekrar ettiği ikazı olur:

- "Sen" der, "Dünyada kendini hesaba çekerek yaşar, bize de öyle ikazda bulunurdun, hesabın nasıl geçti, rahatça hesabını verebildin mi? İmam cevap verir:

- Melekler beni hesaba çekmek üzere karşıma geçtikleri sırada Rabb'imden hitap geldi:

- "O kuluma hesap sormayın! Çünkü o dünyada gafilce yaşamadı, kendi hesabını kendisi yaparak geldi. Veremeyeceği hesabı yoktur onun." Şibli Hazretleri:

- "Siz de..." der, "Hesabınızı yaparak yaşayın, veremeyeceğiniz bir hesapla gelmeyin buraya. Size de; o kulum hesabını yaparak geldi, rahat bırakın onu, denebilir!..

Allah razı olsun.

Zaten bütün mesele burda; bunu idrâk edebilsek, bugün günah denizinde boğulmuş olmazdık. :'(

Rabb'im böyle bir idrâkı nasip eylesin, cümlemizi gaflete düşmekten muhâfaza buyursun.

Paylaşım için teşekkürler Derya...

uyarici bir paylasim
tesekkürler

emeğine sağlık derya kardeşim
bizlerde o mübarek insan gibi hesabını dünyada verenlerden oluruz inş..

- "O kuluma hesap sormayın! Çünkü o dünyada gafilce yaşamadı, kendi hesabını kendisi yaparak geldi. Veremeyeceği hesabı yoktur onun."


İnşaallah, bu hitabı duyanlardan oluruz...İnşaallah...

amin arkadaslar yorumlariniz icin ben tesekkur ederim


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com